B-16 : Bitch

389 17 11
                                    

-ÖZET-

"Bu kadar cani olabileceğini hiç düşünmemiştim!"

Justin sinirle bana baktı.

"Sadece hak etmişlerdi." öfkeli olmasına ramen sakince konuşuyordu.

"Kimse bunları hak etmez! Ben böyle yapsam bana da mı Avery'ye yaptığın şeyleri yapacaktın mal adam?"

Sessizce konuştuğumda bana baktı ve bana bir adım yaklaştı.

*

"Miley...Sen ve Avery farklısınız. Aslında böyle bir konuşma yapacağımız hiç aklıma gelmezdi ama iyi oldu. Yani sana bir şey söylemem gerekiyor." Derin bir nefes aldım. Sen ve Avery farklısınız da ne demek oluyor şimdi? Siktir ordan, bu sadece bir geçiştirmeydi.

"Kurduğun cümle sadece geçiştirmeydi, ne ne diyeceksin? Avery'ye nasıl işkence çektirdiğini falan mı anlatacaksın?" ona şüphe ile baktım. Açıkcası duygusuz olmam gerekirken tanımadığım bir kızı- daha doğrusu ölüyü umursuyordum.

"Hayır, sana senden hoşlandığımı söyleyecektim."

Justin'den ;

Dün gece (yatmadan önce)Nedensizce aklıma Miley gelmişti. Ve gerçekten nedensizce. Sadece son birkaç gündür olup olmadık yerlerde onun aklıma gelmesini sevmiyordum. Aslında bunu daha fazla uzatmayacağım...Evet Miley'den hoşlandığım doğrudur. Bunu birine anlatmayacağım, hey ben Miley'den hoşlanıyorum dediğimde birilerine onlar bunu 'hoşlanma' olarak değil 'aşık olma' olarak anlayacaklar. Ancak Miley'ye bunu rahatlıkla söyleyebilmem için 2 neden var.

1. Neden : Miley de benden hoşlanıyor. Bunu her türlü anlarım ben, boşuna inkar etmemeli.

2.Neden : Miley diğer çoğu kişiye göre mantıklı düşünüyor -bazen saçmalamasına ramen- ve 'hoşlanma' sözcüğünü 'aşık' olma olarak anlamayacağına eminim.

Şimdiki zaman

Miley'ye ondan hoşlandığımı söylediğimde yüzüme baktı.

Miley'den ;

Tanrım! Justin'in yüzüne baktığımda umursamaz-ciddi arasında bir yüz ifadesi takınmışken ben far görmüş tavşanlar gibi bakıyordum. Ama tavşanlar tatlıdır!

Benim onun hakkında ne hissettiğimi söylemem veya söylememem arasında kalmıştım. Hah! Bunu sözcüklerle anlatmama gerek yok tabiki. Justin sıkılmışca bana bakarken...Aniden dudaklarına yapıştım. Justin ise hiç şaşırmadan bana karşılık veriyordu. 

"Bunun anlamı 'bende' demek oluyor sanırım?" Justin bana sırıtarak baktığında bu defa ben umursamaz bir tavır takındım ve derin bir nefes alarak saçımı geriye doğru hafifce savurdum.

"Eh, yani." diye kısa bir yanıt verdim. Justin elini cebine sokarak tekli koltuğa oturdu.Bende sap gibi dikilmemek için koltuğa oturacakken Justin beni bileğimden yakaladı ve ben durunca beni belimden tutarak kucağına çekti.Justin beni kucağına daha çok yerleştirirken ben daha çok sinirleniyordum. 'Asi Gangster' tavırları onun içinde vardı. 

"Bu ne şimdi? Haha, tabi yaa herkes sana itaat etmek zorunluluğunda. Öyle arkadaşların falan." Biraz huzursuz olmuştum.

"Benim olan herşey bana itaat eder.Benim kızım da dahil olmak üzere." otoriter bir tavırla konuştuktan sonra elini belimde gezdirmeye başladı.Ben boynumu geriye doğru bırakınca kafam otomatik olarak Justin'in omuzuna yerleşti. Kafasını yüzüme doğru biraz çevirince dudakları boynuma denk geldi.

Do it // jileyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin