Scene 10

487 59 30
                                    

Bright kulaklığını kulağına takmış yurt odasındaki ışıklar kapalı bir şekilde yatağında uzanarak şarkı dinliyor ve Win'i düşünüyordu. Tüm haftasonu boyunca onu görmemişti. Kalkıp yanına gitmeyi çok istemiş ama aşırıya kaçacağını düşünerek kendine engel olmuştu.

Sık sık mesajlaşıyorlardı, kampüste beraber takılıyorlardı. Bright onun arkadaşlarıyla da samimi olmuştu. Tay hariç. Neden bilmiyordu ama nedense Tay ona karşı cephe alıyor gibiydi ve fırsat bulduğu her anda onu iğneliyordu. Win'e yaptığı gibi değildi, gerçekten art niyetliydi. Bright bunun sebebine dair bir tahmine sahip olsa da bunu düşünmek istemiyordu.

Win'le tanışmadan önce onu sürekli uzaktan kesiyordu. İlgisini çekmişti. Çocuk tatlı bir yüze sahipti ve Bright onu ilk gördüğünde içi kıpır kıpır etmiş ve tanışmak istemişti. Bu bir süre mümkün olmamıştı çünkü Bright öyle gözükmese bile çekingen biriydi. Arkadaşlarının yanında dışa dönük biri izlenimi verse de derste söz almaktan bile çekinirdi.

Durum böyle olunca Win'i uzaktan izlemek dışında yapabileceği bir şeyi yoktu ta ki First'le aynı yerde oturduğunu öğrenene kadar. First'e sık sık Win'in fotoğraflarını göstermişti. Sahte bir hesaptan Win'i takip ediyordu. Win'i hiç canlı görmemiş olmasına rağmen Bright o kadar çok göstermişti ki çocuğun siması aklına kazınmıştı ve tesadüf eseri onun yurt binasına girerken gördüğünde hemen Bright'a haber vermişti.

Bunu bilerek iki hafta geçirmiş, First'ün yurdunun bulunduğu sokaklarda üç kere dolanmış ama Win'le hiç karşılaşmamıştı. Sonucunda tiyatro kulübü, elemeleri geçenleri açıkladığı günün akşamında oralarda son bir umutla dolaşırken çocuğu bir restorana girerken görmüştü. First'ü aramış, zar zor cesaretini toplamış ve aniden çocuğun karşısına oturmuştu.

Bunu düşünerek gülümsedi. Aniden birbirlerinin hayatlarına dahil olmuşlardı. Sonra da öpüşmeleri aklına geldi, kalbi heyecanla atarken yatakta karnının üstüne dönüp yüzüne yatağına gömdü. Öpüşmüşlerdi ve Win onu reddetmemişti! Bright ona hâlâ teklif etmemiş olsa da aralarındaki samimiyet buna işaret ediyordu. Birbirlerini gittikçe daha da çok tanıyorlardı ve Bright onun şu anda ya da başka herhangi bir zamanda ne yaptığından haberdar olmaktan aşırı mutluydu. Kendini özel hissediyordu, sanki Win'i en çok tanıyan oymuş gibiydi. Cuma günü Win ortalıkta yoktu ve Talay, Bright'ı kampüste gördüğünde ona Win'in nerede olduğunu sormuştu. İkisi de bilmiyordu ama Talay'ın bu sorusuna hoşuna gitmişti çünkü Win onun en yakın arkadaşı değilmiş de sadece Bright'a ait gibiymiş hissi vermişti!

Yatağında gülümseyerek doğruldu. Win gerçekten Bright'ın ayarlarıyla oynuyordu.

***

Tiyatro kulübünde prova için tekrardan toplandıkları o pazartesi günü Win ortalıkta yoktu. Bright, Talay'ı dürterek "Win nerede?" dedi.

"Bugün gelemeyecek." dedi Talay. "Sunum ödevi varmış onu yapmak için erkenden döndü." Bright, bundan haberi olmadığı için ansızın kendini mutsuz hissetti. Dün gece ne kadar yakın olduklarını düşünerek aptal aptal sırıtıyordu ve şimdi olana bak!

"Win bugün katılamayacağı için prova yapmanızda yardımcı olmak Lancelot'u," Saint dönüp arkadaşlarına baktı ve Gulf'a pis bir sırıtış yollayarak cümlesini bitirdi "Mew canlandıracak."

Mew "Benim neden haberim yok?" dedi.

"Artık var." dedi Saint. "Her neyse." dedi Mew ve gidip bir senaryo aldı.

Sunum için verilen süre iki gündü ve Win iki günde ancak bitireceğini düşünerek o gün toplantıya katılmamıştı. Şaşırtıcı bir şekilde o gece saat gece yarısına yaklaşırken sunumunu bitirdi. Bir flash belleğe sunumunu aktardı ve sandalyesinde geriye yaslanarak gözlerini kapadı. Çok yorulmuştu.

Le Fantôme de l'Opéra (BrightWin) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin