Arkadaşlar yorumlarınız, düşünceleriniz benim için çok önemli :) Lütfen esirgemeyin. Alıntılar hakkında ki düşüncelerinizi bana da belirtirseniz hani :D Merakla bekliyorum çünkü bende.
-
İğneleyici bir ses tonuyla ''Anne bırak kendisi alır.'' dedim.
''Aa, olur mu oğlum kız belki çekiniyordur.''
Kahkaha atmama engel olamadım. Babam benim bu yaptığıma karşı homurdandı ama umursamayarak ''İnci mi çekinecek? Burada böyle olduğuna bakmayın siz.''
''Ne demek o Gökhan?''
Annemin ses tonunda ki azarlayan tınıyı fark ettim fakat sadece omuz silkmekle yetinerek çayımdan bir yudum aldım. Tabi o an İnci'nin ''Gökhan abi haklı normalde çekingen değilimdir.'' demesiyle biran ağzımda ki çayı püskürtmemek için kendimi zor tuttum. Öfkeli gözlerimi onun alayla parlayan bal rengi gözlerine diktim. Açık bir şekilde meydan okuyordu bana.
''İnci kızım Gökhan'a abi demene gerek yok. O kadar çok yaş yok ki aranızda yavrum.''
Annemin İnci'ye gülümseyerek söylediği bu sözler üzerine niyetini artık daha net anlamaya başlamıştım. Babamı da büyük ihtimal bu işe ortak etmişti.
Gözlerimi İnci'nin bal rengi gözlerinden bir an bile ayırmayarak ''Haklısın anne o kadar yaş yok aramızda. Ama ben İnci'yi tıpkı öz kardeşim gibi çok seviyorum.''
İnci'nin yüzü kızarmaya başlamıştı. Yüzümde oluşan keyifli bir gülümseme ile ona baktım.
''Gökhan ve İnci siz kardeş değilsiniz, olamazsınız da.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kır Papatyası (Kitap Oldu)
Romansa''Bela mısın kızım sen?'' Genç kızın dudakları alaycı bir şekilde kıvrıldı. ''Evet, ama tatlı bela.'' Adam karşısında ki kızın rahatlığına anlam veremiyordu. Bir kadın nasıl bu kadar umursamaz olurdu? Ah, doğru ya bu kendini tatlı bela olarak gören...