Ikinci videoyu bitirdikten sonra yorgun düşmüş ve bilgisayarın başında uyuyakalmıştım.
Uyandığımda, saat akşam dokuza geliyordu ve kapım çalınmıştı.Bu saatte kim çalmıştı kapımı?
Ayağa kalktım ve kapıya doğru ilerledim.
Delikten baktığımda, tanımadığım iki adamı görmüştüm."Kim o?" dedim kısık bir sesle.
"Bayan Jeongyeon?"
"Buyrun benim."
"Biz Bay Park'ın vasiyeti üzerine onun özel eşyalarını size teslim etmeye geldik. Lütfen kapıyı açabilir misiniz?"
Hemen kapıyı açtım ve adamların elindeki kutuyu aldım.
"Ayrıca..." dedi kısa boylu olan, "Evinde şöyle bir mektup bulduk, bunun üzerinde isminiz yazıyordu. Isterseniz bakın."
Mektubu alıp, imzalanmasi gereken evrakları da imzalayıp adamları yolcu ettim.
Elimdeki kutuyu salona koyup hızlıca kapağını açtım.
Önce mektubu açıp okumaya başladım.
"Zaten bir mektup yazmıştım, çektiğim videoların da eline ulaştığını düşünüyorum. Ama bir tane daha yazmak istedim.
Seninle konuşmak istediklerim bitmedi Jeongyeon... Bitmeyecek de...
Bir yirmi yılım daha olsaydı, yine bitmezdi sana söyleyeceklerim...
Yine de söyleyebildiklerimi söyleyeceğim...
Öldükten sonra tüm eşyalarımın sana verilmesini istedim... onlara en güzel sen bakarsın.
Amacım seni üzmek değil... eğer onları görmek seni üzecekse yak hepsini...
Seni yeterince üzdüm zaten, eşyalarımla da üzmek istemiyorum.
Kendine lütfen iyi bak. Doktor kontrolünü ihmal etme, hastalığının ilerlemesini istemiyorum. Vitaminlerini almayı da unutma...
Çilekli pasta seversin, mutsuzken hep ondan yersin... çilekli pasta ye... mutlu olmaya ihtiyacın var... mutlu ol... mutlu olmak sana çok yakışıyor.
Bu son mektubumdu...
Lütfen videoları izle...
Onlar, biziz.
Onlar benim tüm özürlerim.
Lütfen... Lütfen beni affet...
Seni seviyorum.Jimin."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
fire|jeongmin
FanfikceJeongyeon, Jimin'i kendisini aldatırken yakalamıştı... Mini fic.