1.BÖLÜM: İSTANBUL

1.8K 82 65
                                    

"Nasıl geldik bu duruma, çok sevdiğimiz için mi yoksa birbirimize katlanamadığımız için mi... Bir daha görürsek tekrardan el ele tutuşup tüm engellere karşı aşkı mı seçeceğiz, yoksa sadece bir rastlantı olarak mı kalacağız"

(3 yıl sonra)

"Ne, zaman acı mı dindirdi, ne de kalbim susmayı bilmedi... Her an sen varmışçasına yaşıyorum bu hayatı her zerrem senin için atıyor. Ama aramıza sadece mesafe değil koskoca zaman girdi. 3 yıl, koskoca 3 yıl geçirdik nasılsın, neredesin, kiminlesin basit sorular bile benim için öyle büyük ki... Bir gün beni o adama kendi ellerinle bırakacağını hiç düşünmemiştim. Çok acı çektim ve bunu senin yüzünden yaşadım insanoğlu sonuçta her şey yapar öyle değil mi her insan gibi sende kendini düşündün ama ben seni düşündüğüm için acı çekiyorum, ben seni sevdiğim için acı çekiyorum, ben seni tanıdığım için acı çekiyorum... Seni sevdiğim için pişman değilim ama seni tanıdığıma pişmanım ben sensizliğe hala alışamazken nasıl 3 kelimeyle hayatından çıkarıp attın beni belki her şey benim yüzümdendi ama bunu birlikte aşabilirdik  sen kolay yolu seçtin Derin. Şimdi bir daha bir araya gelsek  aşkımdan ölsem bile sana bir adım bile atmayacağım. Acılarımın en güzel yanı hayata karşı biraz daha büyüttü ben çok büyüdüm ve ben çok şey öğrendim. Çalıştım çabaladım ne olursa olsun hayatta tutundum ve şimdi çok istediğim her zaman hayalini kurduğum bir işe sahibim. Psikiyatrist oldum benim gibi acı çekmiş insanlarla tanışmak ve onlarla birlikte iyileşmek için... Çünkü sevdiklerim beni iyileştirmek yerine  daha fazla yara açtılar.
Hani çok sevdiğin bir yiyeceğe karşı alerjin olduğu halde onu hep yemek istersin o sana acı verse de sen acı çeke çeke yersin. Sevgi de bundan ibaret çok sevdiğin için bazı şeylere katlanırsın sana çok acı verse de ben hep acı çektim sevdiğim için ve ben artık acı çekmek istemiyorum. "

Günlüğümü yazıp yatağa geçtim.
3 yıldır günlük yazıyorum o kadar iyi geliyor ki her satır da her sayfa da Derinden bahsetsem de yine de iyi geliyordu. Saat çok geç olmuştu ve ben 2 gün sonra İstanbul'a  gidecektim hiç birşey hazır değildi. Telefonumu bırakıp uyumak için gözlerimi kapattım.
Tam uykuya girecekken telefonum çaldı.  Arayan Kutaydı,

"Efendim Kutay"

"Gece napıyorsun"

"Napayım canım kıyafetlerimi çamaşır makinesi yerine ellerimle yıkıyorum"

"Ne"

"Ayy Kutay napayım bu saatte uyuyordum. Neden aradın beni ne oldu"

"Ya ne uyuması 2 gün sonra İstanbul'a gideceğiz son kez bu güzel ülkeyi gezelim"

"Zaten çok gezdik ondan bence gerek yok"

"Gece bir daha gelemeyebiliriz. Son kez Norveç'te kuzey ışıklarına bakalım, son kez Norveç'in soğuklarını içimize çekelim. Lütfen"

"Tamam o zaman hadi gel seni bekliyorumm"

Yatağımdan kalkıp  banyoya girip elimi yüzümü yıkadım uykum açılsın diye sonra dolabımdan siyah eşofman üstüne kırmızı kazak çıkarttım onları giyip saçlarımı ellerimle düzletikten  sonra açık bıraktım. Kırmızı beremi beyaz montu mu ve beyaz botumu giyip dışarı çıktım biraz bekledikten sonra Kutay gelmişti.

"Gece yine kırmızı başlıklı kıza dönmüş"

"Aynen canım aynen. Hadii gezdir beni bakalım"

"Camları açıyorum soğuk yüzümüze vursun"

"Tabiki de aç"

Son ses müzik, esen rüzgar, savrulan saçlarım gözlerimi kapatıp nefes aldım.. Biraz yollarda gezdikten sonra açık bir cafenin önünde durduk. İki tane sıcak çikolata aldık ve dışarıda bir banka oturduk.
Gökyüzüne baktım daldım uzaklara her şey gökyüzünde saklıydı oysa..

AY VE GECE 2Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin