Eve girdiğim gibi çantamı bir kenara fırlatmış ve televizyonun karşısında oturmuş Felix'in üzerine kendimi bırakmıştım.
Felix altımda yardım çığlıkları atarken ben kollarımla onu daha çok sarıyor ve başımı boynuna gömüyordum.
"YA AMINA KOYAYIM JISUNG KALK ÜSTÜMDEN ÇOK AĞIRSIN NEFES ALAMIYORUM." Kollarımla daha çok sıkıştırarak hareket etmesini engellemiştim en azından öyle düşünüyordum.
"Aa Felix hiç yakışmıyor sana öyle sözler düzgün konuş." Çenemi göğsüne yaslamış yüzüne alttan bakışlar atıyordum ki Felix'in son çabasıyla koltuktan tekerlenmiş yere düşmüştük.
O sırada kapı açılmış ve tanıdık ses duyulmuştu. "Oha sevişin bir de."
Felix pes ettiği için omzuma koyduğu kafasını hızla kaldırmış bir bana birde elindeki çantasını yerine bırakan Soobin'e bakmıştı. Ben de çok farklı sayılmazdım.
İkimizde aynı anda kusar gibi yaparak kalktığımızda Soobin gülmüş ve çoktan koltuğa çıkmış olan bizim aramıza oturmuştu.
"Ev sahibiyle anlaştık bu hafta sonu gidiyorum ben siz de benim yerime birini bulursunuz artık. Ama bakın benden çok onunla eğlendiğinizi görürsem kızarım." Ne kadar gülerek söylese de üzgün olduğu belliydi. Biz de üzgündük.
İki buçuk yıldır bu evde üçümüz beraber yaşıyorduk, gerek iyi gerek kötü anılarımız olsa da bu ev bizim yuvamızdı. Soobin gidince eskisi gibi olmayacaktı.
Felix ile ortalığı dağıttığımız zaman başımızda bekleyip bize etrafı toplatan bir Soobin'imiz olmazsa bu evde yaşanmazdı. Ya da ne yapsak bizi normal karşılayan bizimle gülen eğlenen Soobin'imiz olmazsa ne yapardık.
Koltukta Soobin'e yaklaşmış ve kollarımı ona dolamıştım aynı şekilde Felix'in de ona sarıldığını fark ettiğimde omzumun üzerinde Soobin'in kolunu hissetmiştim.
"Yapmayın ama sürekli görüşmeye devam edeceğiz, evden ayrılıyor olmam hiçbir şeyin sonu değil hala arada eve gelip size buraları temizlettirebilirim. Eğer eve geldiğimde temiz olmazsa dayağı hak ettiniz demektir." O gülerek konuşurken ben karnına vurmuştum.
"Hatırlıyor musunuz? Buraya ilk geldiğimizde Jisung eşyaları yerleştirirken müzik dinleyelim diyerek şarkı açmıştı ardından dans ederken kolilere takılıp düşmüş ve bacağını kırmıştı." Felix gülerek konuştuğunda ona en kızgın bakışlarımı gönderdim ya da ben öyle sanıyordum çünkü o sadece yüzüme bakarak gülüyordu.
Demek anılarımızı ortaya döküyorduk öyle mi? Kendisi kaşınmıştı.
"Soobin, Felix okula ilk geldiğinde tanımadığı bir çocukla çarpışmış ve o klişe filmlerin klişe hikayesinin gerçekleşmesini umarak çocuğa aşık olduğunu söyleyip durmuştu. Ardından seninle tanıştığımız da onun Taehyun olduğunu öğrenmiştik." Memnun bir şekilde gülümseyen suratımı Felix'e dönmüştüm onun kızgın gözlerinin hedefi olduğunu fark ettiğim an Soobin'in arkasına saklanmıştım.
Soobin şaşkınlıkla Felix'e baktığında bana attığı sinirli bakışların aksine ona gülümseyerek bakıyordu.
Soobin kesinlikle bizi burada yalnız bırakmamalıydı.
"Gerçekten Taehyun'a aşık mıydın?" Soobin en sonunda kahkaha atarak konuştuğunda Felix derince iç çekmiş ve oturduğu yerde dikleşmişti.
Ciddileşip ikimizin yüzüne bakmıştı, Soobin ile ben ise bizi neyin beklediğini tahmin etmeye çalışıyorduk ki Felix birden üzerimize atlamış Soobin'i gıdıklarken benim kafamı ısırmaya başlamıştı. Biz de çığlık atarak kurtulmaya çalışıyorduk.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
wrong table ][ Minsung
FanfictionMinho ve Jisung rezervasyon hatasıyla aynı masaya oturur. tamamlandı ✓