10

66 5 0
                                    

Merhabalaar! 10. Bölüm'e geldik yaa, inanmıyorum!

Şebnem'in Anlatımı- Bölüm 10- Akif'in Annesi ve Babası

Kazım amca normal odaya alınmıştı. Kainat, annesi ona bunu söyledikten sonra hemen bizi aramıştı. Bilirsiniz, Kazım amcayı severim. Tontiş yaa! Sadece küçük bir kalp spazmıymış. Gün geçtikçe iyileşti ve şimdi eve geri dönüyor, biz de haliyle İstanbul'a geri dönüyoruz. Apar topar geldiğimiz için buradan aldığımız kıyafetlerimi Güneş'in bana verdiği valize sığdırmaya çalışıyordum. Bütün kıyafetleri Kainat'a katlattıktan sonra (Ne yani, benim kıyafet katlamayı bilmemi mi bekliyorsunuz!) Kainat sıkılmış ve gitmişti. Yerleştirme işini de Almilla'ya yedirmeye çalışmıştım ama kanmadı. Bütün kıyafetleri koyduktan sonra valizin üstüne oturdum ve fermuarı çekmeye çalıştım. Ama valize koyduğum, buradan aldığım kar küresi altımda çatırt diye bir ses çıkardı. "KAR KÜREM! EŞYALARIM! HAYIIR!!!"  diye bağırdıktan sonra fermuarı hemen açıp mahvolan kıyafetlere ve içine su sızıp bozulan telefona baktım. Telefonum bozulmuştu. Bir dakika. TELEFONUM BOZULDU! Ben şimdi ne yapacağım, takipçilerime nasıl post göndereceğim? "ALMİLLA! KAİNAT! İKİ DAKİKA İÇİNDE GELMEZSENİZ TELEFONUMU BİLEĞİME SÜRTÜP KIVILCIM ÇIKARARAK İNTİHAR EDERİM!" Kainat ve Almilla hemen geldi tabii. 

"Ne oluyor?" dedi Almilla.

"Kızlar şimdi ben böyle tatlış tatlış, şirin şirin eşyalarımı yerleştiriyordum. En son kırmızı hırkamı yerleştirdim. Sonra baktım valiz bir türlü kapanmıyor. Klasik yöntemimizdir diye üstüne oturdum. Ama sonra açık kalan fermuar yerinden hafif bir ıslaklık hissettim. Baktım, burdan aldığım kar küresi kırılmış ben üstüne oturunca. Yani dandik midir nedir, benim gibi zayıf bir kızı bile kaldıramadı. Telefonumun içine de suyu sızmış, telefonum ölü kızlar ölü! Nasıl post atacağım şimdi takipçilerime!" diye cevap verdim. O sırada Kainat'ın annesi odaya girdi ve "Kızlar hadi uçağın kalkmasına on dakika kaldı! Hızlı olun!" dedi. Ben de kalbimde bir sızı, ıslak kıyafetlerimi ve ölü telefonu tekrar valize koyup diğerlerinin peşine takıldım.

***

"Selim anlamıyor musun evlat acısı çekiyorum! Biraz daha kutlama yaparsan o kar küresinin ve telefonun özel konumunu belirleyip, oralara koymamı sağlayıp üstüne oturmam için kara büyü yaptırdığını düşüneceğim!" dedim kızan bir tonda.

"Evet Şebnem kara büyü yaptırdım. Her içtiğim kahvede de kahvemin bitmiş fotoğrafını en sevdiğim falcıya yolluyorum. Beni sev diye de yastığının altına muska koydum." dedi Selim dalga geçerek.

O sırada uçaktaydık. Daha doğrusu İstanbul'a geri inmekte olan uçakta. 

"Sayın yolcularımız emniyet kemerlerinizi çıkartabilirsiniz, an itibariyle İstanbul'a dönmüş bulunuyoruz."

Kemerlerimizi çıkardık ve açılan merdivenlerden aşağı indik. İki ayrı taksiye gruplar olarak binip Selimlerin evine doğru gittik. Eve geldiğimizde Selimler çoktan gelmiş, kapıda bizi bekliyorlardı. Biz de indik. Can kapıyı açtı ve girdik. İçeriden sesler geliyordu. Almilla girişteki mutfaktan bir tencere kaptı Akif de bir vazoyu eline alarak ilerlemeye başladı. Ama Akif içeridekileri gördüğünde şaşkınlıktan gözlerini kırpıştırdı. 

"Anne? Baba?"

***

"Yavrum bu kız senin neyin? Fazla yakın gördüm sana." dedi Akif'in annesi.

"Anneciğim o benim sevgilim. Almilla bu da müstakbel kayın validen oluyor." diye cevap verdi Akif.

"Ne münasebet evladım! Ben vampir gibi bembeyaz bir kızı kabul etmiyorum gelinim olarak. Ne o öyle? Hani...hmm...ya bir Ayla vardı...Ben onu istiyorum gelinim olarak. Bu kızı ben ne yapayım? Ayla kızım hamarattı, güzeldi, zarifti, esmerdi! Olmaz evladım."

"Anne senin sevip sevmemen umrumda değil. Ben seviyorum ve biz onunla evleneceğiz."

Almilla'nın bembeyaz kesilmiş kızgın yüzü, yumuşadı. Akif birden cebinden kırmızı bir kutu çıkardı. Diz çöküp, kutuyu açtı. Kafam kadar bir pırlanta kutunun içinde duruyordu. Pırlantanın iki kenarında mavi opal taşlar vardı. Almilla Akif'in o sözleri söylemesini bekliyordu. Akif başladı.

"Almillam, benimle bir evi paylaşmak ister misin? Koca bir hayatı benimle pay etmeye ne dersin? Çocuklarımıza isminden isimler üreteceğim, şimdi sevdiğim kadını daha sonra da hep seveceğim. Kısacası, biraz klişe olacak ama, benimle evlenir misin?"

"EVET EVET EVET! SONSUZA KADAR! YERDEN AYA KADAR!" diye bağırdı Almilla. Sonra Akif'in boynuna atladı ve sarıldılar. Almilla'nın kaynanasının ağzı açık kalmıştı. Babası geldi ve Akif'in sırtına vurdu. "Umarım Almilla kızım ile çok mutlu bir hayatınız olur." dedi.


Eee nasıl hoşunuza gitti mi? Uzun bir bölümdü bana göre! Görüşürüz!

KAÇAK GELİNLER #Wattys2016Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin