Müşümükkel
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
Emir'den...
Ellerim titreyerek 'kabul et'e gitti.
Böyle bir şeyi çok istiyordum ama nasıl olacağını hiç düşünmemiştim. Aşırı heyecanlıydım. Ellerimin titremesine mani olamıyordum. Abartıyor muydum? Ah, tabi ki hayır! Resmen hayalim gerçekleşiyordu. Ama neden böyle tuhaf hissediyordum? Sanki tüm emeklerim uçmuş gibi, tüm hevesim kaçmış gibi...
Heyecanlı mıydım? Evet
İstiyor muydum? Evet
O zaman neden böyle tuhaf hissediyorum?
"Alo?" dedi karşıdaki ses. Yani Nalan, Sevdiğim...
Cevap verecektim tabii ama nasıl? Ne diyecektim?
'Bende seni seviyorum hadi evlenelim'
Yuh. Dümdüz yürü kıza. Hatta bu yürümek değil koşmak,
'Evet bende seni seviyorum yarın akşama babamla istemeye geliriz'
Yok bu da olmadı,
En iyisi sakinleşmek...
"Alo?" dedim televizyon sunucuları gibi... Gerçekten kendime gelmem lazım. Bu böyle olmayacak.
"Şey... Okulun arkasındaki parka gelir misin?" dedi aşık olduğum sesiyle.
Ne diyecektim, tabi ki kabul edecektim.
"T-tamam ben gelirim... Zaten yarın seni istemeye de geliriz"
Aferin oğlum koş kıza.
"Efendim?"
Tabi kız şaşırdı. Daha önce bir öküzle konuşmamıştır.
"Şey yani gelirim demek istedim"
Dansözlerden daha iyi kıvırıyorum bee...
"Tamam, parkta görüşürüz o zaman?"
"Görüşürüz"
Sanki sınavdan çıkmış gibiydim. Heyecanlı ve stresli...
Üstüme siyah deri ceketimi alıp evden çıktım. Nalan'ı bekletmemek için hızlı hızlı yürümeye başladım. Sokağın sonunu dönüyordum ki gözlerim bir şeye takıldı. Ayıcıklı panduflarıma...
Heyecandan ayakkabı giymeyi unutmuştum...
Eve geri dönersem çok geç kalırdım. Böyle de gitsem olmazdı. Peki ne yapacaktım? İşte şimdi gerçekten sıçmıştım. Cafer nerdesin kardeşim? Bana bir bez lazım da.
Yapacak bir şey yoktu. Böyle gidecektim...
^^^^^^^^^^^^^^^^
Yavaşça yanına oturdum. Ayaklarımı da bankın altına sakladım. Bu beni bir süre idare ederdi.
Yüzüne baktım. Çok mu güzeldi? Fazlasıyla...
Elaya yakın kahverengi gözleri... Sapsarı düz saçları... Küçük, kalemle çizilmiş gibi duran minik burnu...
Onu seviyor muydum? Kesinlikle
Ama neden içimde huzursuzluk vardı? Neden yanlış bir şey yapıyor gibi hissediyordum? Eğer yaptığım gerçekten yanlışsa bile bu asla umrumda değildi. Hiç bir şey beni bu anın güzelliğinden mahrum bırakamazdı.
Sakince konuşmaya başladı,
"Seni konuşmak için çağırmıştım... Yani konuşmamız iyi olur diye düşündüm."
Evet çok iyi düşünmüşsün evlenelim mi?
"T-tabi iyi olur"
"Şey.. Ben... Yanii-" elimle konuşmasını böldüm.
"Zorunda değilsin" dedim,
"Hayır hayır, anlatmak istiyorum" dedi ve duruşunu dikleştirdi. Tekrar konuşmaya başladı,
"Senle yazışırken mutlu olduğumu gördüm. Bana yazmadığın zamanlarda senden mesaj beklediğimi fark ettim. Saçmaydı belki de. Birini tanımıyorken ona alışmak. Belki de öyle biri yoktu. Bunu bilemezdim. Belki de ben hastaydım ve her şeyi kafamda kurmuştum. Senle her konuşmamızın sonunda aklıma bunlar geliyordu. Ne kadar itiraz etmek istesem de bazen olmuyordu. Kafamda kurduğum bu saçma senaryoya inanıyordum..." derin bir nefes aldı ve devam etti,
"Ve seni yok sayıyordum..." Gülümsedi ama içten değildi. Daha çok 'acının tatlı tebessümü' dedikleri gibiydi. Ve bunu bilmek canımı yakmıştı.
"Ama sonra seni okulda gördüm ve sana inanmak istedim, inandım... Ve sana arkadaşlıktan daha çok değer verdiğimi anladım."
O utanarak başını eğdi. Ben mi? Bense salak salak sırıtıyordum. Çok tatlıydı. Ve güzeldi, fazlasıyla...
Sevinçle konuşmaya başladım,
"Ee yani şimdi biz sev-"
"Henüz bir teklif almadım" dedi ve gülmeye başladı.
Ulan...
Bu kadar güzel gülme zalımın kızı...
Sonra da ayağa kalktı, e tabi bende
Sarılsam ne yapardı? Kızar mıydı? Yoksa O'da sarılır mıydı? En iyisi kendisine sormaktı,
"Şey.. Peki sana sarılabilir miyim?"
Ben ne cevap verecek diye merak ederken birden kollarını boynuma dolamasıyla şok oldum. Gerçekten şok oldum ve hareket edemedim. Ama salaklık yapıp bu anın tadını kaçırmak istemedim ve bende kollarımı beline doladım.
1-2 dakika boyunca öyle kaldık ve gerçekten hayatımda yaşadığım en güzel anlardan biriydi. Ayrılmak için hareketlendiğinde bırakmak istemedim ama kabalık yapmamak için ellerimi yavaşça çektim.
Tam o sırada gülmeye başladı. Bende ne olduğunu anlamak için yüzüne baktım. Kafamı baktığı yere çevirdiğimde ayıcıklı panduflarıma baktığını gördüm. Bende gülmeye başladım sırada birden durdu. Kafasını kaldırdı ve bana baktı.
"Hani bana demiştin ya 'her şeyimi kaybettim' diye..."
derin bir nefes aldı ve tekrar konuşmaya başladı,
"İzin ver her şeyin olayım"
^^^^^^^^^^^^^^^^^^^^
dırırıttırıım
Final yakındır arkadaşlar ;)

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nalan / Texting (TAMAMLANDI)
Cerita PendekEmir Can İğrek'in 'Nalan' isimli şarkısının hikayesidir. TAMAMEN KURGUDUDUR :P #nalan da 1. / 12.11.2020 #emircaniğrek de 1. / 14.11.2020 2017'den beri bir eci dinleyicisi olarak kafamda dönüp duran kurguyu sonunda yazdım ve sizlere sundum. Tamam...