Bölüm 6

334 14 6
                                    

Son kez aynaya baktığımda saat dokuza çeyrek vardı. Birazdan Nefes kapının önünde olurdu. Çok ısrar etmişti beraber gidelim diye. Şaşırmıştım bu teklifine açıkcası, ama hoşuma da gitmemiş değildi. Korna sesiyle siyah ceketimi alıp merdivenlere yöneldim. Nefes arabada bekliyordu. Beni görünce şaşırmama sebep olup arabadan indi, yanıma gelmeye başladı. Elini belime uzatmasıyla asıl şoku yaşadım. Kulağıma yaklaşıp fısıldadı;
-Sen, sen çok güzelsin küçük cadı.
Gözlerine bakmayı başardığımda orda farklı bir şeyi gördüğümü düşündüm. Güzel bir şeyi.
-Sende centilmensin bu gece Nefes.
Arabanın kapısını açmasıyla ikinci şoku yaşadım, Nefes’te bugün bir şeyler vardı ama hadi hayırlısı.  Mekana adımımı atmamızla havai fişekler patlamaya başlamıştı. Bu kadar abartıya hiç gerek yoktu, küçük bir yemekle kutlama yapabilirdik. Pınar’ın abartısıydı hepsi ama  sesimi çıkarmadım. Kimsenin keyfini kaçırmanın gereği yoktu. Eğleniyormuş gibi gözükmeyi denedim bütün gece, elimden geldiğince çabaladım bunun için. Ne kadar başarılı oldum, bilmiyorum. Babam’ı öğreneceğim gece kendimi ne kadar eğlenceye verebilirsem, o kadar verdim…
Pınar hediye zamanı diye bağırdığında 5.kadehimi kaldırıyordum. Sarhoş olmamıştım ama, çakır keyif sayılırdım. Pınar koşup boynuma atladığında onu içten bir şekilde kucaklamıştım. Bu kız benim hayatımda ciddi değeri olan bir kızdı.
-Seni çok seviyorum küçük cadııı!
-Heey! Sen de mi Pınar, uyma şu Nefes’e lütfen.
Pınar’ın uzattığı paketi açacakken biri elime uzanıp paketi masanın üzerine koydu. Kim bunu yapan diye kafamı kaldırdığımda Nefes’in can yakıcı gözleriyle karşılaştım.
İzninle küçük cadı deyip arkamı dönmemi sağladı. Saçlarımı sağ omzumun üstüne döküp buz gibi bir zincirin göğüslerime değdirdiği an kafamı göğüslerime çevirdim. Minik bir şahmeran figürüydü boynumdaki.
-Beğendin mi Deniz ?
Nefes , çok teşekkür ederim bunun için. Çok, çok güzel.
Şaşkınlıktan konuşamıyordum, Nefes bana hediye almıştı. Ve üstüne üstlük aldığı şey, şahmeran…
Nefes’e anlatmamıştım ama ben şahmeranı, YABANCI’yı… nereden biliyordu, kim söylemişti bilmiyorum. Beni düşüncelerim arasından sıyıran şakaklarıma konan minik bir öpücüktü… bütün vücudumu sarsan, daha önce hiç tatmadığım bir duyguydu bu. Kıpkırmızı olduğuma emindim Nefes’e döndüğümde. İlk defa bu kadar farklı gelmişti Nefes’in kokusu..
Pınar hediye paketini tekrar uzattığında biraz tavırlıydı. Nefes’e bozulmuştu sanırım. Ama pasta önümüze geldiğinde bütün tavrı yok olmuştu. Deliydi bu kız, neşe doluydu.
Bütün kutlamalar bittiğinde saat bir’i geçiyordu. Nefes eve bırakmayı teklif eder diye düşünmüştüm, ama kolumdan tuttu ve arabaya bindirdi. Tek kelime etmedi arabaya binene kadar.
-Küçük cadı, kapat o küçük ağzını.
-Ne yapıyorsun sen Nefes! Kimseye veda edemedim.
-Vedaları sevmezsin sen Deniz, boş konuşma lütfen. Ha arabadan inmek istiyorsan çekeyim sağa, in.
Ses etmedim, ben sustukça Nefes daha çok gaza bastı. Kısa süre içinde evin önüne gelmiştik. İndi, kapımı açtı. Tam yanından geçecekken kolumdan tutup kendine çekti. Ne oluyordu Nefes’e bilmiyordum… Nefes’imi kesmişti. Gözlerimin  içine baktı, izin ister gibi. Kapattım gözlerimi, nefesini duyabiliyordum. Öpmesini bekledim, öpmedi ama. Geri çekildi. İyi geceler dileyip bastı gaza gitti.
Aklımda binlerce düşünce vardı Nefes’le ilgili, ama şu an onun için zamanım yoktu. Annemle konuşmalıydım, Babam’ı öğrenmeliydim…

nefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin