Balonya-ASKIDA-

Erkek Fatma-2

Bu sefer lafı fazla uzatmiciiim,müziğimizi açalım;

Yalın - Sen En Güzelsin 

Çaylar da hazır,haydi kaldığımız yerden devam edelim.^^

^ Erkek Fatma ^

***

Genç kız odasındaki balkonda oturmuş kitabını okurken birden yanına bir şey düştü. Korkudan sıçradı ve başparmağını damağına koyup geri ittirdi. Yanına düşen şeyi aldı ve taşa bağlanmış bir kağıt parçası gördü. Merakla açtı ve okumaya başladı.

'Şehrin dışındaki piknik alanına gel.İşaretleri takip et.'

''Allah Allah,deli midir nedir kim ki bu?'' diye söylendi kız.Ardından bir taş daha düştü yanına.Taşın üzerindeki kağıda bakmadan yerinden kalktı ve aşağı baktı,taşı atanın kim olduğuna.Ama hiç kimseyi göremedi. Eğilip kağıdı aldı ve yazılanladı okudu.

'Gelmemezlik etme.Eğer gelmezsen adını mahallede Kız Fatma diye çıkarırım haberin olsun.'

''Kız Fatma mı?! Erkek Fatma'yı tercih ederim.'' diye söylenerek odasına girdi ve giyinmeye başladı.
Piknik alanına yaklaştıkça heyecanı da artıyordu.Kimdi ki bu gizemli kişi? Ya delinin tekiydi ya da arkadaşları ona sağlam bir şaka hazırlamışlardı.Elini cebine attı ve çakısını kontrol etti.Sonuçta tedbiri elden bırakmamak lazımdı.
Piknik alanına girince ağaçlardan birinde kocaman kırmızı bir ok gördü.Ok sol tarafı işaret ediyordu.Oraya gitti. Sol tarafa vardığında tekrardan bir ok işareti gördü bu sefer dümdüz gitmesini gerektiğini gösteriyordu. Takip etti. Karşısına çıkan ok sağ tarafı gösterince ''Eeeh,bu ne be? Oyun mu oynuyoruz burada?'' diye söylene söylene sağ tarafa doğru yürüdü. Ama ilerlemesi için önündeki ağaçların yapraklarını açması gerekiyordu ve...

Kız gördüğü manzara karşısında şok oldu.
Gölün kenarında küçük bir masa,ağaçların üzerinde minik lambalar,ağaca kurulmuş bir salıncak ve yerde renkli renkli minderler...
Kız olduğu yerde kalakalırken birden yanında maçtaki gıcık,kendini beğenmiş oğlan beliriverdi. Kızın yanından geçip sandalyeye oturdu ve yanında taşıdığı gitarı eline aldı.
Oğlan şarkıya başlamadan önce kızın yanında 2 kişi belirdi.Biri saçına çiçekten taç taktı,diğeriyse kolundan tutarak kızı,oğlana yakınlaştırdı.Sonra da gittiler. Kız her şeyi şaşkınlık içinde izlerken oğlan gitarın tellerine dokundu ve ortam ikisi için büyülendi.
Sanki sihirli bir kalkan ikisini çevrelemişti ve şu an dünyada sadece ikisi vardı...

''En sevmediğim havalarda bile sen en güzelsin
Yüzün hüznün yağmurlarıyla yıkansa bile sen en güzelsin
Yarınım dünüme bozulacaksa da sen en güzelsin
Kalbim hesabı gözlerimden soracaksa da sen en güzelsin
O çapkın gülüşünle aklımı alıp gitme bir bilen olur
O tatlı gülüşünle kalbimi çalıp gitme bir ben olur
Bir gören olur,bir duyan olur,bir bilen olur.''

Kızın kalbindeki dalgalar gözlerine vurdu ve deniz rengi gözlerinden bir damla yaş süzüldü pamuk tenine.
Oğlanın kalbindeki dalgalar iyice coştu. Onları yatıştırmak için bir an önce kızın yanına gitmek istedi.Dalgalarını dindirecek olan bir tek Oydu çünkü.

Oğlan yerinden kalktı.Dizleri titriyordu.Zorlukla kızın yanına gitti. Kız ise ilk defa böyle bir şeyi görmenin şaşkınlığıyla ve mutluluğuyla oğlana bakıyordu.
İlk defa bir erkek onunla dalga geçmemiş,ona kız olduğunu hissettirmişti çünkü.
İlk defa biri ona aşık oluyordu çünkü...

''Be-Ben ne diyeceğimi bi-bilemiyorum.''
''Bende.''
''Te-teşekkür ederim.'' dedi kız.Daha fazla dayanamadı ve ağlamaya başladı.Oğlan yavaşça kızı kendisine çekti.Kız eliyle yüzünü kapatmış ağlarken oğlanın dokunuşu karşısında ürperdi. Kaskatı kesildi. Oğlan kızın hareketsizliğinden tedirgin olup kızı bıraktı.Genç kız,kızaran yanaklarını gizlemek için başını öne eğdi.Ama oğlan çoktan görmüştü bile.Hafifçe gülümseyerek ''Haydi oturalım mı?'' dedi.
Küçük masadaki sandalyelere oturdular. Bir müddet sükunetten sonra oğlan boğazını temizledi ve konuşmaya başladı.

''Söze nasıl başlayacağımı bilemiyorum.Halbuki o kadar da prova yapmıştım.Aklımda kalanları söyleyeyim o zaman.Seni ilk gördüğüm an dedim ki 'Erkek gibi kız.Ama içinde küçük bir kız çocuğu var.Ve bu yönünün kimseye göstermemek için de bunu kalkan olarak kullanıyor.' İnsanın hayatında 'İyiki.' dediği zamanlar çok azdır.Ben seni gördüğüm andan beri iyiki kelimesini o kadar çok kullanmaya başladım ki. 'İyiki o maça gitmişim.' 'İyiki seni görmüşüm.' vesaire.Örnekleri çoğaltabiliriz ama şimdi ambiyansı bozmayalım. Öyle bir çekimin var ki maçta sürekli yanında olmak istedim.Ve hatta ömrümün geri kalanında da.Yaralandığın an dünyam başıma yıkıldı.Senin yere düştüğünü gördüğüm an benim de kalbim düştü sanki.Hayır dedim,şimdi gidemez.Erkenden olmaz.Daha tanıyamadım bile.Şimdi olmaz.'' 
Yutkundu.Gözlerine biriken yaşların gitmesi için bir müddet bekledi.Kıza baktı.
İlgiyle,şaşkınlıkla,şefkatle ve-yoksa oradaki bir sevgi parıltısı mı-sevgiyle dinliyordu.Genç adam devam etti.

''Biliyorum çok erken.Tanışalı henüz 10 gün bile olmadı.Ama ben seni görmeden 1 gün,ne 1 günü ya 1 dakika bile geçiremiyorum. İzin verirsen içindeki küçük çocuğu keşfeden,seni mutlu eden,güzel gözlerindeki aşkı gören kişi ben olmak istiyorum.''

Kız duyduklarını sindirmeye çalışırken gözlerini kırpıştırdı ve konuşmaya başladı.

''Se-senin gözlerinde problem mi var? Beni sevdiğini söylüyorsun,beni? Erkek Fatma gibi olan bi kızı? Benim gibi bir kızı kim ne yapsın? Bu kesin bir iddaa meselesi.Sahadaki çocuklarla iddaya girdiniz,beni tavlayabilme konusunda değil mi? Ama yemezler koçum. Gidin kendinize başka kurban seçin.'' 

Oğlan duyduğu cevap karşısında -yine- şaşkınlıklar içinde kalırken ne yapacağını bilemedi.Bu kız hep ters köşe yapıyordu.Kız sandalyeden kalktı.Oğlan birden panikledi. Hayır,şimdi gidemezdi.

''İddaa meselesi falan değil. Kendini bu kadar değersiz görmendeki sebep ne? Ve neden kendini bu kadar küçümsüyorsun?'' diyen genç adam kıza yaklaştı. ''Çok güzelsin.'' dedi fısıltıyla.Sonra birden sesini yükseltti ve ''ÇOOOOK GÜZELSİİİİİN.'' diye bağırmaya başladı.Kız,oğlanın omzuna vurduktan sonra ''Şşş,sus,sus,tamam,çok güzelim,tamam.'' dedi.Dedi demesine ama dediklerine kendisi bile inanmadı.
Genç adam birden kızın ellerinden tuttu ve gözlerinin içine bakarak ''Seni seviyorum.'' dedi.
Kız ''HA?'' diye odunca bir tepki verirken oğlan kıza sarıldı ve kulağına ''Seni seviyorum dedim.'' diye fısıldadı. Kız,oğlanın sarılışı karşısında yeniden kaskatı kesilirken bu tutuştan hoşlandı.Neden böyle davranıyordu ki? Yıllardır erkek gibi takılmasındaki sebep çocuğun dediğiyle aynıydı.Kendi iç dünyasını kimseye göstermek istememesiydi.Peki bu adam o  dünyayı görebilir miydi? 
Genç kız,oğlanın kalp atışlarını duydu.Hızlı ve gürültülüydü.
Evet,kesinlikle bu adam iç dünyasına girebilir ve görebilirdi.Kız buna izin verecekti.

Oğlan kızın saçlarına bir öpücük kondurduğunda kız da ellerini oğlanın sırtına koydu. Genç adam bu zamana kadar çok kıza sarılmıştı ama bu...Bu çok başkaydı.Ve sanırım aşk dedikleri de işte tam olarak buydu.

***

Dı Mutlu Son ! ^^
Ayy sizce de çok tatlı bir hikaye olmadı mı? :)
Ben bu ikiliyi çok sevdim yahu.Ha bu arada resimdekileri bu ikili olarak düşünebiliriz.^^
Düğünlerine beraber gidelim,olur mu?^^
Oğlanımız her ne kadar kendini beğenmiş olsa da kızın masumluğu ve gizemliliği karşısında çözülüverdi. Kızımız da koruma kalkanını indirip oğlanı güvenli sığınağına aldı ve bum ! Aşkaşkaşkaşkaşkaşk ^^
Bir hikayeyi daha mutlu sonla bitirmenin vermiş olduğu mutlulukla balonlarımı alıp gökyüzünde biraz gezintiye çıkacağım. Üzgünüm,siz gelemezsiniz. 
Sizin bir an önce o mor kapıdan geçip dünyaya dönmeniz lazım.Hem dünyada da varmış uçan balon.İlk duyduğumda epey güldüm doğrusu.^^
Sizin gökyüzüne çıkıp ''Vay beee,bulutlara bak,işte özgürlük bu!'' dediğiniz yerler bize göre denizin sığ yerleri gibi.Bir de buraları görseniz manzaranın güzelliği karşısında kendinizden geçip bayılır da manzaranın tadını çıkaramazsınız. :D
Şimdi o kadar da anlattım,canınız çekti biliyorum lakin napalım,siz de dünyadakiyle idare ediverin şekerim.^^
Tamam,sizlerden bulutlara selam götüreceğim.Bir de isterseniz bulut şeker getiririm. ^^
Tekrardan görüşene kadar balonlucaklı kalın. :)