Ve ekledi.. "Beni karanlığının içine çekiyorsun." Min Sun duyduğu cümle karşısında öylece kaldı. İki senedir biraz olsun Chan'la nefes almışken şimdi niye böyle olmuştu ? Sadece sustu, susuyor gözükse de içinde fırtınalar kopuyordu. Onu asıl üzen şey Chan'ın haklı olmasıydı. Kendini hep bir lanet gibi gördü. Babası bile ona 'Hiç doğmamalıydın' demişken nasıl görmeyecekti ki ? Artık Chan olmayacaktı hayatında. Ölmek istediğinde bile başını göğsüne yasladığında tüm dünyayı susturan, her güldüğünüde yüzünde çiçek açtıran, her baktığında ferah okyanuslarda gezindiğini hissettiren çocuk olmayacaktı..