10.Bölüm

100 11 2
                                    

Şu an Ayris'in tek yaptığı ağlamaktı ve bu Berkay'ın işini biraz daha zora sokuyor gibiydi.Berkay yumruklarıyla ve son olarak eklediği tekmesiyle yere serdiği adamın üzerine tükürecekken vazgeçip nefes nefese dizlerinin üzerine çöktü.Omzunun üzerinden geriye doğru bir bakış atıp Ayris'i bulmaya çalıştı.Gözleri karanlığın en derin köşesine sinmiş hıçkırıklara boğulan Ayris'i bulduğunda kalbi yerinden çıkacakmış gibi olmuştu.Olduğu yerde doğrulup yanına ilerledi.Yavaşça ve usulca sokulmuştu.Ona zarar vermek istemediğini açıkça belli etse de Ayris reflekslerinin kurbanı olup çığlık atarak ellerini iki  yana sallamıştı.Berkay onu kendine çekerken açık omzunu düzeltip mırıldandı. 


''Şşş,bir sorun yok.Buradayım..''


Ayris sakinleşmişti.En azından hıçkırıkları duyulmuyordu artık.Az önce hıçkırıklara boğulan kız bu şoku nasıl atacaktı? Bu bir kız için zor bir durumdu.Bunun farkındaydı ama şu an elinden gelen tek şey ona sarılıp yanında olmaktı.Ayris gözlerini zorlukla ellerinin altından çıkarıp Berkay'a doğrulttuğunda bile gözlerindeki kırmızı damarlar görülebiliyordu.Ayris istemsizce gözlerini etrafta gezdirirken irileşen gözlerinin ardından çığlık atmıştı.


''Berkay!!Dik..''


Sözlerini tamamlayamadan Berkay kafasının alt tarafında hissettiği acıyla Ayris'in üzerine serilmişti.Ayris çığlık atarken gölgelere bürünmüş adamı görebiliyordu.Büzüştüğü yerden zorla çıkıp masanın altına girerek kapıya ulaşmaya çalışsa da saçlarının diplerindeki zonklama ona engel olmuştu.Ardından üzerinde hissettiği o tanıdık ağırlık tüm bedenini korkuya bürümüştü.Çıkan tiz sesiyle son kez yardım istemişti.Sırt üstü döndürüldüğünde zorla ayağa kaldırılmıştı.Yerde sere serpe yatan Berkay'a baktı.Yutkunurken gözlerinden dökülenleri umursamayarak acıyan boğazına rağmen bağırmıştı.


''....Bırak beni...''


Elleri arkasında birleştirildiğinde  Berkay'ın bir an önce uyanması için dua eder olmuştu.Adam onu sandalyeye oturtmuş sırtını Berkay'a dönerek Ayris'in ayaklarını bağlamak için oraya yönelmişti.Berkay'ın hafifçe hareketlenmesiyle Ayris seslenecekken ''Sessiz ol!'' işareti ile yutkunmuştu.Debelenmeye devam etse de sessiz kalmaya çabalıyordu.Berkay hışımla kalkıp adamın sırtının yere değmesini sağlayarak üzerine çıktı.Ellerini boğazına yapıştırdığında Ayris Berkay'ın ensesinden aşağıya doğru akan kan damlacıklarını görmüştü.Kıpırdayamıyordu.Çünkü ipler oldukça sertti ve tenini yırtabilirdi.

Berkay dişlerini sıkıp tıslamıştı.


''Öldürmemem hataydı .''


Gücünün tümünü adamın yüzü ve kaburgaları arasında kullanıyordu.Öldüğüne emin olmadan bırakamayacak olsa da Ayris'in bundan etkileneceğini düşünüp zorlukla geriye çekmişti kendini.Yorgundu ve bir kavgaya daha gücü yetmeyecekti.Zorlukla yerden kalkıp adamın tanınmayacak hale gelen yüzüne baktı.


''Gebermeye bu kadar meraklıydın demek..''


Hızla Ayris'in yanına gidip ipleri çözdü.Onu oradan uzaklaştırmak en iyisiydi.Dışarıdan gelen siren sesleri Berkay'ı kafasını pencereye çevirmeye zorlamıştı.Polise kendisi haber vermese bile çığlıkları duyanlar bir şeylerin yolunda gitmediğini anlamayacak kadar salak değillerdi.Bunu bildiği için önüne döndü,kolları arasında titreyen zarif bedende gözlerini gezdirdi.Dışarıya çıktıklarında ikisi de harap olmuş haldeydi.Dışarıdaki sağlık görevlilerine onu teslim ederken yanına yaklaşmayan polislere bakmamıştı bile.Şu an tek düşündüğü Ayris'in iyi olup olmadığıydı.Şoka girdiğinin farkındaydı.Beyaz'a dönmüş tenini incelerken onu uzaklaştırmalarını izledi.Peşlerinden giderek ambulans'ın kapısında duraksadı.Gözleri Ayris'in üzerindeyken onun bilincini kaybettiğini anlamıştı.Endişeli gözlerle ona bakmaya devam ettiğinde kolunda hissettiği sıcaklıkla gözlerini o tarafa çevirdi.

Taş Kızılı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin