Bol bol yorum istiyorum🥺🥺🥺
Jimin jungkook'a merakla bakmış ve
"Anlatmak istersen seni dinlerim."
Demişti. Jungkook ise
"Güvendim jimin. Bir insana güvendim.
Yıllar önce bir aslanın yardım çağrısını duydum ve yanına dünyaya indim. Çok sıcak bir bölgeydi. Hayvan hem açlıktan hem de susuzluktan ölmek üzereydi. O zamanlar bir melektim ve ona yardım etmek istemiştim."
Demişti.
Yazarın anlatımı
Jungkook cennette otururken dünyadan gelen bir yardım çağrısını duymuş ve hızlıca dünyaya inmişti. Yardım isteyen bir aslandı ve canlılar için aşırı sıcak olan bir ortamda duruyordu. Yakınlarında ise ne su ne de yiyecek vardı. Jungkook güneşin de hayvana zarar verdiğini anlayınca cennete seslenmiş ve bu hayvan için biraz su istemişti. Ardından ise çevreyi incelemiş ve birini fark etmediği için görünür olmaya karar vermişti. Bembeyaz kanatları ile güneşi engellemiş ve hayvana gölge yaratmıştı.
Jungkook Tanrı'nın ilk yarattığı canlıydı ve içlerinde en ihtişamlıda oydu. Kanatları göz alıcıydı. Meleklerde kıskanma duygusu oldaydı kesin jungkook'u çok kıskanırlardı ama saf duygularla yaratılan melekler onu çok severlerdi.
Jungkook Aslan'a yardım ederken fark etmediği bir şey vardı. O Aslan'ı avlamak için bekleyen ve jungkook'u gören bir insan. Bu insan zevk için hayvanları öldüren iğrenç insanlardan biriydi ancak jungkook yıllardır insanlar ile konuşmadığı için böyle insanların olduğunu bilmiyordu. O insan ise jungkook'un kanatlarına çoktan göz koymuştu. Çok susamış gibi yanına gitmişti. İnsanı gören jungkook korkmamıştı. Sonuçta onlar Adem ile Havva'nın çocuklarıydı. Jungkook'un ise bilmediği bir şey daha vardı. Yıllar önce lilith Kabil'i kandırmış ve Habil'i öldürtmüştü. Onun çocuklarını ise git gide lilith'e uymuş ve kötüleşmişti. Lilith ise sonrasında Atlantis'e girmişti. Bu kötü insanların çocukları ise kötü olmaya devam etmişti.
İnsan jungkook'a yaklaşmış ve
"Yalvarırım bana yardım et. Hava çok sıcak. Nefes bile alamıyorum."
Demişti. İyi kalpli jungkook ise
"Kanatlarımın gölgesinde dinlenebilirsin."
Demişti. İnsan ise oraya yatmış ve jungkook'un kanatlarını nasıl alabileceğini düşünmeye başlamıştı. Jungkook ise hala daha cennetden gelecek olan suyu bekliyordu.
İnsan
"Kanatların çok güzel onlara dokunabilir miyim?"
Diye sormuştu. Jungkook ise biraz düşünmüştü. Kanatlarına çokça kişi dokunmuştu hatta Adem ile Havva bile dokunmuştu. Onun da dokunmasının sıkıntı olmayacağını düşünerek izin vermişti. İnsan elini uzatıp kanadını tuttuğu anda ise kanatları büyük bir alev topuna gönüşmüş ve yanmaya başlamıştı. İnsan ise korku ile oradan kaçmıştı.
Jungkook kanatlarının acısı ile kendini yere atmış ve büyük bir çığlık atmıştı. Bu öyle bir çığlıktı ki bir çok evren dayanamamış ve yok olmuştu bile. Dünyada ise volkanlar patlamış ve depremler olmaya başlamıştı. Jungkook ise büyük bir acı çekiyordu. Kanatları cayır cayır yanıyordu.
Jungkook'un sesini duyan melekler getirdiği suyu hızlıca getirmeye çalışmıştı ancak onlar dünyaya inene kadar jungkook'un kanatları tamamen yanmıştı. Jungkook ise yerdeki kanatlarının küllerine bakarak ağlamaya başlamıştı. Hem canı yanıyordu hep de kanatları yok olmuştu. Melekler ise hemen gelmiş ve cennet suyunu jungkook'un sırtına dökmeye başlamışlardı. Jungkook ise sırtına dökülmeye başlayan suyu durdurmuştu. O cennetin baş meleğiydi. Suyu tabiki de yönetebiliyordu. Meleklere dönmüş ve
"Kanatlarım tamamen yok oldu. O su artık işime yaramaz. Onu Aslan'a içirin. Ben ölüyorum bari o ölmesin."
Demişti. Canı yanıyordu ve öleceğini düşünerek Azrail'i bekliyordu. Azrail ise jungkook'a seslenmiş ve
"Şimdi ölmeyeceksin. Cennete gelin. Tanrı yaralarına bakmamızı istiyor."
Demişti. Ellerine kanatlarının küllerini almış ve Aslan'a dönmüştü. Daha demin ölmek üzere olan Aslan güçlenmiş ve dünyada ki bütün aslanlardan daha güçlü hale gelmişti. Jungkook ona gülümsemiş ve
"Cennete geldiğinde de böyle güçlü ol."
Demişti. Ayağa kalkmaya çalıştığında ise kalkamamıştı. Kanatlarına göre bir dengesi vardı ve o denge artık yoktu. Melekler jungkook'un koluna girmiş ve onu cennete götürmüştü. Jungkook bir müddet tedavi görmüştü. Sırtı artık acımıyordu ancak yürüyemiyordu. Kendisine bir değnek almış ve ona tutuna turuna yürüyordu.
Kanatlarının küllerini ise evinde bir umut ile saklıyordu. Belki Tanrı kanatlarını geri verir umudu ile. Jungkook iyileştiği gibi Tanrı'nın yanına gitmiş ve kanatlarını geri alma ihtimalini sormuştu. Tanrı ise kesin bir şekilde kanatlarını ona veremeyeceğini söylemişti. Kanatları yok olmuştu bile. Jungkook ise o an hayatında ilk kez bir duyguyu yaşamıştı. Öfke. O insana o kadar öfkeliydi ki. Onun bir parçasını çalmıştı. Jungkook Tanrı'ya bunun neden olduğunu sorduğunda ise insanın gerçek amacını öğrenmişti.
Havva ile Adem onun kanatlarını istemiyordu. Bu yüzden onlar dokunduğunda bir şey olmamıştı ama o insanın aç gözlülüğü onu kanatlarından etmişti. O gün jungkook kendisini kaybetmiş ve o insanı öldürmüştü. Azrail ise insanın canını almaya gittiğinde büyük bir korku kaplamıştı bedenini.
Yıllardır merak konusu olan şeytan karşısındaydı. Ellerinde o insanın kanı vardı. Sapsarı saçları kömür siyahı olmuştu. Bir süre önce kaybolan bembeyaz kanatlarının yerini ateşler almıştı. Masmavi gözleri ise kıpkırmızıydı. Azrail ilk önce gördüklerine inanamamıştı. Sonrasında ise jungkook ona dönmüş ve gülümsemişti.
"İntikamımı aldım."
Demişti. Azrail ise korku ile Tanrı'ya sığınmış ve yardım istemişti. Korkunç kader hiç beklemedikleri kişinin,baş meleğin kaderiydi ve biliyorlardı ki o kıyameti kolaylıkla getirebilirdi.
💜💜💜💜💜
İnşallah güzel olmuştur 🥰🥰🥰🥰
Biraz kitabın kurgusunu nasıl bulduğumdan bahsetmek istiyorum size. Ben bu kurguyu rüyamda gördüm. Çok tuhaf gelebilir ancak uyandığımda biraz daha bir şeyler ekleyerek kurguya dönüştürmek istedim ve taslağa kaydettim. Efsaneler öğrendikçe de kurgu kafamda biraz daha şekillendi ancak bu fic'in finali belli. 2 finali olacak. 2.final özel bölüm gibi olacak ve 1.final ise angst olacak ancak diyorum ya 2.finalimiz var. Yani angst bitirmeyeceğim.
Sizleri seviyorum 🥰🥰🥰😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heaven Of Hell (Jikook)
FanficŞeytan meleğe aşık olmuştu,Melek de aynı şekilde şeytana ancak Onların aşkı herkesin ki gibi değildi. Şeytan meleğe dokunamıyordu. Onların tamamen kavuşması için iki seçenek vardı. Ya Melek şeytan'a dönüşecekti ya da şeytan meleğe. Bu seçimin sonund...