Hep birlikte mutfağa doğru ilerledik.
"Akşam ne yapıyordun sen öyle yatakta?"
"Eeee şey be-"
"Yenge küçük yeğenim için doğum hediyesi olarak ne almamı istersin?"
Kai'nin konuya atlamasıyla gülümsedim. Çünkü akşam ki yaptığımı anlatmak istemiyordum asla.
"Aslında bir şeye gerek yok Kai. Düşünmen bile yeterli"
"Ya yenge söyle işte bir şeyler. Biz Kai ile çok düşündük ama bebeklerin neye ihtiyacı olcağını bulamadık"
Sehun'un dediğiyle gülmeye başladım. Cidden bu ikisi ya salak numarası yapıyordu ya da cidden salaklardı.
"Hımm, belki de bunu internetten araştırmalısınız"
"Oha çok mantıklı"
"Yenge çok zekisin. Chanyeol iyi ki sevişmişsin Baekhyun yengeyle"
Chanyeol sırıtmaya başlayınca bir tuhaf hissetmiştim. Kendi gibi arkadaşları da seviyordu 'sevişmek' kelimesini kullanmayı.
Umursamıyormuş gibi yaparak konuyu değiştirdim.
"Pankek yapalım mı? Kızım ve benim canımız çekti"
"Olur. Pankek yapalım"
"Yani doğum hediyesi olarak pankek mi istiyorsun yenge? Bu çok basit bir şey değil mi?"
"Hayır Sehun hediye istemiyorum. Kahvaltı da yemek için pankek yapmayı öneriyorum. Sizinle ne yapacağım ben ya?!"
"Sehun seni küçükken düşürdüler mi?"
"Neden sordun Chanyeol?"
"Ancak düşüp tramva geçirirsen bu kadar mal olabilirsin de ondan"
"Neden öyle diyorsun?! Üzüyorsun ama beni"
Ben mutfak masasına oturup masanın üstündeki üzümlerden yemeye başladım. Onlar kahvaltıyı hazırlayana kadar bir şeyler atıştırabilirdim sanırım.
Resmen mutfakta üç tane Yunan tanrısı vardı. Biscolata erkeği de olabilirdi aslında. Her neyse. Gözlerim bayram ederken Kai bana dönüp belini tezgaha dayadı.
"Şey yenge"
"Efendim"
"Kyungsoo neler yapıyor? İyi mi?"
"Şu sıralar işleri yoğun onlarla uğraşıyor"
"Sevgilisi var mı?"
Bu duyduğumla sırıtmaya başladım.
"Neden soruyorsun?"
"Hiç, öyle sohbet muhabbet olsun diye şey ettim ben. Var mı yani?"
"Hayır, bildiğim kadarıyla yok"
"Heh iyi, şey yani sevgilisi olunca ne olacak yalnız takılsın mis gibi. Belki karşısına süper yakışıklı, benim gibi karizmatik biri çıkar"
"Ha yani ona aşık olduğun için değil!"
"Hayır Chanyeol. Onu da nereden çıkardın sende yani. Öylesine şey ettim.
"İnandım inandım"
Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Hiç belli etmiyordu cidden. Hiç sesi çıkmayan Sehun'a döndüm. Dikkatle bana bakıyordu. Bir şey diyecekti sanırım.
''Evet Sehun, Luhan iyi ve vizelerine hazırlanıyor''
''Oha zihnimi mi okuyorsun? Sen büyücü müsün yoksa? Hogwarts'a mı gittin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
I'M PREGNANT !
Fanfiction"Tebrikler! Hamilesiniz." "Yok artık!" "Yalnız erkeğim ben." "Çok nadir de olsa erkek hamileliği günümüzde mümkün olan bir şey Bay Byun." Luhan bana, ben Luhan'a bakıyordum. Kyungsoo beni öldürecekti...
