"Sana diyorum," dedi Win kampüste, en yakın arkadaşının yanında yürüyüp aynı anda heyecanla konuşurken. "Bu ikinci kez oluyor. İlk karşılaşmamızda da aniden yok olmuştu dün de beni odama getirdikten sonra aniden kayboldu! Ya o hayaletse?" Talay onun dediklerine tepki olarak bir nefes alıp verdi. "İlk seferinde acil bir işi olduğunu söyleyip gitmemiş miydi?"
"Evet ama anid-"
"Win sence aniden kaybolmuş olması mümkün mü? Beşinci katta mı ne yaşıyorsun oraya çıkıp inene kadar çocuğun oradan uzaklaşması mümkün."
"Tamam, bu dediğin mantıklı peki ya dün gece?"
"Sarhoştun." dedi Talay. "Bu kadar basit. Etrafında neler olup bittiğini anlayamaman normal. Sarhoşken zihnin düzgün çalışmıyor. Değilken de çalışmıyor gerçi."
Win somurttu. "Neden bu hayalet işinin peşini bırakmıyorsun?" dedi Talay. "Tay'la iddianızı da sonlandırmışsınız."
"Sarhoşluğun içinde bir de dedikodu mu yaptınız?" dedi Win. "Bu sabah konuştuk." dedi Talay. Arkadaşı omzunu silkti. "Daha başlamadım bile." dedi. "Ve hiç başlamamalısın da." diye yanıtladı Talay. "Belki de haklısın," dedi Win düşünceli bir şekilde. "Yine de gidip P'Gulf'la bunu konuşacağım çünkü merak ediyorum." Eliyle Gulf'ı işaret etti, tek başına masada oturuyor telefonu ile ilgileniyordu.
"Zaten ondan başka yapabileceğin bir şey yok. Sonra görüşürüz." Talay ve Win yollarını ayırdılar. Arkadaşı sınıfına giderken Win de Gulf'ın yanına gitti.
Gulf'ın oturduğu masaya vardığında "Merhaba P'Gulf." diyerek selamladı ve çantasını banka bırakıp üst sınıfının karşısına oturdu. Gulf kendisine seslenen kişiye bakıp "Selam... Hmm," Win'e doğru parmağını kaldırmış adını düşünürken "Hah! Win!" Parmağını şıklattı ve gülümsedi. "Selam Win." dedi. "Nasıl gidiyor?"
"Bir değişiklik yok P'." dedi Win, "Senin?"
"Aynı. Senaryo yazma işi için mi konuşacaktın?"
"Hayır P', başka bir şey soracaktım."
"Tüh yazık, Sun'dan başkasını bulamayacağım sanırım."
Sun, haklarında hayran kurgu yazmak isteyen kız olmalıydı ama Win kim olduğunu sormadı. "Aslında ben şu hayaleti merak etmiştim P'Gulf. Bir sürü dedikodu duydum."
"Oh. Ben de sadece dedikoduları biliyorum." dedi Gulf.
"Ama sen de inanıyorsun değil mi? P'Mew'le bir mucize eseri bir araya geldiğini söylemiştin."
"Ah o mesele. Aslında bazen saçma geliyor bazen mantıklı çünkü bir şekilde Mew'le sürekli yollarımız kesişti. İlk başta bileğimde olduğuna emin olduğum bilekliğin kaybolması ve onun bulmasıyla başladı. Ben ondan hoşlanıyordum, hoşlandığım kişinin bilekliğimi bulması ilginç bir tesadüf değil mi?"
Win, Mew ondan büyük olmasına rağmen Gulf'ın ona P' demediğini fark etti. "Yani bazı tesadüfler oldu ve bir araya geldiniz?" dedi Win. Gulf başını sallayarak "Evet ama sanki bu tesadüfler biri tarafından ayarlanmış gibiydi. Bir tane olur iki tane olur, umursamazsın fakat sürekli oldu. Mew buna inanmak istemese de bence ortada bir bokluk- ehm yani, tuhaflıklar vardı." Gulf elini yanağına dayamış, parmağını tahta masa üzerinde gezdirerek Win'le konuşuyor ve göz teması kuruyordu. Bu biraz Win'i germişti. "Peki ya geçen seneki perdenin yanması?"
"Hiçbir fikrim yok. Saint bir kaza olduğunu söylüyor, Mew ona hak veriyor bense bir şey düşünmüyorum. Bazıları bir gölge gördüklerini onun perdeyi aleve verdiğini söylüyor. Gerçek mi değil mi bilemem. Ansızın alev aldı nasıl aldığını bilmiyoruz ama gerçekten de kaza olabilir. Sonuçta hiçbirimiz bilim insanı değiliz ne olduğunu tam anlayalım." dedi Gulf. Win onun bilim insanı demesiyle Gulf'a hayranlıkla baktı. O sırada elinde iki tane içecekle Mew Suppasit yanlarına geldi ve Gulf'a içeceğini uzatarak "Buyur kocacığım." dedi ve yanağından öptü. Win iki elini yumruk yapıp yanaklarına dayadı ve "Kocacığım dedi! Mükemmel çifti buldum!" diye sessizce fısıldadı.
![](https://img.wattpad.com/cover/248746414-288-k825965.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Le Fantôme de l'Opéra (BrightWin)
Fanfiction"Aşk yüzünden... Aşk yüzünden ölüyorum. Öylesine sevmiştim ki onu! Hâlâ da seviyorum ve ona olan aşkım yüzünden ölüyorum. Sana... Sana söylüyorum! Bir bilseydin ne kadar güzel olduğunu... onu öpmeme izin verdiğinde... hayattayken... Bu ilkti, ilkti...