3.Bölüm

112 21 2
                                    

Babaannem tıpkı bir çocuk gibiydi.Bademleri ve papatyaları çok severdi, ama kıyamazdı koparmaya.Küçükken sevdiği için ona papatya toplayıp getirmiştim. Avcumun arasına sıkışmış papatyaları görünce hemen gözleri dolmuş, papatyaları narin elleri arasına almıştı can vermek istercesine.Onu ağlarken gördüğümde sarılıp özür dilemiştim.

Güldüğünde kırışan göz kenarları ve beliren elmacık kemikleri öpülmeye değerdi.Hayattaki tek varlığım oydu.Bu hastalığa babamı kaybettikten sonra yakalanması beni ona hep bağlamıştı.Ondan ne zaman ayrılsam içimde dolanan sıkıntıyı onun gülümsemesini görmeden gideremezdim.Bana her zaman doğru kişiyi bulmamı ve artık evlenmemi söylüyordu.Bu beni yanında istemediğinden değildi.Sadece yanımdan ayrılmadan önce beni beyaz bir gelinliğin içinde görmek istemesindendi.Hoş,ne zaman ölümden bahsetse boğazım düğümleniyor konuşamaz hale geliyordum.Bu ev onsuz çok sessiz olurdu.Ve ben bunun hayaliyle bile yaşamıyorken onsuzluğa alışmam biraz zor olacaktı.

Ayak seslerinin geldiği yöne doğru yürürken düşündüklerimi her adımımda geriye bırakıyordum..Üst kata çıkınca gözlerimi etrafta gezdirdim.Saklanıyordu belli ki.Gülümseyerek mırıldandım.

''Babaanne..Seni özledim.Sen beni özlememiş olmalısın.''

Saklanmaya devam edince sırtım merdivenlere dönükken arkama dönüp ilk basamaktan indim.Duyacağı şekilde iç çekip sesimi yükselttim.

''Oysa ki..Badem almıştım.Neyse,ben yiyeyim o zaman..''
''Badem mi? Badem mi aldın ? ''

Hızlı adımlarla yanıma gelirken basamağı tekrar çıkıp kısık sesle kıkırdamıştım.Kollarımı büzülmüş bedenine sarıp yanağını öperek geriye çekildim.

''İlaçlarını içmedin yine değil mi? Neden böyle yapıyorsun ? Yaptığımız anlaşmaya uyduğun için sana badem alıyordum.İlaçlarını içmeden bademe dokunamazsın..''
''Çok acılar Ayris..Hiç tatları yok.''
''Öyle tabi..Ama içmen gerektiğini biliyorsun.Ve hep kandırılıyorum babaanne.''

O kıkırdarken elinden tutup adımlarımı ona uydurarak aşağı salona geçtim.Önümden o giderken mutfağa yönelip ilaçlarını alarak bir bardak suyla yanına gidip oturdum.İlaçları kırışmış avcunun arasına bırakıp suyu uzatarak içmesini bekledim.İçtiğinde bademleri avcuna bıraktım.Gülümsemişti.Kırışıklarında göz gezdirip mutfağa girdim.O sırada çalan kapıyla oradan ayrılıp kapının önünde bekledim.Kapının koluna bastırıp açtığımda gördüğüm şeyle bir an nefessiz kalmıştım.

''Sen..Ne arıyorsun burada?''
''Neden kaçtın?''
''Nasıl buldun evimi?''

Birbirimizin sorularını cevaplamadan arka arkaya sorduğumuz sorularla olay saçma sapan bir durum almıştı.Sorduğum soruya karşılık cevabının ne olduğunu bilsem de daha fazla konuşamayacağımı anlayıp sessiz kalmıştım.Bugün onun kahve teklifini kabul ederek hayatımda yapmış olduğum en büyük hatanın altına imzamı atmıştım belki de.

''Şu an sapık olduğumu ,sürekli peşinde olacağımı düşünüyorsun.Hatta birazdan o parmaklarının arasında ezdiğin kapı kenarından ittirerek beni dışarıda bırakacaksın ama eğer böyle düşünüyorsan bunu düşünmene sebep olduğum için üzgün olduğumu bil isterim.Niyetim ne seni korkutmak ne de rahatsız etmek.Sadece bunu düşürmüşsün hızla ayrıldığın için görmemiş olmalısın ama ben peşinden gelip vermek istedim.''

Arada soluklanarak yaptığı konuşmayı tek kelime etmeden dinliyordum.Çünkü onu tanımaya ihtiyacım vardı.Tanımak değil aslında daha çok ...Sanırım bu açıklayamayacağım bir his.Korku,endişe,kızgınlık,acıma duygularının birleşiminden oluşan bir his.Kısacası berbat.Tavsiye edemeyeceğim bir durum. Gözlerimi yüzünden çekip parmakları arasında tuttuğu kart'a baktım.Uzanıp aldım.Üniversiteye giriş kartımdı.Bilgilerimin yazılı olduğu kart.Endişelenmem gereken bir durum daha..Hiçbir şey söylemeden teşekkür edercesine kafamı sallamıştım.Kapının gerisine geçip kapıyı örtecekken babaannemin sesiyle duraksadım.

''Ayris ? Kim o ? Arkadaşın mı ?''
''Hayır babaanne..Yanlış adrese gelmiş.''

Kalkıp yanıma geldiğini fark ettiğimde kapıyı kapatmak için geç kalmıştım.Şu an ilaçlar etki etmişti.Bunu kolaylıkla anlayabiliyordum.Kapının önüne geçip kapıda duran kişiyi süzmüştü.Adını hatırlamıyordum.Gerekte yoktu.

''Kimi aramıştınız? ''
''Ben..Şey..Bayan bugün kartını yere düşürmüştü.Onu getirmek için geldim.Rahatsız ettim üzgünüm..Hoşçakalın..''

Tam ayrılacakken babaannem bırakmayıp kolundan tutmuştu. Bana ters bir bakış attığında bunun ona küçükte olsa bir yalan söylememden kaynaklandığını biliyordum.

''Buraya kadar gelmişsin ,içeriye gir lütfen.''
''Hayır gerçekten teşekkür ed..''
'' Bu yaşta bir teyzeyi kırıyor musun evladım ? ''

Bana bakıp derin bir nefes vererek kararsız bakışlarla içeriye girmişti.Gerçekten rüyada falan mıydım ? Henüz tanıştığım bir insanı eve nasıl alabiliyoruz? Babaannemin kararı karşısında sesimi çıkarmazdım her zaman çünkü bunu ne zaman yapsam kırılıyordu.Onun kararlarına saygı duymam gerektiğini,bir şey yapıyorsa mutlaka bir bildiği olduğunu söylüyordu.Bu yüzden sessiz kalmıştım.Umarım bugünden sonra tekrar karşılaşmazdık..

Taş Kızılı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin