Bölüm 9: Dikkat et kendine

482 63 41
                                    


Aizawa

"Siz neden buradasınız?" Aizawa sınıfta oturan çocuklara baktı. Onlar da birbirlerine bakarlarken Aizawa tekrar konuştu.

"Bugün antreman yapacağınızı söylemedim mi?" Tüm sınıf aynı anda kafasını salladı. Aizawa parmaklarını şakaklarına götürüp ovdu.

"Üstünüzü giyinin, beta sahasına gidiyoruz." Aizawa sınıftan çıktı.

"Kararı sana bırakıyorum Aizawa, bunlar senin öğrencilerin. Sen hepsini bizden daha iyi tanıyorsun." Nezu'nun cümleleri kafasında yankılanıyordu. Ne yapacaktı? Nasıl söyleyecekti?

Aslında öldü sandığınız arkadaşınız şu an hayatta ama hastanede ölüyor. İyi günler!

"Sensei? Ters tarafa gidiyorsunuz." Momo, koridordaki Aizawa'ya seslendi. Aizawa gülümsedi elindekileri salladı.

"Dosyaları bırakıp geliyorum Momo. Siz gidin." Öğrenciler koridorun diğer tarafından soyunma odasına inerken Aizawa bir kat aşağıdaki öğretmenler odasına girdi. Dosyaları masasına bırakırken telefonuna gelen bildirimleri gördü.

Mirio: Bayan çok bilmiş elmadan sıkılmış, canlı bir şeylere geçiyoruz.
Mirio: Laboratuvarda kertenkeleler vardı. Kuyruğunu koparttırıp tekrar deneyecek
Mirio: Bu çok iyi gözükmüyor..
Mirio: YAPTIIIAIAIAIA
Mirio: YİNE YAPTI
Mirio: TEKRAR TEKRAR YAPIYOR! BİRİ BU KIZI DURDURSUN!

Aizawa gülümsedi. Bu daha çalışmalarının ikinci(?) günüydü ama ona rağmen iyi gidiyorlardı.

Belki de söylemeliydi. Bir umut vardı sonuçta.


Izuku

Odaya girdiğinde gülümsedi. Bu kokuşmuş soyunma odasını özleyeceğini hiç tahmin etmezdi ama işte, özlemişti.

"Sapık gibi dikelmesene orada, haydi." Izuku, Katsuki'ye gülerek sıra numarasının yazılı olduğu çantayı aldı. İçlerinde normal okul eşofmanlarının olduğunu düşünerek rahatça açtı çantayı.

Yeşil kostümünü görünce dondu. Tertemizdi. O gün aldığı tüm yırtıklar, sökükler gitmiş, yerini yepyeni bir kostüm almıştı. Ellerinin titrediğini hissederken çantayı kapatıp yerine koydu. Yakınında duran Aoyama'ya yürüdü.

"Ao, ben bi yurda gidip geliyorum. B-bir kaç dakika geç kalabilirim. Haber verirsin, tamam mı?"

"Ben de geleyim mi, ber-" Izuku onu dinlemeden yürümeye başlamıştı bile.

Olabildiğince hızlı yürümeye çalışıyordu. Derin derin nefesler alarak kendine acele etmesini yoksa derse geç kalacağını söylüyordu.

Ama hiçbir şey kafasındaki o anı silemiyordu. Ochaco'yu tam anlamıyla ölü görmemişti hayır. Hatta o gün hiç görmemişti.

Dikkat et kendine.

Tek parça dön bana, olur mu?

Izuku ben-

Belki o aptal kulaklıkları olmasaydı, belki o aptal anons olmasaydı... Belki..

Hayır. O yine de ölecekti.

Odasına geldiğinde çekmecesini açıp katlanmış okul eşofmanlarını aldı. Saatine bakmak için bir iki saniye ayırdıktan sonra ne kadar geç kaldığını fark edip alel acele okula geri koştu.

Home // IzuochaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin