İnsanlar aşık olurlar.Buna neden olan şeyi bilmeden.Temel düşünce burada işte.Neden olan şeyi bilmemek.Hissettiğimiz duyguların, öfkenin,acının,üzüntünün nedenini biliriz.Bilmesekte tahmin ederiz.Fakat bunu büyük bir oranla biliriz.Bazen inanmak istemeyiz.
'Doğru' diye düşündü genç adam.İki parmağının arasında duran sigarayı yavaşça dolgun dudaklarına getirdi.Sigara bağımlısı değildi.Her zaman içmiyordu.Sadece, elinde bir oyuncak olsun istiyordu.Elinde stres atabileceği bir oyuncağının olmasını istemek onun en doğal hakkıydı.
Otelden ayrıldığı zamandan beri, akşamın geç saatlerine kadar odasının penceresinden içeri bakıyordu.Üşeyen bedenini kasarak siyah paltosuna sarıldı ve sigarasından bir nefes daha çekti.Gözleri kızın kahverengi saçlarının tonlarını inceliyordu.O pencereden gözlerine yansıyan en güzel şey kızın kahverengi saçlarıydı.Işıklar söndü.Kolundaki saate bakınca gecenin bir yarısı bu halde bir serseri portresini anımsatıyordu.Aslında bugün onun için önemli bir gündü.
Önemli bir gün ve hatta önemsiz birden fazla gün için insanların planları olur.Onun ise bu önemli gün için bir planı ve bu planın uygulanması için kararlılığı vardı.Fakat bazen kurulan planlar gerçekleşmez.Dağı yerinden oynatma isteğinin kararlılığı bile olsa planlar plan dışı plansızlıklardır.Sigarasını ayağının altında ezerek söndürdü.Derin bir iç çekip gözlerini mayhoşça son kez pencerenin karanlığına dikti ve otel odasına dönmek için adımlarını hızlandırdı.
Hızlandırdığı adımları taş zemin üzerinde sesler çıkartırken düşünmeye koyuldu.Her insan yapar bunu.Düşünmeye koyulmak demek işin içinden çıkamıyorum demek.Aciz, çaresiz kaldım demek.Ve gerekli kişi yardımda bulunmazsa uzun bir süre toparlanamayacağım demek.
Düşünmek demek, beynimi yaşanacak olan bütün tepkilere kapattım demek.Düşünmek çıldırmak demek.Düşünen insan beyni yoran insandır.Karmakarışık duygular içerisinde sorulan 'Nasılsın' soruna yalan cevap verip 'İyiyim' diyerek geçiştirilip, orada var olduğu halde aslında olmayıp tekrar düşüncelere dalmak demek.Düşünmek demek hiçbir şey demek.Kahrolası şu dünyada hiçbir şey umurumda değil demek.
Fakat aslında her şey umurunda olan insan şöyle ki, bu o beyinsiz düşünen insandır.Başını hızlıca sallayıp 'Saçmalıyorum' diye düşündü genç adam.Sinirli bir yapısı vardı bu genç adamın.En ufak şeylere umulmadık tepkiler gösterek ve bu gösterdiği tepkiden rahatsız olup onu kontrol edemediği için sinirlenen bir yapıya sahipti.Sinir dokuları o kadar hassastı ki çoğu zaman sinirden ağlayıp geceler boyu uyumadığını bilirdi.Erkekler ağlamaz.'Ağlamaz mıydı' diye düşündü kaşlarını çatıp fakat farkında olmadan.Yok, hayır yanlış bir düşünce.Erkekler ağlardı.Sadece erkeklere ağlamak yakışmazdı.
Düşünmek unutkanlık yapar.Düşünmek dalgınlık yapar.Dalgınlıkla geldiği otelin kapısına yaslandı.Soğuk havada ağzından çıkan karbondioksitin yolunu izledi.Genç olmak zor diye düşündü genç adam.Eğer bir yaşlı olsaydı ki olacaktı, buna nasıl dayanabilirdi?Aslında hayat o kadar da kötü değildi.İnsanlar abartıyorlar.İnsanlar çok fazla abartıyorlar.İnsanlar iğrenç yaratıklar.İğrenç yaratıklar çünkü verilmesi gereken o değerler gereksiz şeylere önem taşıttırıyor.Bir şeyi o kadar çok yüceltiyorlar ki haddinden fazla.Utanmasalar,korkmasalar kendi Tanrı'larını yaratıp onlara tapacaklar.Yetkileri bile olsa Tanrı olmayı isteyecekler.'Evet isteyecekler' diye düşündü dudaklarında ki alaycı gülümsemeyle.Yalan değildi.Biri çıkıp karşı çıksa o, o kabullenemeyen insan olurdu.O sırf bu kadar güçlü bir düşünceye bir karşıtlık olsun diye söylenmiş bir antitez olurdu.O onun gözünde en değersiz insan olurdu.
'Belki şu an kendimi fazla övüyorum' diye düşündü.'Mütevazi olmuyorum' diye düşündü.Bu düşünülebilir bir düşünceydi çünkü bu düşüncelerin söze dökülüşülünde haklıydı.Bir hayali 'Ben' yaratmıştı beyninde ve bu onun en samimi en iyi dostuydu.Her konuda en iyi yardımda o bulunuyordu.Aşkta,dostlukta,kavgada...'Hayali ben' onu yalnız bırakmıyordu.Her konuda ne yapacağını o söylüyordu.'Mütevazi olmamalısın' diyordu hayali Ben.'Mütevazi olmamalısın.'.
Olunan her mütevazi davranışta sana kısık gözlerle bakarlar.O gözler derki 'Mütevaziliğine inanmıyorum'.
O kısık gözler inanmaz çünkü kıskanır.Kıskançlık inanmaz.İnanmamak bazen kaybetmek ve bazen kazanmaktır.İnanmamak nedir?
'Yorumsuz' diye düşündü gözlerini deviren genç adam.Yorum yok.Çünkü bu kadar aciz,samimiyetsiz ve ciddiyetsiz.'Ben ve hayalimdeki 'Ben' bile'.
Biz insanlar birer nankörüz ve bunu kabullenmediğimiz içinse yine nankörüz.Ha, evet sözde söylüyoruz.Peki kaçımız inanıyoruz?İnanmak nedir?
İnanç nedir?
...