Prisoner ~ Taekook✔

13(FINAL)

Bir hafta sonra
Jungkook

Şu son bir haftadır Tae bana karşı oldukça normal ve kabul edilir bir yakınlıktaydı. O yüzden onu artık tamamiyle affedip...biraz daha yakınlaşabilirim.

Okuldan gelmiştim. Tae ortalıkta yoktu ama mutfaktan sesler geldiğine göre yemek falan yapıyordu herhalde. Hiç ona seslenmeden odama geçip üzerimi çıkardım ve duşa girdim. İyice sabunlanarak, iyi koktuğundan emin olana kadar yıkandım. Odama geçip üstümü giyindim ve salonda lettobundan çalışan Taenin yanına geldim. Ben geldiğimde mutfakta bir şeyler yapıyordu.

"Hoşgeldin Kook. Aç mısın? Yemek hazırladım."

"Evet açım. "

"Harika o zaman sen geç mutfağa ben geliyorum."

"Tamam."

Ben mutfağa girdikten kısa süre sonra Taede gelmişti. Masaya oturup yemeklerimizi yemeye başladığımızda Tae bana baktı.

"Günün nasıldı?"

"Iyidi. Klasik okul işte."

Taehyung dediğime başını salladı. O yemeğine dönerken ona baktım.

"Benim sana söylemem gereken bir şey var hyung."

Taehyung bana şaşkınca bakıp ağzında ki lokmayı yuttu ve yerinde diklesti.

"Dinliyorum?"

Sesi gergin gelmişti. Onu az daha vermekten zarar gelmez sanırım.

"Ben bir seye karar verdim hyung."

Başını usulca sallamıştı. Gözlerinden merakı, duruşundan da gerginliği çok açık anlaşılıyordu.

"Bu kararımdan sonra... ne yaparsın bilmiyorum ama."

Ciddi dediğim zaman ne yapacağını bilmiyordum.

"S-söyle o zaman."

Bir süre susup ortamı daha da gerdim. O ise gözlerini kırpmadan diyeceğim şeyi beklemişti. Ne kadar ciddi durmaya çalışsam da o şapşal yüz ifadesine gülmeden edemedim.

"Seni tamamen affettim."

"Ha?"

"Affettim seni hyung. Artık bana zarar vermeyeceğini anladım ve...bize... Bir şans vermek istiyorum."

Şuan Tae ulaş gözünü kırpmıyordu. Ve... sanırım nefeste almıyordu.

"Tae?"

"Bi vursana bana."

Yine şapşallık yapmıştı. Ama ben bu adamı şaşırtmayı çok sevdiğim için tabii ki de beni dürten şeytana uyarak yanına geldim.

"Peki."

Ona vuracakmış gibi elimi kaldırıp yanağına minik bir öpücük kondurdum.

Bu sefer Taenin yüz ifadesini anlatamam. Anlatılacak kadar komikti çünkü. Ve sanırım kalp krizi falan geçirttim.

Şaşkın sesiyle hala bana pörtletmiş olduğu gözleriyle bakıyordu. Bense ona gülümseyerek bu sürat ifadesinden başka bir tepki vermesini bekliyordum.

"Başka bir şey demeyecek misin?"

"Bundan daha güzel bir vurma olamazdı..."

Dediğine utanmıştım. Baktım ondan başka bir tepki yok bende tam yerime geçecekken bileğimi tutan elinin beni çekmesiyle kendimi onun göğsünde bulmuştum. Bana yine ahtapot kollarını dolayıp sıkıca sarılıyordu. Bende ona kısa kollarımla yapabildiğim kadar sıkıca sarıldım. Malum cüsselerimiz çok farklı.