9

69 5 0
                                    

Kainat'ın Anlatımı-Bölüm 9- İzmir'e!

"İlk uçak ne zaman acaba?" diye sordum görevliye, minicik bir umut kırınıtısıyla. Kaç havalimanı gezmiştim, yarım saatimi harcamıştım ve bütün uçaklar en az dört saat sonrayaydı. 

"Beş saat sonra." dedi görevli. Yeter artık, sinirlenmeye başlıyorum.

"Bakın hanımefendi, babam İzmir'de hasta, en kısa zamanda yanına gitmem lazım. Lütfen."

"Üzgünüm ama elden bir şey gelmez. Özel jetlerimizden birini kiralayabilirsiniz ancak."

"O kadar param yok, lütfen biraz ileriye alsanız saatleri?"

"Kainat?" Bu Şebnem'in sesiydi. Ben odadan haberi aldığım anda kimseye bir şey demeden çıktığım için beni merak etmiş ve takip etmiş olmalıydılar. Benim dokunsalar ağlayacak olan yüzümü gördüğümde Almilla benim kolumdan tuttuğu gibi bir sandalyeye oturdu.

"Ne oldu, anlat bakalım." dedi Can.

"Ya, babam hastalanmış. İlk kez benim desteğime ihtiyacı var anlıyor musunuz? İzmir'e en az iki saate gitmem lazım. Ama kaç havalimanı gezdim, hiçbir yerde iki saate uçuş yok. Anca özel jet kiralarsak olabilirmiş. Bende o kadar para yok ki!" deyip ağlamaya başladım. Selim elini omzuma koydu. "Şirket sahibi bir baba ne için vardır Kainat?" dedi. "Anlamadım." diye cevap verdim. "Yani diyorum ki, şirket sahibi bir babam var ve işler gayet iyi gidiyor. Ondan hiç para istemedim bir süre sonra, ama senin için istemeye hazırım. O jet kiralanacak." dedi. "Olmaz. Kabul edemem senden böyle bir yardımı." dedim. Çok düşünceliydi ve çok iyi bir insandı ama bu kadar büyük bir borcu kabul edemezdim.

"Kainat ben de Selim ile paranın yarısını pay ederim. Lütfen kabul et, biliyorsun ben de çok seviyorum Kazım amcayı. Hep beraber gideriz. Lütfen." dedi Şebnem. Bu kadar iyi arkadaşlarım olduğu için çok şanslıydım.

"Tamam." dedim. "Ama bana geri ödemeyi unutturmayın. Ben kesin unuturum. Mahçup kalırım sonra." deyip güldüm. "Oley!" dedi Almilla. "O zaman gidiyoruz." dedi Akif. Bunlar birbirlerini tamamlıyor gerçekten. Selim ve Şebnem kiralayacakları yere doğru gittiler, sonra geldiler ve hep beraber uçağa bindik. Şebnem ve Selim, Akif ve Almilla yan yana oturdu ama Can bir arkaya geçti ve benim ikili koltukta uyumama izin verdi. Yandan bir örtü bir de yastık aldım ve her şeyi kolayca unutmanın yolu olan uykuya daldım.

"Kızlarım." dedi babam bana ve Güneş'e. "Beni yalnız bırakmadınız. Sizden iyi evlatlar düşünemiyorum. Önceden size yaptığım kötülüklerden dolayı çok..." 

Dııt Dıttt Dııt Dıııt makine ötmeye başladı. Doktorlar ve hemşireler odaya doluştu. Bizi çıkarttılar. Makinenin sesi susmuyordu. Kafamın içinde guguk kuşları beynimi kemiriyormuş gibi hissediyordum. Annem "Kocam benim..." diye ağlıyordu.Babama bağlı makine hala ötüyordu. Güneş bayılmıştı, hemşireler sedyeyle onu başka bir odaya taşıdılar. Bir anda babama bakan perdesi çekilmiş pencereyi göremez oldum. DıtDıt sesi hala kafamda yankılanıyordu. Aile yakınları koşarak geliyordu. Kendimi tutamadım...Her şey karardı ama hala o ses vardı.

Kalktığımda üstümdeki hastane kıyafetine baktım. Bir odadaydım. Duvarları beyaz, eşyaları beyaz duygusuz bir odada. Birden aklıma geldi."Babam nasıl acaba?" koştum. Annemin bembeyaz yüzünü görene kadar. "Babama ne oldu?!" diye bağırdım. annem "Maalesef kızım...."

"Kainat uyan!" diye bağırdı Can. "Kan ter içinde 'Ne oldu?' diye sayıklıyordun. Kötü bir rüya gördün herhalde. Hadi şimdi uyu..." gerisini duymadım çünkü dediği gibi uyumuştum.

Uçağın indiğini hissettim. Uyandım. Bizim kızlar yan yana oturmuş, çok özledikleri İzmir'e bakıyorlardı. Hemen indik ve kapı açıldı. Valizleri alıp merdivenleri inmeye koyulduk

"İzmir'im İzmir'im güzel İzmir'im!" diye bağırdı Şebnem. Bu haline gülmedim çünkü hemen babama kavuşmak istiyordum. Annemi aradım.

"Annem ben İzmir'e vardım. Hangi hastanedesiniz?"

"...Hastanesindeyiz kızım."

"Geliyorum." dedim ve kapattım. Almilla'ya "Bizim evin adresini konum atıyorum siz orada misafir odasına yerleşin.  Anahtar bahçe cücesinin altında." dedim. Erkeklere dönüp "Çok üzgünüm ki babam sizin bizim evde kalmanıza izin vermez. Size bizim eve en yakın otelin adresini atarım." dedim. Bir taksi çevirdim. Binmeden önce "Selim, Şebnem tekrar çok teşekkür ederim! Ödeyeceğim!" dedim ve bindim. Yolda Almilla'ya bizim evin konumunu, Can'a da otelin adresini attım. Babama neredeyse ulaşacağım için çok mutluydum. Taksici bir yerde arabayı durdurdu ve parayı ödeyip çıktım. Hastaneye girdim. Sekretere "Kazım Bey hangi odada acaba?" dedim. "304 numaralı oda." diye cevap verdi sekreter. Koştum. Annemi gördüm.

"Kainat babanı..."

KAÇAK GELİNLER #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin