kurgunun yapı taşı:
başlamadan önce ne olur ne olmaz diye ben uyarımı yapayım:
bölümlerde argo sözcükler, ahlaksız karakterler, müstehcen sahneler ve alkol kullanımı bulunmaktadır.
ve özellikle belirtiyorum: hiçbir dine saygısızlık yapma amacı güdülmemektedir.
eğlenceli, ama yer yer de dini sorgulamalara bizi sürükleyecek bir aşure kazanına dalmaya hazır mısınız?
kafalardaki "peder" algısını tamamen yerinden oynatacak bir zayn okumaya ya da?
cevabınız evet ise, iyi okumalar dilerim hepinize.
ben yazarken AŞŞŞIRI eğlendim, bakalım siz beğenecek misiniz
tekrar görüşene dek, sevgiyle kalın,
luna ♡
~
"Berbat bir hata yaptım."
Bacaklarımı usulca sallayıp ayaklarımı birbirine çarparken oluşan görüntüyü, tepetaklak uzandığım yatağımda izliyordum.
11.15. Ve Clint sadece olabildiğince baş belası oluyor. Şimdiden.
"Annemin karnına geri dönemeyeceğini biliyorsun." Bezgin sesimi, devrilen gözlerim izledi.
Sürekli bir boklar yediğinde yanımda bitmesinden hoşlanmıyordum. Ağabeylik yapması gereken kişi ben değildim. Ailenin büyüğü olarak bizi onun koruyup kollaması gerekiyordu. Ama sanırım şu Daltonlardaki "boy uzadıkça akıl kısalıyor" olgusu bizde de geçerliydi.
"Dün gece evlenmişim."
Kaşlarımı çatarak başımı biraz daha geriye yasladım. Uzun saçlarımın yatağın kenarından halıya sarkmasına neden olmuştum ama şu an bunu düşünemeyecektim. Ters görüş açımda can sıkıntısıyla bana bakan Clint'e baktım. "Ne?"
"Düzgün oturur musun amına koyayım? Gel de şu yüzüğe bak. Delireceğim."
Bacaklarımı duvardan çekip yatağa bastırarak yatağımda ters döndüm ve dizlerimin üstünde emekleyerek ona baktım. Yüzük parmağındaki alyansı çıkarıyordu. Yüzüğü bana fırlattığında onu zar zor yakalayabilmiştim.
Parmaklarım arasındaki yüzüğü incelediğim sırada kaşlarım şaşkınlıkla yukarı sıçramıştı. "Siktir." Gülmeye başlamıştım ve kendimi durdurmayı denemeyecektim bile. Sürekli "berbat bir hata yaptım" diyerek yanımda bitmesine aşinaydım ama daha öncesinde evlilik gibi boktan bir yere kadar götürmemişti işleri. Sesinin tonundan anladığım kadarıyla kiminle evlendiğini de bilmiyordu.
Ahmak.
Gülüşüm şiddetlendi. Yüzüğü bir bilye gibi suratına fırlattığımda ani bir refleksle onu yakaladı. Kaşlarını çatması durumu daha da keyifli hâle getiriyordu. Gözlerimi kısarak kıkırdadım. "Süper düper koca bir aptalsın. İyi şanslar."
"Kim olduğunu bulmama yardım edersen sana 500 pound veririm."
Ellerimi yatağıma bastırarak ayağa kalktım. Dağılan saçlarımı elimle omzumun üstünde toplarken iddialı bakışlarımı renkli gözlerinden çekmiyordum. Ciddiyetimi kavradığından emin olunca bir kaşımı kaldırdım. "Üç aylık epilasyon masrafımı karşılayacaksın."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
epiphany
FanfictionBir pederi istemek Lara'yı ne kadar adi yapar? zain javadd malik | 09.12.2020