Sancı part 3

1.1K 47 121
                                    

Selamın aleyküm aleyküm selam...bu bölüm bir önceki bölümün devamı ama başka bir sahne için, okudukça anlarsınız. +18 değil ama rahatsız edici sahneler var (TW:kusma). Bu arada bu bölümü hasta halimle yazdım alırım bir geçmiş olsun. Hayde iyi okumalar :)


Zorlayıcı ve sancılı geçen uzun bir gün sonrası Ender mecburen sabah tekrardan erken kalkmıştı. Uyandığında yanında Kaya'yı göremedi. Tekrardan uyumadığını düşünüp hafiften sinirlenmişti ama sonra erken kalkmış olabileceği geldi aklına ve bu düşünce onu sakinleştirmişti. Yüzünde hala dünkü partiden kalma makyaj kalıntıları vardı. Ender asla makyajla yatmazdı ama gece detaylı makyaj silmek için hali yoktu. 

Yatakta döndü ve yüzüstü yattı. Gözlerinin altına akmış rimeli elinin tersi ile temizledi ardından başını çevirip saate baktı. İşe gitmesi gerekiyordu. Şirkete yeni ortaklar gelecekti bu gün, Halit(mekanı cennet olsun rahmetlinin) şirket için yeni ortaklar bulmuştu, herkesin onayı alınmıştı, Ender de Kaya da tanışma amaçlı yapılan toplantıya gidecekti. Hasan Ali Kuyucu ile tanışmak için herkes heyecanlıydı. 

Ender saate bakakaldı sonra toparlanıp yataktan çıktı. Yan sandalyede duran sabahlığını giydi ve lavaboya gitti. Musluğu açtı. Yüzünü yıkamak için elini su ile doldurdu yüzünü ıslatmak için tam eğilmişken gelen bulantı ile doğruldu, elindeki su dökülmüştü. Kusacak kadar kötü değildi ama rahatsız olmuştu. Yüzünü yıkamaktan vaz geçti, ellerini kuruladı. Merdivenlerden tutunarak yukarı çıktı, merdiven seslerini duyan kaya elindeki bardağı bıraktı, sandalyesini geri itti ve Ender'in yanına gitti. Ender yukarı çıktığında Kaya'yı görmek ona iyi gelmişti o an bulantısını unutmuştu. ''Bebeğim günaydın, nasılsın daha iyi misin?'' Ender gülümsedi, kaya ona genellikle 'bebeğim' demezdi, hoşuna gitmişti ''günaydın hayatım biraz daha iyiyim sen merak etme bizi'' kaya bunu duyduğuna sevinmişti, sevdiği kadını dün öyle görmek onu çok üzmüştü. Ender sofranın donatıldığını fark etti ''sen mi hazırladın bunların hepsini?'' Ender masaya oturdu, ''yani komple ben olmasa da benim büyük katkım var, Yiğit ve Erim yardım etti'' oğullarının eşi ile arasının iyi olması Enderi çok sevindiriyordu ''ellerinize sağlık hayatımın erkekleri benim'' ender de kaya da güldü, kaya da oturdu. ''Çocuklar çıktı mı?'' Kaya lokmasını yuttu ''Yiğit kütüphaneye gitti Erim'i de şöför okula bıraktı'' ender başını salladı, yemek yemiyordu, kaya bu durumun farkındaydı ama bir şey söylemedi. Bir süre daha öylece izledi ender'i, sadece su içiyordu ''Enderciğim niye yemiyorsun? beğenmedin mi yoksa?'' Ender su bardağını bıraktı ''hayır hayır canım çok güzel olmuş sofra ellerinizde sağlık, benim biraz midem bulanıyor iştahım yok'' Kaya'nın morali bozulmuştu ''bu gün gelme işe ben Halit'e(wallahi üzülüyorum yaw başımız sağolsun) söylerim'' ender hayır anlamında başını salladı ''bu gün yeni ortak ile ilk toplantı var hissedar olarak katılmam gerekiyor toplantıdan sonra geri bırakırsın beni eve'' kaya bu durumdan hiç hoşnut değildi ''online katılsan toplantıya? Evden çalışırsın'' ender derin bir nefes aldı ''kayacım olmaz öyle ayıp, toplantıya gireriz sonra bırakırsın sen beni eve'' kayanın 'evet' dışında diyecek bir şeyi yoktu ''o zaman bari bir şeyler ye, daha çok bulanacak miden yemezsen'' Ender tamam anlamında başını salladı ve tabağına bir kaç lokma kahvaltılık aldı. 

Ekinciler kahvaltılarını yaptıktan sonra Kaya salona geçti, Ender'de üstünü giyinmek için aşağı indi. Bir kaç dakika sonra Ender'in salona çıkması ile Kaya ayağa kalktı. Ender üstüne beyaz bir elbise giymişti, omuzları açıktı ve diz boyuydu. Saçlarının üst kısmını topladı altlarını açık bırakıp dalgalı yaptı. Kaya eşini her gördüğünde bir defa daha da aşık oluyordu. Kaya kapıya doğru yürüdü, kapının yanındaki gardroptan Ender'in kabanını çıkardı ve giymesine yardımcı oldu. İkisi de hazırlanınca çıktılar. Arabaya gidene kadar havadan sudan konuştular, arabaya varınca Kaya ender'e kapıyı açtı ve yola koyuldular. 

