Bölüm 02

1.4K 180 117
                                    

Tang Shan banyoda bir saat geçirdikten sonra beline bir havlu sarılı olarak banyodan çıktı. Hala durumu hakkında karışık duygulara sahipti, bu nedenle Li Yuanyu'nun kapının diğer tarafında beklemediğini görünce rahatlamıştı.

Yine de dikkatlice etrafına baktı ve Li Yuanyu'nun ortalıkta olmadığından emin olduktan sonra onun için bıraktığı kıyafetleri giymeye başladı. Giyindikten sonra, aniden ne yapması gerektiğine dair hiçbir fikri olmadığının farkına varmıştı.

Emin olamadan olduğu yerde öylece durdu.

Pencere camlarına vuran yağmur sesinin yoğunluğu gitgide azalıyordu. Evin sessizliği korkutucuydu; karanlık ve nemli koridor ortama uğursuz bir hava katıyordu.

Odasının kapısı yarı yarıya açıktı ve içeriden ufak bir ışık süzülüyordu.

Cesaretini topladı ve bakmak için ilerledi. Li Yuanyu, masasındaki sanatsal aşk romanını karıştırıyordu.

Şimdi düşününce muhtemelen kitabın sahibi Li Yuanyu'ydu.

Tang Shan bu düşünceye kendini ikna ederek odayı terk etme kararı aldı. Şu an bu adamla hiçbir ilgisi olduğunu düşünmüyordu. Ancak geri adım attığı anda, arkasındaki kapıya çarptı ve kaçısı büyük bir gıcırtıyla sonlanınca sessizce küfretti.

"Lanet olsun!"

Li Yuanyu, beceriksizliğine nazikçe gülümseyerek "Yıkanmışsın" dedi.

Bu yatıştırıcı gülümseme Tang Shan'ı bir anlığına suskun bırakmıştı. Daha önce Li Yuanyu kadar güzel ve büyüleyici bir adam görmemişti.

Tang Shan çirkin düşüncelerini keserek kendine geldi. Başını çevirerek Li Yuanyu'nun yüzüne bakmaya isteksiz bir şekilde eğildi.

Li Yuanyu son derece bozguna uğramış bir gülümseme sergileyerek sandalyesinden kalktı.

Tang Shan ise gerginlik içinde kaşlarını çatarak Li Yuanyu'nun ayaklarına bakmaya başladı. Yavaş yavaş kendisine yaklaştıklarını görebiliyordu ve yapabileceği tek şey, sırtını koridorun duvarına yaslayarak odadan çıkana kadar geri çekilmekti.

"Medusa falan mıyım?" Li Yuanyu bu durumdan mutsuz olsa da, Tang Shan'ın bariz kaçma arzusunu şakaya vurmuştu. Tang Shan sessiz kaldı. Liu Yuanyu "Korkma, sadece banyoya gitmek istiyorum. Duş sırası bende" dedi ve banyoya yöneldi.

Tang Shan, o ayrılır ayrılmaz rahat bir nefes almıştı. Gücünün onu terk ettiğini hissederek yere doğru kaydı.

Yağmur sonunda durmuştu ve yağmurun sesi geçmişte kalmıştı. Ama bu sefer de yakınındaki banyodan gelen su sesi duyuluyordu. Li Yuanyu'nun orada çıplak olduğu düşüncesiyle Tang Shan yutkundu. Kalp atışları hızlanmıştı.

Daha fazla burada kalamazdı; çok tehlikeliydi! Çünkü akıl almaz bir şekilde zihnini kontrol edemiyor ve çıplak Li Yuanyu hakkında hayaller kuruyordu.

Li Yuanyu'ya olan arzularının varlığını kabul etmek istemiyordu.

Bu yüzden oradan kaçtı.

Yön duygusundan yoksun, her şeyin kendisine yabancı olduğu bu küçük kasabada; hiçbir amacı ve nereye gidebileceği hakkında hiçbir fikri olmadan tek başına koşmaya başladı. Yapmak istediği tek şey Li Yuanyu'dan kaçmaktı.

Yorulana ve dayanıklılığı tamamen bitinceye kadar koştu. Ancak artık hareket edemeyecek raddeye gelince durdu.

Çevresindeki manzara tamamen farklıydı. Bu da; Tang Shan'ın Li Yuanyu'nun onu getirdiği yerlerin dışındaki bir yere koştuğunu gösterirdi. Resmen kaybolmuştu...

City of Endless RainHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin