Üniversitenin kampüsünü içerideki sokak lambalarının beyaz ışığı aydınlatıyordu. New, hızla koşuyor ve Bright'ın ona söylediği yere ulaşmaya çalışıyordu. Konferans salonunun olduğu binanın karşısında bir bankta oturuyorlardı. Win'i birkaç dakika önce bulduğunu söylemişti.
Köşeyi döndü, işte! Bright ve Win, birbirlerine sokulmuş bankta yalnız başlarına oturuyorlardı. Bright ona kollarını dolamış, Win başını onun omzuna koymuştu. "WİN!" diye seslendi ve koşarak yanına gitti. Onun geldiğini gören Win doğruldu ve arkadaşı önüne gelip diz çöktüğünde "New? Burada ne arıyorsun?" dedi. New uzanıp onun elini sıkıca tuttu ve "İyi misin?" dedi. "Bir şeyin yok değil mi?"
"İyiyim New."
"Solgun gözüküyorsun."
"Biraz korktum sadece."
Koşan ayak sesleri duyuldu. Off, Talay ve tabii ki de Tay yanlarına geldi. "Win!" dedi Talay ve oturmakta olan arkadaşına sıkıca sarıldı. "Onu nerede buldun?" dedi Talay, Bright'a dönerek. Bright parmağıyla binayı gösterdi. "İçeride, sahnede baygın yatıyordu. "Baygın mı?" dedi Talay endişeyle. "Yoksa g-"
"Mean'di." dedi Win. "Mean mi?" dedi Tay. "Mordred'i oynayan çocuk. Bright'a kılıç saplamıştı." dedi New ona bakarak. "Senle derdi neymiş?"
"Lanet olsun." dedi Off. "Off, sanırım ne olduğunu biliyor olmalısın?" dedi Bright ayağa sinirle kalkıp çocuğun üstüne yürüyerek. "Hepimize sen haber verdin ve Win, buraya senin mesajınla geldiğini söyledi." Tüm gözler ona döndü. Off, Bright'ın bu tavrından hoşlanmamış olsa da geri adım atmak zorunda kaldı. "Soda." dedi. "Annesini aramak için telefonumu istedi. Sana o mesaj atmış olmalı."
"Aptal orospu." dedi Win herkesi şaşırtarak. "Seninle ne derdi var?" dedi Tay. "Soda bana asılıyordu." dedi Bright, öfkeli gözlerini Tay'a çevirerek. "Ama Win'le sevgili olduğumuzu öğrendiğinde sinirlenmiş olmalı."
"Mean ise benden nefret ediyor çünkü kendisi sığ kafalı. Senden de beter." dedi Win, Tay'a ima ederek. "Sana ben saldırmadım neden üstüme geliyorsunuz?" dedi Tay. New doğrulup "Kimse üstüne gelmiyor. Herkes gergin sadece Tay." dedi. "Polise haber veren biri oldu mu?" dedi Talay. "Ben haber verdim." dedi Off. "Ve evet, o ışıklar onlara ait olmalı."
"Biraz geciktiler sanki." dedi Talay. "Onlara ne diyeceğiz?"
"Arkadaşlarımızın bana zararsız bir zorbalık yaptığını." dedi Win. "Şikayetçi olmayacağım, onları oyaladığımız için de özür dileyeceğim. Ne dememi bekliyorsun Talay?"
Win, Talay'a dediği şeylerin aynısını polise ifade olarak verdi ve sonucunda polis birkaç emin olup olmadığını sormasına rağmen şikayetçi olmayacağını söyledi. Polisler gittiğinde "Neden şikayetçi olmadın?" diye sordu Off.
"Baş ağrısı istemiyorum Off. Beni sadece korkuttular ve yakalasalardı da o bıçakları bana saplayacaklarını sanmıyorum."
"Nereden biliyorsun?"
"Sahnede baygın yatıyordum, öldürülmek için çok müsaittim." dedi Win. "Hadi, hepimiz dağılalım özür dilerim."
"Ben özür dilerim Win, bir daha bu kadar dikkatsiz olmayacağım." dedi Off ve Win'e kollarını açtı. Win ona gülümseyip sarıldıktan sonra diğer herkese veda etti. Talay'a gece yazacağını söyledi. New'le kısaca flörtleşti ve Tay'a geldiği için teşekkür etti sadece. "Ya siz? Gitmiyor musunuz?" dedi New. "Biz yemek yiyeceğiz." Bright'ın bundan haberi yoktu ama bu yalana ayak uydurdu. "Oh, o zaman yarın görüşürüz." dedi New. "Yarın görüşürüz." dedi Win ve onlar kapıdan çıkarken Win, Bright'ı ters tarafa götürdü. "Yemek yemeye gitmediğimizi düşünüyorum." dedi Bright, sevgilisi onu elinden tutup peşinden yürütürken. "Doğru düşünüyorsun." dedi Win ciddiyetle. "Aynanın olduğu yere dönüyoruz. Depoya."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Le Fantôme de l'Opéra (BrightWin)
Fanfic"Aşk yüzünden... Aşk yüzünden ölüyorum. Öylesine sevmiştim ki onu! Hâlâ da seviyorum ve ona olan aşkım yüzünden ölüyorum. Sana... Sana söylüyorum! Bir bilseydin ne kadar güzel olduğunu... onu öpmeme izin verdiğinde... hayattayken... Bu ilkti, ilkti...