2

433 17 4
                                    

Kainat'ın Anlatımı-Bölüm 2-Kanıt

Hala arabanın içindeyiz ve Şebnem'in bir an telefon alıp koşarak uzaklaşmasına anlam vermeye çalışıyoruz. Umrumda değilmiş gibi davranıyorum, ama siz yabancı değilsiniz, onu ölesiye merak ediyorum. Almilla ve Şebnem kız kardeşim gibiler. Onlara çok kırgınım. Arkadaşlar, hele hele kız kardeşler, birbirinden böyle şeyleri saklar mı? Can'a olan kırgınlığım ise hepsinin üstünde. 

Can'ı ben çok sevmiştim. O benim kışın buzları eriten güneşim, yazın gelen ferahlatıcı esintim olmuştu. Beni sevdiğine inanmıştım. Ona güvenmiştim. Ben de onu sevmiştim. Hem de çok. 

Bir tarafım beni aldattığına inanmıyordu. "Yapmaz, yapamaz!" diyordu aynı tarafım. Beni gördüğünde gözündeki pırıltılar, sözlerine gizlemiş sevgi duygusu o kadar belliydi ki. Bir an benimle söylediği şarkıyı hatırladım. Güzeldi. Ona güvenebildiğim günler güzeldi. Güvenmek güzeldi. Geceleri uyumadan onunla olacak düğünümü düşlemek güzeldi. Sevmiştim. Ama sevdiğim gibi de unutacaktım. Hiç kolay olmayacak olsa da.

Daldığım için Can'ın sesini duyunca irkildim. Ama sonra toparladım. "Kainat biraz konuşabilir miyiz?"

"Hayır Can, konuşamayız. Sen git Pınar'ınla konuş." sesimin güçlü çıkmasını istememe rağmen titremişti. Kolay değildi. Üzülmek bana iyi gelmiyordu. 

"Benim bir Pınar'ım yok tamam mı Kainat! Sadece iki dakikanı bana ayır lütfen. Bir de hikayeyi benim açımdan dinle."

"Ne diyeceksin? Bu durumun hiç bir açıklaması olamaz! Ama yine de sana iki dakikamı ayırıp seninle konuşacağım. Çünkü senin başımda iki saat dır dır etmeni istemiyorum." Bu doğru değildi. Onun kendini açıklamasını ve affettirmesini istiyordum. Çünkü onu hala seviyordum.

"Tamam. Haydi gel." Onu takip ettim. Dizlerimizde olan suları yararak zaten küçük bir denizin olan küçük bir sahile geldik. Ne söyleyeceğini bekliyor, kalbim kafesinden çıkmak istercesine çarpıyordu.

Derin bir nefes aldı ve söze başladı. "Kainat, sen benim tek sevdiğimsin. Yanında olmayı tek istediğim. Kalbini kırmaktan en çok korktuğum. Sana acı verdiğim için o uçurumdan düşerken senin kurtulmanı, kendimin ise ölmesini o kadar çok istedim ki. Böylesine sevdiğim birini hiç aldatır mıyım?"

"Bilemiyorum Can. Sana olan güvenim çoktan alt üst oldu. Söylediğin hiçbir söze inanmıyorum artık. Sonrasında tekrar inanmam ise sandığından çok daha zor olur."

"Ama zaten Pınar'ın istediği de buydu.Hepsini uydurdu o. Bana inan. Ona inanma sevgilim. Bana inan."

"Sana inanmam için senden şunu isteyeceğim. Bana bir kanıt getir. Sana tekrar inanabilip seni seveyim. "

Geniş gülümsemesinden bunu yapabileceğini anladım. Zaten bunu çok istiyordum. Ama herkese o kadar kırgındım ki. Biraz buradan uzaklaşıp kafamı dinlemem, ailemle zaman geçirmem gerekiyordu. sonraki gün, ilk uçağa binip İzmir'ime dönecektim...

Merhabalar efenim..:D Ben fazla uzatmıyorum, görüşürüz, okuduğunuz için çok teşekkür ediyorumm!



KAÇAK GELİNLER #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin