ÖZET
Şuan kalbim çok feci intikam duygusu ile sızlıyordu... Aklıma gelen fikir ile gözyaşlarımı sildim. İçki içtiğim bardaktaki içkiyi son damlasına kadar içtim ve bardağı da alıp yukardaki odalardan birine çıkmak için merdivenlere yönelirken Justin kızla yiyşmesine ramen hala beni izliyordu.
Bunu yaptığına pişman olacaksın Bieber...
*
BÖLÜM ŞARKILARI: IGGY AZALEA - ROLEX, RIHANNA - TALK THAT TALK
Merdivenleri çıktıktan sonra koridorun uzun olduğunu fark ettim. Sıra sıra odaların kapılarını açıp bakarak -evet insanların sevişmelerini bölüyordum- boş bir oda ararken Justin'in beni arayıp aramayacağını düşünmeye başladım. Neyse, zaten bir şekilde bulacaktı. Belki de kanlar içinde tabi o ayrı.
Sonunda koridorun sonlarına doğru boş bir oda buldum ve içeri girip kapıyı kilitledim. İçki şişesinde kalan yarım bardaklık içkiyi de kafama diktim ve şişeyi bir kenara fırlatıp bardağı duvara çarparak kırdım. Uyugn büyüklükte bir cam parçasını elime aldım ve yatağın kenarına oturdum.
Hahaha, biri ile sevişeceğimi düşündünüz değil mi? Benim amacım onu daha fazla hırslandırmak değil, pişman etmek.
Cam parçasını yavaşca sol bileğime bastırdım ve derin çizikler atmaya başladım. Gerçekten acıtıyordu ancak diğer türlerden değil de akıla gelemeyecek yöntemler kullanarak hem tehlikeli olduğumu ona kanıtlayıp hemde onu pişman etmek istiyordum ve bence bu gayet şaşırtıcı bir şey olacaktı onun için.
Sol bileğim kanlar içinde kalmıştı ve kaç tane çizik attığımı sayamıyordum çünkü kan tüm kolumu kaplamıştı. Sağ koluma ise sadece 1-2 veya 3 çizik atabilmiştim çünkü sol kolumun acısından elime alamamıştım.
Gözlerim kararıyordu ve düşünemiyordum. Çok kan kaybetmiştim, bunu hem parmağımı dahi kıpırdatamamamdan hemde vücudumun ısısının düştüğünden anlayabiliyordum. Artık gözlerimin önüne bir perde serilmiş gibiydi, ne hareket edebiliyordum ne de görebilyordum. Sadece hala biraz duyabiliyordum.
-
Makina sesleri duyuyordum ve gözlerimi açamıyordum, başımda ve kollarımda kocaman bir ağrı vardı ve ben gözlerimi açmaya çalıştıkça çoğalıyordu. Sanırım uyanmaya başlamamdan kaynaklanıyordu.
Sonunda gözlerimi açabilmiştim, aslında ne zaman açtığımı bilmiyordum çünkü bunu doktorun odaya girmesiyle fark ettim.
"Bayan Cyrus, uyanmışsınız. Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" içimden sanane demek gelmişti aslında ya.
"Fazla kötü değilim durumuma göre. Sadece başım ve kollarım ağrıyor. Bir de yorgun hissediyorum biraz." doktor anlıyorum dermişcesine kafasını salladı ve elindeki dosyaya bir şeyler yazmaya başladı. "Bay Bieber sizi buraya getirdiğinde çok kan kaybetmiştiniz bu yüzden size 2 torba kadar kan vermek zorunda kaldık (nerden bulduklarını ben de bilmiyorum dfgdfh) onun dışında kollarınız 1 ay boyunca sargıda kalacak ancak 1 haftada iyileşirsiniz. Ve bir sorum var, neden bunu yaptınız?"
Evet, şimdi sırasıydı. "Sanane." doktora garip garip baktığımda o da bana 'donmuş' gibi bakıyordu. Tabi, hiçbir hastadan duymadınız benden duyunca şok etkisi oldu biraz anladım. Doktor sonunda kendine geldiğinde kafasını tamam anlamında sallayıp çıktı.
Yanımdaki komodinde bir kumanda vardı, elime aldığımda yatağın kumandası olduğunu anladım. Kumanda sayesinde yatağı biraz dikleştirdim. Kollarımda serum takılı değildi, sanırım ben uyanmadan önce falan bitmişti. Yavaşca ayağa kalktım, bunu kollarımdan destek almadan yapmak zorunda kalmıştım çünkü çok ağrıyorlardı. Lavaboya girdim ve yüzüme baktım. Fazla solmamıştım, sanırım bana kan verdikleri için falandı.
![](https://img.wattpad.com/cover/18500681-288-k297582.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Do it // jiley
Fanfiction"Bunu söylemek için uygun zaman mı bilmiyorum ama sanırım bir anda söylemek daha iyi gibi geliyor. Bir kaç aylığına yurt dışına gidiyorum ve buralarda olmayacağım ve senin bu süreç içinde burada kalman gerekiyor Miley." *Hikayeyi baştan sona güncell...