3.Bölüm (Tokat)

134 58 12
                                    

O günden tam 3 hafta sonra,

Kaçırılma olayının ardından 3 hafta geçmişti her şey normal akışında devam ediyordu.Ne kaçırılan kişiden ne de kaçırandan bir haber alınamamıştı. Ama benim aklımda hala o gün duyduğum çığlığın bununla bir bağlantısı olabileceği düşüncesi vardı. Acaba polislere bunula ilgili bir ifade vermelimiydim bilmiyorum ,neden bu kadar çok kafama takmıştım onuda anlamış değilim.
Yine okula gitmek için uyandigim bir sabah daha ,o günün aksine hava bugün güneşliydi .Bugün bitirmem gereken ödevler ve girmem gereken iki sınavım vardı. Derin bir nefes alıp yataktan kaktım, bugün Damla'yı uyandırmayacaktım aynı evde yaşadığımız için kurallarımız vardı cuma kahvaltısını o hazırlardı ama dün işten geç geldiği için baya yorgundu ve dersi benimkinden daha gec başlıyordu, onu uyandırmak yerine kendim hazırlayabilirdim.

Lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra saçlarımı tarayıp , gevşek bir şekilde ördüm.Saçlarım omzumun bir karış aşağısına kadar uzunluktaydı ve koyu kestane rengideydiler ,yüz hatların belirgindi kalem kaşlarım, ne ince ne de kalın dudaklarım ve zeytine benzeyen gözlerim vardı, 161 boylarında 53 kiloydum ,anneme görünüş olarak çok benziyordum .Huy olarak benziyormuydum bilmiyorum çünkü onu 10 yaşındayken kanserden kaybetmiştim.
Ayna bakarken annem gelmişti aklıma ellerimi lavabonun yanlarına koyup yaslamıştım kendimi Damla 'nın kapıda günaydın demesiyle kendime geldim.
Uykulu bir şekilde kapıya yaşlanmış "Günaydın "
Gözünü ovuşturup "Bugün dersin yok mu senin ?"
"Var şimdi çıkıyorum " diyip yanından geçip odama girdim.
Arkamdan gelip,
"Iyimisin "
"Evet iyiyim sadece annem aklıma geldi"diyip yatağın üstüne oturdum .yanıma oturup gözlerime baktı.
"Benim güzel arkadaşım biliyorum ne desem boş ,düşünme desem bir işe yaramaz çünkü Rümeysa teyze senin tam kalbinde ne zaman aynada kendine baksan onu hatırlıyorsun çünkü onun aynısısın, onun bu dünyada kalan diğer yarısı gibisin,sadece senden mutlu olmanı istiyorum geçmişindeki o kötü olayları bir nebzede olsa unutması istiyorum tabi bu mümkünse ."
Ona bakip tebessüm ettim"keşke böyle bir şey olabilse geçmişimizdeki kötü anılarımızdan kurtulabilsek ama bu tıbben mümkün değil "diyip ona kocaman sarıldım başımı omzuna yaslayıp "hep benim arkadaşım ol olur mu?"
Hafiften kıkırdayip " Kusura bakma hep senin arkadaşın olamam daha yan komşunun arkadaşıda olmam gerek" diyip güldü
Daha da sarılıp "bırakmam ki" dedim.
"Okula geç kalıyorsun hemen üstünü giy bende sana tost yapim."diyip ayağa kalktı. Yüzüme bakıp "sen çok güçlü bir kızsın ve şimdi olmazsa bile ilerde çok mutlu bir hayatın olacak "diyip yanağımı okşayıp mutfağa gitti bende hemen kalkıp gardıroptan siyah jeanimi ve kahverengi kazağımı çıkartıp hızlıca giyindim aynanın karşısına geçip kuruyan dudaklarıma nemlendirici sürüp odadan ayrıldım.

Damla'nın yaptığı karışık tostu hızlıca yiyip, vestiyerden çizmelerimi ve montumu çıkarıp giydim hava bugün güneşli görünüyordu ama ben yinede ne olur ne olmaz şemsiyemi de yanıma alıp evden çıktım. Okula vardığımda baya bi yoğun geçirdim günümü sınavlar ödevler derken neredeyse akşam 9 olmuştu okuldan çıkıp yol üstünde bulunan pastaneden Damla 'nın en sevdigi olan balli tarcinli kuarbiyelerden alip evin yolunu tuttum ,yürüme mesafesinde ev ile okulumun arasi 20 dakika kadardı ,yürümeyi sevdiğim için çok fazla otobüs kullanmazdım ,karlı havalar dışında eve vardığımda saat 9.40 olmuştu yemeklerimizi yiyip oyalamadan uyumaya gittik çünkü yarın cumartesiydi ve işe gidecektik kendimize İstanbul' un en iyi kafelerinden biri olan Kapsül de hafta sonu ve hafta içi bir gün ile çalışabileceğimiz bir iş bulmuştuk ve bu bizi çok memnun etmişti böylelikle kira paramızı çıkartabiliyirduk.

Ertesi gün saat 8 de uyanıp beraber kafeye iş başı yapmaya gittik her hafta sonu olduğu gibi yine yoğun geçmişti günümüz, öğle yemeğine çıktığımızda patronumuz Hüseyin bey yanımıza gelip bugün özel misafirlerinin olacağını ve birimizin kalmasını istediğini söyledi.
"Merhaba kızlar, bugün saat 10 da özel misafirlerim gelecek ikinizden birinin kalması gerek ."
"Damla' yla birbirimize bakıp sustuk
"Tabi ona görede paranızı alacaksınız "diyip gülümsedi. Hüseyin bey 25 yaşlarında genç bir delikanlıydı, buradayken bize işi öğrenmemize çok yardımcı olmuştu, onu kırmak itemiyorduk .
"Tamam Hüseyin bey ben kalırım. "Damla bana dönüp saçmalama sen çok yorgun olursun ben kalırım senin yerine."
"Ben kalırım dedim hem biraz oyalanmak istiyorum"
Hüseyin beye dönüp "tamamdır, ben kalırım "diyip tebessüm ettim .
"Çok teşekkür ederim Meva" diyip yanımızdan ayrıldı, yemeklerimizi bitirip çalışmaya geri döndük, akşam saat 10 da damla kafeden ayrılıp eve gitti .10 dk ka sonra 4 iş adamı gelip onlara servis yapmaya başladık o kadar yoğun sohbet ediyorlardı ki saatin ilerlemesi umurlarında bile degildi.

Tezgaha yaslanıp boynumu esnettim, kolumda ki saate baktım ve neredeyse 1 olmuştu Hüseyin beyin yanına gidip acaba daha ne kadar bekleyeceğiz diye sordum "20 dk ya giderler "diyip göz kırptı.
Bende içeri geçip yavaştan üstümü değiştirmeye başladım dışarı çıktığımda konuklar gitmişti ,masada kalan birkaç tabağıda alıp mutfağa koydum .
O sırada hüseyin bey yanıma gelip fazladan mesai paramı verdi ." Teşekkür ederim Meva sanada zahmet verdim"diyip tebessüm etti.
"Rica ederim ,o zaman ben artık gidim"dedim tam arkamı dönecekken kolumdan tutup,"bu saate otobüs yoktur ve yağmur başladı istersen seni ben bırakabilirim "
"Teşekkür ederim ama gerek yok kendim gidebilirim"diyip kolumu hafice geri çektim. Eline bakıp
"Peki o zaman ısrar etmiyeceğim, dikkatli git."başımı onaylar anlamında sallayıp kafeden çıktım ,çiseleyen yağmur daha da şiddetlenmeye başlamıştı, hızlıca çantamdan şemsiyemi çıkarıp açtım bir elimi de montumun cebine koyup yürümeye başladım. 5 dk ka yürüdükten sonra telefonum çaldı.
Arayan Damla'ydı "neredesin "
"Yoldayım 10 dk ka ya evdeyim"
"Tamam dikkatli ol "diyip tamam diyecekken gök gürledi ve bu beni ürpertti.
"Tamam "diyip telefonu kapattım caddeler nedeyse bomboştu. Evimin olduğu mahalleye girdiğimde yağmur sağnak yağmaya başlamıştı adımlarımı hızlandırıp birkaç adım attıktan sonra birinin imdat diye bağırdığını duydum .Olduğum yerde durup etrafıma baktım. Tam yürüyecekken aynı ses yine geldi şemsiyemi bırakıp hızlıca sesin geldiği yöne doğru koşmaya başladım. Çıkmaz sokağın birine girdiğimde gördüğüme inanamadım. Sokak lambasinin cılız ışığının altında Iki adam ve yerde baygin halde yatan bir kadın vardı. Noldugunu anlamaya çalışırken kıyafetlerim sırılsıklam olmuştu. Adamlardan biri yerde yatan kadını kucağına alıp siyah bir minibüse bindirdi.ayaklarımın zemine yapıştığını hissediyordum ne ileri ne de geri gidebiliyordum bu korkudan mı olmuştu yoksa şaşkınlıktanmı bilemiyorum .kendimi toparlayıp.hızlıca üzerlerine doğru koştum. Bağırarak,
"Noluyor burda ,kadını nereye götürüyorsunuz "diyip minibüsün kapısını açmaya çalıştım yanımda duran iki adamdan biri bileğimden tutup beni kendine çevirdi ,o kadar sert tutmuştu ki bileğim kırıldı zannetim inleyerek yüzüne bakıp,"O kadını kaçıdığınızı biliyorum o 'nu hemen geri bırakın "
Kapkara gözleriyle bana bakıp "ya çok aptalsin ya da çok cesur ,eğer onun yanındaki koltukta bizimle gelmek istemiyorsan hemen uza buradan"diyip beni geriye doğru itti ,adamlardan biri sürücü koltuğuna bindi, yolcu koltugunda oturan biri daha vardı. Karanlık olduğu için yüzünü çok fazla göremedim ama bana baktığını hissedebiliyordum.Diğeri ise arka koltuğa tam binecekken arkasından koşup onu ittim,ama bu boşunaydı yerinden bile kıpırdamadı, "seni pislik herif dağbaşı mı burası "diyip itmeye çalıştım. Yüzüme bakıp" bunu sen istedin "diyip Yüzüme sert bi tokat attı ,yere düşüp kafamı sert zemine çarptım sonrasını hatırlamıyorum.

Bölüm ile ilgili yorumunu yaparsan çok sevinirim ve eğer beğendiysen oy vermeyi ihmal etme.

MEVAL(ara verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin