"Seni evimize alıp maddi yönden tüm imkanları sağlarız. Soyadı.. pekâlâ bunu da sana veririz ama bizden bu kadar. Oğlumuz senin kardeşin diye bunu yapacaz başka da birşey yapmıyacaz. Ondan boyunu ve haddini aşacak daha fazla şey istemeye kalkışma sakın." Karşımda ki adamın her bir cümlesi gururuma dokunmuş olsa da sadece küçük kardeşim Ayşe için birkez daha gururuma göz yumdum. Herşey o biraz daha mutlu olsun diyeydi. Koltukta yavaşça kalkıp gözümü bana gözlerini dikerek bakan adama diktim. İkizimi kendisine benzeterek büyütmüştü. Aynı bakışları onda da görmüştüm. Hissiz ve kuşkulu "Herşeyi kabul ediyorum..biri dışında. Ben asla soyadınızı almak istemiyorum. Size dair en kötü parçayı hayatımda istemiyorum. Burada belirli bir süre kalıp sonra gideceğim. Başka da bir amacım yok. Mutlu aile tablonuza dahil olmak istemiyorum." bıyık altında iğrenç bir şekilde gülen adama vurmamak için ellerimi sıkıca yumruk yapıp, başımı dik tuttum. "O tabloya istesen de dahil olamazsın küçük kız . Benim ailemde sana ufak bir yer dahi yok. Şimdi odamda çık." .......