Bütün yol boyunca her bir dakikanın geçmesi ile Ender'in bulantıları daha da artıyordu. Dün sancı bu gün bulantı canı çıkmıştı. Şirkete vardıklarında Kaya Ender'i yalnız bırakmak istemiyordu, toplantıya kadar onun odasında beklemesini teklif etse bile kabul etmeyeceğini bildiğinden sustu. Asansörden çıktılar Ender'in kapısına geldiğinde kaya'nın yanağını öptü ve odasına girdi, bulantıları devam ediyordu. Kabanını çıkardı ve astı, çantasını da bir kenara koydu. Bilgisayarını açtı tam bir şeyler yazacakken gelen bulantı ile durdu, geçmeyeceğini hissettiğinde bilgisayarın kapağını kapattı elini başına koydu. Kusma hissi yoktu ama bulantısı çok kötüydü. 

Dayanamayacağını fark ettiğinde şirket telefonunu eline aldı, numara bile çeviremedi bu yüzden telefon sekreteryaya bağlanmıştı Ender huzursuzluk içinde konuşmaya çalıştı ''Kaya Bey'i odama yollar mısınız?'' Ender karşıdan gelecek cevabı dinlemeden telefonu kapattı. Kaya bilgisayarından Hasan Ali Bey'in CV'sine bakıyoru, o an odasına Yasemin girdi ''Kaya bey, Ender hanım sizi odasına çağırdı, sesi iyi gelmiyordu'' kaya bunu duyar duymaz yerinden fırladı ve Ender'in odasına gitti. Kapıyı açtığında karşılaştığı manzarayı hiç sevmemişti Yasemin'i yolladı ve kapıyı kapattı. ''Ender? Ne oldu? İyi misin?'' Ender başını salladı ve elini uzattı, Kaya hemen elini tuttu. Ender ağırlığını vererek ayağa kalkmaya çalıştı, kaya diğer eli ile yardım etti. Ender kalktığında boşta olan eli ile odasındaki üçlü koltuğu gösterdi, koltuğa oturdu tekrardan kusacak gibi oldu Kaya Ender'in ayağa kalkacak halinin olmadığının farkındaydı o yüzden hızlıca odadan çıktı ''hemen geliyorum'' kaya temizlik dolabındaki boş kovayı alıp Ender'in odasına gitti. ''Kusacak gibi olursan kalkma ayağa'' kovayı ender'in kucağına koydu. Üstünden bir dakika geçmeden Ender kovanın içine kusmaya başlamıştı. Çıkardıkça rahatlıyor ama fazla süre geçmeden tekrar kusacak gibi oluyordu. Bir süre durdu ve rahatladı, Kaya kovayı ender'in elinde aldı ve yere koydu, yanına oturdu ''iyi misin'' ender cevap vermedi. O sırada odaya Yasemin girdi ''efendim çok özür dilerim ama Hasan Ali bey geldi, toplantının başladığını söylememi istedi'' Kaya döndü ''Mert beye durumumuzu söyler misin? O da Hasan Ali Bey'e anlatır'' yasemin başını salladı ''tabi kaya bey'' Yasemin odada çıktı. 

Mert toplantı odasına tam girecekken durdurdu ve Kaya'nın ona söylediklerini Mert'e söyledi, Mert başını salladı. Toplantı başlamıştı, Halit(ruhu şad olsun) Hasan Ali'yi tanıtıyordu, topu Hasan Ali kendine alacakken sordu ''Ender Ekinci ve Kaya Ekinci yok mu?'' Toplantı salonundaki kimse nerede olduklarını bilmiyordu, birbirlerine baktılar. Mert konuştu ''şöyle Hasan Ali Bey, Ender hanım hamile ve kendini iyi hissetmiyor şu an şirket binasında ama toplantıya katılamadı, Kaya bey de Ender hanımın eşi olduğundan onun yanında'' Hasan Ali dikkatlice dinliyordu ''haaaa hamileyse o zaman boynumuz kıldan ince, ben toplantıdan sonra gider tanıtırım kendimi kızıma'' Mert başını salladı. 

Toplantı bitince Hasan Ali, Ender'in odasına yöneldi kapıyı açar açmaz ender konuştu ''kaya kova!'' Kaya bir çırpıda ender'e kovayı verdi, ender kusuyordu, Hasan Ali yaşananlara şahit olduğundan rahatsızlık duymuştu. ''Ben çok yanlış bir zamandan geldim kusuruma bakmayın hemen gidiyorum'' Hasan Ali tam odayı terk edecekken Ender konuştu ''Hasa nağli bey gelin lütfen asıl benim kusuruma bakmayın böyle bir tanışma olmasını inanın hiç istemezdim.'' Ender doğruldu, Hasan Ali içeri girdi, kovaya baktı sonra anlayışla karşıladı ve görmezden geldi. ''Beni zaten biliyonuz fazla da anlatmayayım şimdi zamanınızı almayayım'' kaya tam konuşacakken Ender'in midesi kalkmıştı, Kaya Ender'e baktı. ''Kızım, oğlum ben valla sonra geleyim şimdi iyi de hissetmiyorsun eve gidin siz'' kaya teşekkür etti. 

Hasan Ali ayağa kalktı ''hadi geçmiş olsun kızım'' ve odandan çıktı. Kaya ve Ender çıkmak için tam eşyalarını toplarken Ender'in karnına çok şiddetli bir sancı girmişti ''ender?!'' Ender toparlanmayaca çalıştı ama her saniye sancısı artıyordu ''kaya geliyo!''...

Mutlu SonHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin