"Siz kardeş misiniz?" Hala anın şokundaydım. Belki de üvey kardeş falanlardı. Hem kardeş olsalar sevgili olmaları imkansızdı.
Selen ve Poyraz ilk önce birbirlerine baktılar. 'Ne yapacağız?' bakışları atar gibilerdi. Biraz endişelenmiş ve panik yapmışlardı sanki.
"Evet kardeşiz." dedi Selen ve ekledi "Öz kardeşiz."
Selen'in bu söyledikleri karşısında Kaan ve ben Poyraz'a bön bön bakmış olacağız ki anneleri araya girdi. "Ee siz tanışıyor musunuz bakalım?"
Cevap vermedik. Onlarda vermedi. Şu anda bir hareket yapmam kötü olurdu. Eğer öldürücü bakışlarımı atsam bir anlam veremezdi ve belki onu sevdiğimi düşünürdü. Biraz daha böyle ona bakarsam da sevdiğimi düşünecekti. Poyraz tam ağzını açıp bir şeyler söyleyeceği sırada konuşmaya başladım.
"Evet. Okulca gittiğimiz kamptaydık. Aynı okullarda değiliz farklı okullara gidiyoruz ama kampta Poyraz'ın okulu da vardı. Ortak arkadaşımız olduğu için önceden de görüşmüştük zaten." dedim ve konuşacaklarımı bitirdiğimde 'Cici kız' gülümsememi attım.
"Ben kampa gelememiştim ama Cesra akşam saatinde tek başına ormana gitmiş ve sabah olduğunda ateşler içinde yanıyormuş. Sonra Poyraz gelmiş, onu bulmuşlar ve hemen hastaneye gitmişler." Bunu söylemesini beklemeyen Kaan'a ''Çıkışa gel'' diye homurdandıktan sonra Poyraz'a kaçamak bakışlar atmaya devam ettim. Utandığımdan yanaklarımın kızardığını tahmin etmem oldukça kolaydı.
Kaan'ın bu söylediklerinden sonra Poyraz gülümsüyordu. Bu da beni mahcup etmişti. Belki o gelmeseydi ben orda daha uzun süre kalacaktım ve havale geçirip ölecektim. Bu olabilirdi. O zaman bu demek oluyor ki Poyraz hayatımı kurtardı.
"Aa o çocuk sen misin Poyraz'cım? Cesra senden bahsetti."dedi annem. Şu anda Poyraz'ı benden çok sevdiğine emin olduğum bir haldeydi.
Yalancıktan öksürmeye başladım. Ne demek 'Cesra senden bahsetti' anne ya. Çocuk yine yanlış anlayacak.
"Ben bir lavaboya gideyim." dedi Poyraz 'Cici Erkek' tavırlarıyla. Annemde lavabonun yerini tarif etti ve Poyraz lavaboya doğru ilerledi.
Kaan'a bir bakış attım ve yanımda duran telefonumu elime aldım. Mesajlaşma sesleri belli olmasın diye telefonumun sesini de kapatmayı unutmadım. Yanımda oturmasına rağmen K harfini buldum ve Kaan'a mesaj çektim.
+Sence ona bir teşekkür borcum yok mu?
-Kesinlikle. Ben de bunu söyleyecektim.
+Ee peki ne yapacağız?
-Valla bir fikrim yok. Aman çocuğu ümitlendirecek bir şey yapma da.
+Tamam. Ben geliyorum.
Son mesajımı yazdım ve yanına da göz deviren bir emoji koydum. Anneme de ''Geliyorum'' dedikten sonra yukarıya odama çıktım. Kapımı açtıktan sonra gördüğüm manzara beni şaşırtmıştı. Çünkü böyle şeyleri filmlerde izlediğim kadarıyla kızlar erkeklere yapardı.
"Poyraz odamda ne yapıyorsun?" dedim biraz sinirli ama sakin bir tonla.
Gözlerini devirdi ve kendinden emin emin konuştu. "Sadece canım sıkıldı odana biraz bakıyım dedim." Yatağımda oturan Poyraz'ın yanına oturdum.
Elinde bebekliğimden beri çekilmiş fotoğraflarımın olduğu, annemin tabiriyle çok daha büyüdüğüm zaman torunlarıma göstereceğim albüm vardı.
Kronolojik bir sıralaması olan bu güzel albümümü çok severdim. Annem böyle şeylere çok önem gösterir, değer verirdi. Asla bir fotoğrafa zarar gelsin istemezdi. Ona göre en büyük miras fotoğraflardı.
Başta yeni doğduğum zamanlar da çekilmiş bir fotoğraf vardı. Ne tatlıymışım. "Ne tatlıymışsın." dedi. Sanki içimden geçenleri okuyordu. Gülümsedim ve devam etti.
2-3 yaşlarındaki bu fotoğrafta oldukça tombişmişim. Yanaklarım tam sıkılası, kollarım 2 bebeğin kollarının birleşimi kalınlıktaymış. Ve elimdeki de. Ahh kum. Ne kadar yaramazmışım. Elimdeki kumu ağzıma götürmüşüm ve annem bu sırada elimi tutup geri çekmeye çalışıyormuş.
İkimiz birlikte gülmeye başladık. "Küçükken çok tatlıymışsın bir de tombik.Ama şu anda çok daha zayıfsın. Herhalde nazar değmiş." dedi. Galiba doğru söylüyordu.
Bir süre albümüme baktık. Aralarda gülüşüyor, fotoğraflara yorumlar yapıyorduk. Poyraz'la zaman çok eğlenceli geçiyordu. Olanları kısa bir süreliğine de olsa unutmama sebep olmuştu. Sanki şu anki Poyraz başka biriydi.
Albüme bakmayı bitirdiğimizde aklımdaki soru işaretleri yanmaya başladı. Hiçbir zaman bitmiyorlardı. "Poyraz neden kız kardeşin sana kampta sevgilim dedi?" Kısa bir sürede söylemiştim.
Poyraz bir süre etrafını inceledi ve kafasını bana doğru döndürdü. "Bu şimdilik bir sır prenses." dedi. Söylediği ses tonu kendisini gizemli hissetmeme sebep olmuştu.
"Nasıl yani sevgili misiniz?" diye sordum merakla.
Bileğimi yavaşca tuttu ve "Bu seni ilgilendirmez.'' dedi. İtiraf etmek gerekirse ondan bekleyeceğim en son cevap buydu. Nedense beni terslemişti.
"Doğru söylüyorsun, merakımdan sordum pardon." dedim ve kolumu elinden çektim. "Hadi salona gidelim." diye de eklemeyi unutmadım.
Anneler gülüşüyorlardı. Selen'le de Kaan konuşuyorlardı, arada onlarda gülüyorlardı. Annem Poyraz'la bizim geldiğimizi farkedince "Nerede kaldınız?" dedi.
Cevap vermedik ve ayrı ayrı koltuklara geçip oturduk. Selen'de abisi veya kardeşi olan Poyraz'ın yanına geçti.
İki koltuk yan yanaydı, ve bu iki koltuğun karşısında 2 tane tek kişilik, bir tane çift kişilik koltuk vardı. Yan yana olan koltuklardan bir tanesinde Kaan'la ben oturuyordum. Çok az mesafesi olan diğer koltukta ise Poyraz ve Selen.
Kaan Poyraz'ın bulunduğu koltuğa en yakın olan yere geçti ve konuşmaya başladılar. Selen'de onlara dahil olmuştu. Annemle adını öğrendiğim Ceren Abla ise konuşuyorlardı. Kendi evimde ben dışlanmıştım resmen.
Sıkıldığımdan dolayı cam masada duran telefonumu elime aldım. Kaan'la mesajlaşırken sesini kapattığım için mesaj seslerini ve arayanları duymamıştım. Hızlı bir şekilde cevapsız çağrılara girdim. 'Arayan Numara Yok' özel numaraydı. 3 kez aramıştı. Omuz silktim ve bu seferde mesajları açtım.
Her zamanki gibi AVM'lerdendi. Onu da pek umursamadım ve son olarak Whatsapp'a girdim. Beril'e bakmak için konuşmalarımızı açtım.Çevrimiçiydi. Ama çevrimiçi olmasına rağmen bana mesaj çekmemişti. Bu denli konuşacak kadar önemli olan kişi kimdi?
Başta aklıma bizim sınıftan birkaç kız geldi. Üşenmeden hepsine tek tek baktım. Bazılarının son görülmeleri 10-15 dakika önce bazılarının ise 3-4 saat önceydi. Son olarak aklıma tek kişi gelmişti.
Eren. Kesin Eren'le konuşuyordur. 'Kuzenim Eren' diye kaydettiğim Eren'e baktım. Evet çevrimiçiydi. Konuşmalarını bölmemek için çıkacağım sırada bir mesaj geldi.
"Seni seviyorum."
________________________
Merhaba arkadaşlarr :D bu bölüm biraz kısa oldu galiba :D bide olaylar hızlı hızlı gelişmiyor bunu belirtmek isterim :d çünkü asıl olaylar 10-15. Bölümden sonra gelişecek diye tahmin ediyorum öpüldünüüz :**
Multimedia Cesra :D
![](https://img.wattpad.com/cover/30760253-288-k119563.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Baykuş
ChickLitBazen imkansız görünen şeyler oluyor bu hayatta. Zor dediğimiz, olmaz veya olamaz dediğimiz şeyler gerçekleşiyor. Kitaplarda okuduğumuz, televizyonlarda izlediğimiz dizi veya filmlerdeki "TESADÜF"lere "Bu gerçekte nasıl olabilir ki? Gerçekleşmesi im...