pennyroyal tea

2.2K 216 436
                                    

Sigara.

Evet, bir dal daha. Sanki onlarca içmemişim gibi bir dal daha.

Sigaranın yanında bir şeyler eksik. Şarap? Belki.

Ama daha yeni bir şişe bitirdim.

Orospu çocuğu.

Odamdaki mini buzdolabından yeni bir şarap daha çıkarıyorum. Aralarından seçmiyorum bile, etrafı bulanık görmeye başladım zaten. Ağzımda sigara elimde kadehle duvarı izliyorum saatlerdir.

Hayatımı siktin.

Gülüyorum. Aynı onun gibi.

Çünkü siktiği şey sadece hayatım değildi.

Gün ayalı çok oldu, güneş tepede belki de batmaya hazırlanıyordur on saatten fazla geçtiğine eminim, perdem kapalı. Ama kimse kapımı tıklatmadı veya neden gelmediğimi sormadı.

Dazai'ın işi olduğunu biliyorum. Ne de olsa ne kadar çökeceğimi en iyi o biliyor.

Ama Tachihara bile uğramadı buraya. Sonunda tamamıyla yalnız kaldım. Tek başıma.

En başından beri böyleydim ama kandırıldım ve cidden birilerinin arkadaşım olduğuna inandım.

Çok saftım.

Sigaramı bitirince yeniden ayağa kalkıyorum ve odama girip soğuktan üstüme giydiğim bir iki parçayı da çıkarıp dolması için beklediğim küvete atıyorum kendimi. Su istediğimden biraz daha sıcak ama bu daha da hoşuma gidiyor.

Kendimi iğrenç hissediyordum, saç tellerimin her biri çamura sokulmuş gibiydi. Anlık temiz suyla tüylerim diken diken oluyor ve son birkaç saate göre daha tuhaf bir his kaplıyor içimi.

Bir şeyler hissediyorum.

Tamamıyla küvete uzandıktan sonra kafamı arkaya yatırıp tavanı izliyorum. Ama kısa bir süre sonra boynum tutuluyor ve başımı yeniden aşağı indiriyorum.

Saçımın uzun olan kısmı suda dalgalanıyor.

Dün onlarca kez şevhetle çekilmeleri onlara olan öfkemi daha da körüklüyor.

Şevhet?

O sırada öyleydi şu an her bir zerrem saf nefreti hissediyor.

Ve bir buçuk saat sonra küvetten çıkabiliyorum.

Odama girdiğim ilk andan beri aynaya bakmayı reddettim ama ister istemez gözüm takılıyor ve çıplak bedenimi görüyorum.

Tiksinmek: bir şeyi, bir kimseyi, bir düşünceyi, bir davranışı kötü, iğrenç ya da aşağılık bularak ondan uzak durma duygusuna kapılmak, iğrenmek.

Kendi vücudumu görünce bile kusasım geliyor. Ve bunun kendime olan nefretimle yakından uzaktan alakası bile yok.

Aynada kendi görüntüme takılı kalıyorum. Her yerim morluklarla dolmuş. Gözlerim ağlamaktan ve uykusuzluktan şişip kızarmış.

Böyle değildim.

Daha düne kadar böyle değildim.

Evet, gün geçtikçe azalan yaşama isteğim hep vardı ama bir şekilde hayata tutunuyordum. Şimdi mavi gözlerimde olan tek parlaklık gözyaşlarımdan kaynaklanıyor.

Vücudumdaki izler Dazai'dan kaynaklı değil de, bir cesedin morarmaya başladığı ilk andan gibi.

Bir süre daha kendimi izleyip çıkıyorum odadan ve soğuk, bıçak gibi tenimi kesiyor. Vücudumdan titreme dalgası yayılıyor. Ve buna rağmen yavaşça üzerimi giyiniyorum. Her zamankinden biraz daha sade. Tasmam, üst üste giydiğim kıyafetlerim, süslü kemerlerim yok. Siyah kotum, siyah gömleğim ve siyah kabanımla biraz Akutagawa'yı andırıyorum.

Rain |soukoku|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin