-4-

2.3K 241 135
                                    

"Jisung! Hey Jisung uyan." Hayal meyal duyduğum sesle gözlerimi açtım nerede olduğumu hatırlatığımda uykulu gözlerimi ovuşturduğum ellerimi kenardaki çarşafa atıp hızla üzerime çektim.

Çünkü duyduğum ses Felix'in sesi değildi. Karşımda bana bakan Seungmin'i gördüğümde rahat bir nefes almış yattığım yerde kalkmış sırtımı duvara yaslamıştım.

"Ne oldu? Felix daha gelmedi mi? Ona acele etmesini söylemiştim oysa." Elimi telefonuma uzatıp tuş kilidini açtım saat 11 olmuş hatta geçmişti, derse yetişmek için o kadar zahmete girdikten sonra okuldayken geç kalmıştım bu saatten sonra gitmem çok gerekli değildi.

 "Sağol ya ben de iyiyim. Madem birisinin gelip seni üstü çıplak şekilde görmesini istemiyorsun üstünü örtüp uyusaydın? Hatta uyumasaydın?"
 
Seungmin'inin takıldığı noktalar gözümü yaşartıyordu gerçekten.

"Aptal birisi önüne bakmadığı için çarpıştık ve elimdeki kahve üzerime döküldü Seungmin merak ettiğin çok teşekkür ederim."

Gözlerini devirmiş yatakta karşıma oturmuştu.

"Sen neden geldin? Nereden öğrendin burada olduğumu?"

"Minho söyledi." Ağzının içinde mırıldanarak konuşmuştu, ancak revirde sadece ikimiz olduğundan dolayı ses yoktu. Bu yüzden dediklerini rahatça duyabilmiştim.

"O herif! Neden sana bunu söylesin ki?" Gerçekten merak etmiştim. Sapık gibi davranıyordu. Tamam kafeterya da karşıma çıkması oldukça normaldi bunun ben de elbette farkındaydım.

  Ya da restorantta olanlar, onda suçluydu. Geldiği gibi ilk söylediği şey aklımdan çıkmıyordu.

Yönelimimi sorgulamıştı. Birden masama oturup ilk söylediği şey buydu. Bana tiksinerek falan bakmamıştı, homofobik değildi bunu anlayabilmiştim. Ama birden masaya oturup bunun bir 'randevu' olduğunu kim iddia etse ona sinirlenir oradan kaldırırdım. Ona daha sakin yaklaşmıştım.

"Ya sabah onunla çarpıştın sanırım, yandığını falan söylemişsin o da merak etmiş koridorda da bana rastlayınca gelip bakmamı söyledi. O an ona bir şey diyemedim zaten o cümlesini bitirmeden buraya koştum."

"Minik Seungmin'im benim için endişelenmiş mi? Oyy yerim ben onu." Ellerimi yanaklarına götürüp parmaklarım arasında sıkıştırmış ardından kafasını iki yana sallamaya başlamıştım.

"Hemen vıcıklaşma amına koyim, krem falan sürdün mü acıyor mu hala?" Ellerimi yüzünden ayırmış ve kendi ellerini sıkmamdan dolayı kızaran yanaklarına koymuştu.

"Ama aşkım sen benim için böyle endişelenirken acıyan tek yer kalbim olur." Dudaklarımı büzerek konuşmuştum.

Tamam şu anki durumumuz oldukça komikti. Dışarıdan bizi tanımayan biri şu halimizi görse ne düşünürdü kim bilir.

Üzerim çıplak göğsüm az da olsa yandığı için kızarmış dudaklarımı büzmüş halde yatakta karşımda oturan elleri kızarmış yanaklarında bana iğrençleşme dediği gözlerinden okunan Seungmin'e bakıyordum.

Tabi dışarıdan böyle gözükmediği tahmin edilebilir bir olaydı.

O an kapının açılma sesini duymuş ve yağa kalkıp kimin geldiğini görmek için kafamı perdeden dışarı uzatmıştım.

Felix'in yüzünü görmemle gülümsemiş perdenin arkasına geri girmiştim o sırada Felix'te elindeki çantayı uzatmış ve içinden getirdiği kıyafeti çıkartmıştı.

"Laf yapmadan giy şunu. Farkındayım geç kaldım." Bir yüzüne bir elindeki tişörte bakmıştım. Gri normal düz bir sweatshirttü getirdiği altına giymem içinde normal beyaz bir kısa kollu tişört getirmişti.

wrong table ][ MinsungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin