2

385 42 7
                                    

Her zamanki gibi, odasında yalnızdı Chan. Camın kenarına oturmuş dışarıyı izlerken bir yandan da ağlıyordu. Kim ağlamazdı ki? Kendinden çok sevdiği biricik aşkını kaybetmişti sonuçta. İyi bile dayandığını düşünüyordu.

Karanlık sokağı aydınlatan lambalara baktı bir süre. Bozulmuş olmalıydı, sürekli yanıp sönüyordu. Korku filmlerini andırıyordu boş yollarlarla birlikte. Felix olsa çok korkardı diye düşündü Chan. Yokluğu her an belli oluyordu. Onu düşünmemek elinde değildi.

Dakikalar sonra sevgilisinin kendine söylediği şeyler geldi aklına. 'Konuşmak istediğin zaman Ay'a bakman yeterli.' Titrek bir nefes alıp gözlerini yukarı kaldırdı. Dolunay vardı o gece, tüm gücüyle yansıtıyordu ışığı.

İlk başta düşündü, biri gelip kendi kendine konuştuğunu görürse ne derdi diye. Hemen sonra ise önemsiz bir detay olduğu sonucuna vardı. Odasının penceresi ona baktığı için şanslıydı Chan. Göremezse üzülürdü Ay'ını.

"Orada mısın sevgilim? Duyuyor musun, görüyor musun beni?" Cevap gelmeyeceğini bilse de, sormuştu işte kendi kendine. Küçüğü de kendini yalnız hissediyor olmalıydı.

"Keşke bir şeyler yapabilseydim... Eminim artık rahatlamışsındır. Hastanede yatakta yatarken acı çekiyor gibi görünüyordun. Artık canın yanmıyorsa bu iyi, benden uzakta olsan bile en azından iyisin..."

Başka ne söyleyeceğini bilememişti Chan. Ne denirdi ki hayatta olmayan birine? Bir süre düşündükten sonra aklına bir fikir gelmişti.

Meleği için yazmak istiyordu. Onunla ilgili aklında olan her şeyi kağıda dökebileceği, sonsuza kadar saklayabileceği ve her okuduğunda sevgilisini hatırlayabileceği bir defteri olsun istemişti.

"O zaman... başlıyorum sevgilim."

You Are The Moon, Chanlix ✔︎Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin