3.Bölüm:" Her yanım sarılmış çıkışlarım yok artık"
"Bu bölüm kafasındaki binlerce düşünceyle şarkılara sığınan insanlara gelsin"
Doktoru bulmam lazımdı son kez de olsa ablamı görmek istiyordum bu beni mahvedecek olsa da artık doğruları seçecek durumda olduğum aşikar değildi.
Hastanenin danışma bölümün orada doktoru önündeki kağıtları imzalarken buldum."Bana ablamı gösterebilir misin onu son kez görmek istiyorum" yüzüme baktı ama ne kadar çaresiz olduğumu anlayacamış olmalıydı
"Tamam"
Peşinden ilerliyordum onu takip ediyordum sonra tenimde hissettiğim soğukluk beni teğet geçiyordu ve sonunda gelmiştik ve benim göz yaşlarım intihar etmeye başlamışlardı. Doktorun olduğu yerden hareket etmesiyle ablamı gösterdi ve bedeninde olan bezi usulca yüzünden indirdi. Ben o anlık refleksle gözlerimi kapatmıştım çünkü bir anlık onun benim yüzümden öldüğünü düşünmeden edemedim eğer o gün anlık bir hareket yapıp eğilmesem şuan o yaşıyor olabilirdi ve o güzel yüzüyle dünyaya ışık saçmaya devam edebilirdi.
"Kötüyseniz çıkabiliriz"
"Hayır siz bizi 10 dakika yalnız bırakabilir misiniz"
"Tamam sadece 10 dakika"
Ablamın koluna dokundum buz gibiydi onun o soğukluğu beni de etkisi altına aldı benim ona dokunmamla bende buz gibi oldum.
"Üşümüşsün sen üşümekten nefret ederdin şimdi buz gibisin çok üşüyorsun hadi kalk buradan gidelim seni ısıtırız üşümezsin hadi abla lütfen canım yanıyor kalk beni yalnız bırakma bana bunu yapma" o an anladım o benden tamamen gitmişti bir daha gelmeyecekti ve ne bir mucize ne de başka bir şey beni ona kavuşturacaktı
Gitmişti...
Gözyaşlarım intihar etmeye devam ederken doktorun beni oturduğum soğuk zemine kendimi bırakmam sonrasında doktorun dediğine göre beni orada baygın bir şekilde bulmasıymış.
Şuan bir hastane odasında kolumda serum boş boş tavana bakıyordum tavanların konuşmasını istiyordum artık konuşacak kimsem yoktu yapayalnızdım.
Artık buradan gitme vaktim gelmişti onun geri gelmeyeceğini iyice aklıma kazımıştım.
Şimdi nereye gideceğimi bilmeden dümdüz bir yolda boş boş yürüyordum ayaklarım nereye gidiyorsa bende onlara ayak uyduruyordum. Ayaklarımın beni getirdiği yere dönünce kendimi sahilde buldum bir banka oturdum sessizce kuşların uçuşunu izledim denizin dalgası şimdi bunları onunda görmesi gerekti.
Usulca oturduğum yerden kalktım eve doğru yürüdüm oraya gidecektim eşyalarımı toplayıp çıkıp ayrılacaktım ablama ait orada hiçbir şey bırakmayacaktım onlara kalan bir parça eşyası bile kalmayacaktı sinirlerimi bastırmaya çalabalıyordum en fazla çabalıyordum gerisi yoktu.
O eve gelmiştim hala ablamın kokusunun içinde barındığı eve kapıyı çaldım kapıyı 1-2 dakika sonra annem açtı.
Direk odama geçtim bir bavul arayışına girdim sonunda bulduğum siyah bir bavula birkaç parça bir şey koyup sonra ablamın odasının kapısını zorla da açıp içerisine girdim hala kokusu içerideydi.Onun bütün eşyalarını o evden alacaktım bir tek parçası bile kalmayacaktı dolaptan hızlıca çıkardığım elbiselerini çeşit çeşit olan parfümlerini , makyaj malzemelerini geriye hiçbir şey kalmadığından emin olunca çıktım odadan
"Kızım nereye ne oldu" kocasının yaptığı şeyi hala öğrenmemişti anlaşılan ama onun bir suçu yoktu ama yine de kızgındım şuan ben kendime bile kızgındım o yüzden kimse umrumda değildi
"Akşam öğrenirsin o pislik sana anlatır ne yaptığını artık ben yokum hayatınızda" tam kapının oraya yaklaşmıştım ki o pislikle karşı karşıya geldik
"Ooo kim gelmiş buraya güzelim ne yapıyorsun burada sen katilsin eğer orada kendini korumasaydın o kurşun sana geliyordu korudun kendini sen öldürdün onu katilsin"
Sinirlerim daha da artmaya başladı ve sinirden tırnaklarımı ellerime geçirmeye başlamıştım kendimden habersizce
"Kes sesini pislik asıl katil sensin neden yaptın lan neden ne istedin bizden neden böyle bir şeye kalkıştın derdin neydi ne istedin bizden"
"Bizden değil benden diyecektin benim bütün derdim sendin sen ölecektin fakat bazı şeyler ters gitti ve o öldü neyse umrumda değil ama yine de senin ölmeni daha çok istiyordum elbet onun da günü gelecek bir gün sende öleceksin hemde ben öldüreceğim" pis pis gülüyordu ona olan nefretim daha da artıyordu
"Seni şikayet edeceğim sürüneceksin hayat boyu hapishanelerde"
"Sence sen bunu yapabilir misin daha bu söylediğine kendin bile inanmıyorsun ahh zavallı kız hemde bir deli cesaretle bunları yaptığını var sayalım sence ben buna izin verir miyim buna kalkıştığın an kendini öldü bil"
"Tiksiniyorum senden şimdi çekil"
"Buyurun hanımefendi gidin elbet döneceksin buraya dönüp dolaşıp tilki kürkçü dükkanına geri dönecek"
"Sokakta kalırım yine de buraya gelmem senin gibi bir pisliğin yanına gelmekten bin kat iyidir"
Aslında ölsem pek bir şey kaybetmem ama yine de ablam için yaşayacaktım onun alamadığı her nefes için yaşayacaktım sırf onun için nefes alacaktım bu hikayede o pislik değil ben kazanacaktım.
Cebimdeki kulaklığımı çıkarıp telefonumu taktım kafamdaki düşüncelerimi şarkılara sığdırmaya çalışıyordum.
Ve şarkının sözlerine adadım kendimi
Her yanım sarılmış, çıkışlarım yok artık
Yapmayı istediğim, hayallerin peşinde
Anlamsız karalanmış, bi'kaç bozuk cümleyle
Hayatıma nokta koyuyor gibiyim
Gibisi fazla, şimdi kesilir sesimSırtımda eski bir gitarım
Uçmaya hazır kanatlarım
Kararmış gökyüzü beni de aldı bak içine
Ben bugün gidiyorum
"Vedalardan nefret eden ben şimdilerde en büyük vedanın içinde kendimi bulmuştum"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
Roman pour AdolescentsVe iliklerime kadar hissettiğim o muazzam acı onun benden gidişi ve bir daha gelmemek üzere gitmiş olması bana acıdan başka bir şey hissettirmiyordu ve ben ne çok dilerdim onun yerine benim gitmemi... . . . Sevdiğim insanın nefretim içinde boğulması...