Eylül ayının verdiği soğuk hava nedeniyle gözyaşlarımın yanağımda çizdiği yoldan bir ürperti geçti. Ama ne olursa olsun istifimi bozmadım.Karşımda beni aldattan adama hiç bir duygu belirtmeyen ifadesizliğimle baktığım gibi. "Duru'm yapma böyle. Senin üstüne gül koklarmıyım ben hiç." "Kokladın!" "Koklamadım,ihanet edermiyim ben sana." "O kadının gösterdikleri neydi o zaman?" "Yemin ederim,ben değildim o adam. Karanlıkta hiç birşey belli olmuyordu zaten." Sessiz kaldım. Sessiz kalmamı fırsat bilerek konuşmaya başladı. "Hadi gel evimize gidelim. Bebeğimiz bizi bekliyor hadi." Sesi,elleri,vücudu,gözleri heryeri çaresizlikten titriyordu. Umutlu gözlerini görmek ne kadar canımı yaksada o da benim canımı yakmıştı.Hiç kimseye güvenemezken bir ona güvenmiştim ben. Ama o benim güvenimi yerle bir etmişti. Artık akmaya mecali kalmayam gözyaşı damlalarımı sildim. Artık gözyaşlarım tükenmişti. Artık umudum tükenmişti. Artık güvenim tükenmişti. Ama sevdamın tükenmesine izin vermeyecektim. Boşanma dilekçesini imzalatmaya çağırmıştım oysa ben onu ama insanın beyni ile kalbinin çatıştığı zaman ki büyük arafı iyi bilirdim ben. O yüzden Emre'ye bir şans daha vermek istedim. "Emre bana o videodaki adamın sen olmadığını kanıtlamadan senin ile hiç bir yere gelmeyeceğim." Sevdiğim adamın bakışlarındaki kırgınlığı anbean görmüştüm. Arkamı dönerek konağın kapısına yöneldiğim sırada Emre tekrardan göğsümde umut emarelerini oluşturacak cümleyi kurdu. "Ne olursa olsun kanıtlayacağım sana ihanet etmediğimi." _______________________________________ Bu hikâye Duru'nun 17 yıl sonra gerçek aile sıcaklığını ve hayatının aşkını bulma hikayesidir. -Kurgu şahsıma aittir. Kopyalamayınız.