Bu sefer Emir Can İğrek'in şarkısı değil ama ama yine müşümükkel bir şarkı :)
Dermanısın her derdin'
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Nalan'dan
Sabah'
emir: LAN KARII!
nalan: noluyo ya?
emir: şaka gibi la
emir: sen beni seviyorsun
emir: seviyorsun mu?
nalan: mşğfdöfmöğd
nalan: seviyorum
emir: bismillahirrahmanirrahim
emir: acaba rüya falan mı?
emir: bakıyım
emir: yok, değilmiş
nalan: ya
nalan: KLFDGKJFJFLGJLFDJKJ
emir: hadi okula geç kalmayalım
emir: hemen gel seni çok özledim
nalan: tamam geliyorum
nalan: ha bir de
nalan: ben de seni özledim
emir: kızım sen böyle şeyler söylersen ben seni yerim
emir: ısırırım yanaklarını
nalan: kafa uçtu
nalan: öşğmfdşdmğffmd
emir: fjoıdhgdbjksf
nalan/ çevrimdışı
emir/ çevrimdışı
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Okul kapısından içeri girdiğim sırada bana doğru ilerleyen birine takıldı gözüm, Meriç'e...
Bana doğru geliyordu ve ben ne yapacağımı bilmiyordum. Hızlı adımlarla yürümeye başladım. Yanından geçerken kolumu tuttu,
"Konuşmamız lazım" dedi.
Kolumu çektim. Bu temas işi hiç hoşuma gitmemişti. Sonrasında kafamı 'tamam' anlamında salladım.
Önümden yürümeye başladığında gitmedim, gitmek istemedim. Çünkü söyleyeceklerinden korkuyordum. Arkasından gelmediğimi anlayınca, kafasını çevirmeden omzunun üstünden bana baktı. Eliyle gelmem için işaret yaptı. Bu sefer sorgulamadan ilerledim. Yanına vardığımda beraber ilerlemeye başladık. Nereye gideceğimizi merak ederken okulun dışına çıktık.
Sahile doğru ilerlediğini anlayınca konuşmaya başladım,
"Meriç bak benim derse yetişmem lazım, burada konuşalım işte."
Hızla arkasını döndü, sinirli miydi? Ama neden?
"Nalan... Senden hoşlandığımı biliyorsun, neden bana bunu yapıyorsun? Ben sana ne yaptım ya ne yaptım!?"
Evet sinirliydi. Hem de çok fazla. Delirmiş gibiydi. Ama ben ona bir şey yapmamıştım ki...
"O'nla sabah akşam mesajlaşırken beni engellemenin anlamı neydi söyler misin?"
Kafamı eğdim. Haklıydı. Ne diyebilirdim ki? Ama insan aşık olacağı kişiyi seçemezdi, benim bir suçum yoktu.
Sinirlendiğini konuşmasa bile anlayabiliyordu insan. Mesela dişlerini kıracak gibi sıkıyordu, ya da yumruk yaptığı ellerinin eklem kemikleri beyazlaşmıştı.
"Ölüyorum anlasana... Karşında yok oluyorum... Bilincimi kaybediyorum... Aklımı kaçırıyorum..." dedi sessizce. Bense neredeyse ağlamak üzereydim. Gözlerimin doluşunu umursamadan O'nu nasıl kırdığımı dinledim...
"Ondan hoşlandığını biliyorum Nalan. O'na nasıl baktığını görüyorum." derin bir nefes aldı ve devam etti. "Ve ben sırf senin gözlerini parlarken görebilmek için, O'nu izlerken izledim seni..." dedi ve sustu. Kafasını eğdi. Ben mi? Bense sessizce ağlıyordum.
Ama ben eskiden böyle değildim. Birini asla kırmazdım, kıramazdım... Babam bana böyle öğretmişti. 'Farkında olmadan bile olsa birinin kalbini kırarsan, mutlaka o kişinin gönlünü almalısın' demişti. Hep böyle yapmıştım, şimdi de yapacaktım. Suçlu olsam da düzeltecektim.
Gözyaşlarımı silip konuşmaya başladım,
"Bak Meriç... İnan ne diyeceğimi bilemiyorum. Seni asla kırmak istemem. Ama ben... Yani şey..."
"Anlatma" dedi sert bir sesle. "Bana O'nu anlatma, Sana nasıl hissettirdiğini anlatma, Seni mutlu ettiğini anlatma, O'nunla eğlendiğini anlatma, Yapma Nalan... Bana O'nu anlatıp canımı daha fazla yakma..." dedi ve duraksadı "Bana O'nu anlatma" dedi. Kelimelerin muhatabı bendim ama daha çok kendi kendine konuşuyor gibiydi.
Artık sessizce değil, hıçkırarak ağlıyordum. Ne yapacağımı bilmiyordum. Sadece kafamı önüme eğmiş bir şekilde ağlıyordum. Zaten başka ne yapabilirdim ki?
Eliyle çenemden tutarak kafamı kaldırdı. Gülmüyordu ama kızgın veya sinirli de değildi.
"Seni illa benle olasın diye sevmiyorum ki ben." dedi gözyaşlarımı silerken, "Seni sevmeyi de seviyorum ben. Sen mutluysan benim için hiç bir şey önemli değil, dünya yansa bile umrumda değil. Ama eğer O'na gideceksen sadece kendi mutluluğun için git olur mu? Git ve mutlu ol..."
Cümlesi bittiğinde kafamı kaldırdım. Ve o an gözünden akan bir damla yaş gördüm. Ağlamam daha da şiddetlenince beni kendine çekip sarıldı. Hareket etmedim. Tepki vermedim. Sadece bana sarılmasına izin verdim...
Ayrılmak için yavaşça hareketlendiğim sırada tekrar konuştu,
"Lütfen... Lütfen biraz daha böyle kalalım... Buna çok ihtiyacım var..."
Cevap vermedim. Ama ayırmadım da bedenimi ondan. Sadece bu şekilde hareketsiz kaldık. Aklım çok karışmıştı. Hiç bir şeyi anlayamıyordum. Beynim durmuş gibiydi.
Tam o sırada bizi izleyen Emir'i görmemle donup kalmıştım. Kafasını iki yana sallayarak arkasını dönüp ilerlemeye başladı.
İşte bu sefer gerçekten ne yapacağımı bilmiyordum...
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
dırırıttırıım
yorum yapmayanları dövüyorum şömfdğöşfmömf
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nalan / Texting (TAMAMLANDI)
Historia CortaEmir Can İğrek'in 'Nalan' isimli şarkısının hikayesidir. TAMAMEN KURGUDUDUR :P #nalan da 1. / 12.11.2020 #emircaniğrek de 1. / 14.11.2020 2017'den beri bir eci dinleyicisi olarak kafamda dönüp duran kurguyu sonunda yazdım ve sizlere sundum. Tamam...