26. BÖLÜM

88 4 0
                                    

     Gidiklanma hissiyle uyandim. Gozlerimi actigimda Mertcan'in beni gidikladigini gordum. Bir sure hissetmiyormus gibi yaptim, fakat dayanamayip ellerini tuttum onu kendime dogru cekip sarildim. Ustunde bir tek kot kaprisi vardi. Ben ise cekmecede bulunan gecelikle uyumustum.

-Aciktin mi prensesim? Dedi. Tavana bakip dudaklarımi büzüştürdüm.

-Acıktım ama senden harika bir kahvaltı bekliyorum. Dedim ve sırıttım.

-Sence yapamaz mıyım? Dedi o da dudaklarını büzüştürdü. Aşırı sevimlilikten ölecekti.

- Göreceğiz bakalım. Dedim ve ellerimi omzuna koydum.  O da kalkıp mutfağa gitti. Kahvaltı hazırlıklarına başlamış görünüyordu. Bende kalkıp tuvalete gittim.

    Tuvaletten çıktığımda Mertcan evde yoktu. Camdan kafamı uzattım ve harika iki kişilik bir kahvaltı ile karşılaştım. Sandalyeler ayaklarımız denize girecek şekilde ayarlanmıştı, en sevdiğim. Çekmeceden kısa bir kot şort ve üstüne de yarım üstünde ' peace ' işareti olan beyaz bir t-shirt giydim.

    Şımarık bir tiplemeyle kapıdan çıktım. Beni fark etti ve dalga geçer gibi baktı. Bende yavaş yavaş masaya ilerledim. Sofra harika görünüyordu. Salam, kaşar, beyaz peynir, domates, biber, limonlu bir çay. Tabaklarda da menemen vardı. Ekmek sepetinde ise bir kaç dilim ekmek.

-Bakakaldın? Dedi ve yamuk bir şekilde sırıttı. Gözlerimi kırpıştırdım ve ona bakmadan hemen kendi sandalyeöe oturdum. O da oturdu.

-Mertcan.. dedim. Tam çatalla ağzına yemek atacaktı ki gözlerime baktı.

-Efendim ? Dedi.

- Herşey muhteşem. Ama biz okula gitmiyoruz bayadır. Dedim. Ellerimi birleştirdim.

-Endişelenme. Senin başımdan geçenleri biliyoruz. Babam herşeyi halledecek. Ben babamla konuşmuştum zaten bu yazlık olayını da. Nida, ailem seni çok seviyor. Dedi. Ne diyeceğimi bilemedim. Başımı önüme eğip yemeğimi yemeye devam ettim.             

   Kahvaltı bitince sofrayı toplanmasına yardım etmedim ve deniz kenarındaki kumlara uzandım. Denizin dalgası dizlerime kadar çıkıp geri gidiyordu. Mertcan hiç isyan etmeden sofrayı topladı.

    Birden bire yanıma Mertcan oturdu. Ellerini başının altında birleştirmiş gökyüzünü seyrediyordu.

-Bugün biraz gezelim mi? Dedi. Başımı ona çevirdim. Hiçbir yere bakmadan sadece gökyüzüne bakıyordu.

-Harika olur. Dedim ve ona sarıldım. Şaşırmış görünüyordu. Ellerimi kendime çektim ve ayağa kalktım.

- O zaman gidelim. Dedim ve şımarıkça gülümsedim. Gözlerime baktı ve tebessüm edip ayağa kalktı. Ellerimi tuttu ve beni kendine cekip alnımı öptü.

-Seni seviyorum. Dedi.

Kahretsin ki çok romantik.

     Mertcan evde üzerini değiştirirken bende dışarıda onu bekliyordum. Bir süre sonra üstünde benim kıyafetime uygun 'peace ' işaretli bir t-shirt giymişti. Kafamı sağa doğru yatırıp sevimli bir bakış attım. O da gururla yürüyerek yanıma geldi ve beni omzunun altına aldı. 

    Buranın çarşısı varmış,  oradan biraz alışveriş yapıp eğlenecekmişiz.

    Upuzun bir caddenin başındaydık. Kaldırım boyu mağazalar ve marketler vardı. Cadde şıkır şıkırdı. Bizde güle oynaya yürümeye başladık. Etrafta bizim gibi sevimli çiftler vardı. Bizse etrafı birbirine katıyorduk. 

AŞK HİKAYESİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin