Genç kız gözlerini önüne düşürüp yaşadıklarını anlamayı umdu. Bütün yaşadıklarının bir anlamı olmalıydı. Böyle umuyordu genç kız. Evet, bir anlamı ve bir amacı vardı 8 aydır yaşadıklarının. Genç kız kendinden istedikleri şeyi düşündü. Her gün bıkmadan kendini yineleyen soruyu düşündü. Boğazını yokladı elleri. Titreyen bedeninin ardından, sıcak meltem yerini uğursuz bir soğuğa bıraktı. Bu düşünce onu öldürecekti, bunu biliyordu çünkü bunu düşündüğünde hissettiği şey ölüm soğuğuydu. Omuzlarını yukarıya doğru çekip düşünmeye devam etti genç kız. Ölüme yürümek gibiydi bunu düşünmek ama yapması gerektiğini biliyordu. Aynı tonda kaybolan harflerin bir anlamı vardı. Tek düze cümleyi hemen kulaklarında hissetti. "Adam nerede?"