10.Bölüm

1.3K 98 40
                                    

Oliver ile konuşmamızın üstünden neredeyse bir buçuk ay geçmişti ona her ne kadar inanmasamda ister istemez Draco'nun hareketlerine dikkat etmeye başlamıştım ilk iki haftayı olması gerekenden farklı olarak bizimkiler ile geçirdim sonra ise altın üçlüyü çok boşladığımı farkedip tekrar bizimkilerden kaçmaya başlamıştım. Düşüncelerimden sıyrılıp yatakta doğrularak telefonu elime aldım. Oliver her sabah mesaj atardı onun ile konuşmuyordum ama o ısrar ile her sabah *Günaydın* yazıyor gün içinde yakında haklı çıkacağı ile ilgili bir şeyler zırvalıyor gece yarısıda *İyi geceler* yazıp günlük rutini tamamlıyordu. Benim ise yaptığım tek şey ona görüldü atmaktı. Telefon ekranında hiçbir bildirim çubuğu göremediğimde içimde garip bir huzursuzluk hissettim...
Sonra umursamazca kafamı sallayıp bunun benim için daha iyi olacağını kendime hatırlatarak giyinmek üzere banyoya girdim. Duş almama gerek yoktu çünkü birazdan yine terleyecektim bu yüzden fazla oyalanmadan günlük işlerimi halledip üzerime rahat birşeyler geçirerek bahçeye indim gözlerim direkt olarak Oliver'in penceresine kaydı her sabah kahvesini eline almış perdeyi hafif aralamış bir şekilde pencerenin kenarın yaslanıp yüzü ile bütünleşen o sırıtış eşliğinde beni izliyor olurdu ama bugün perde içeriyi göremeyeceğim şekilde kapalı ve boşdu ister istemez kaşlarım çatıldı. Telefonu elime alıp saati kontrol ettim acaba fazla erken yada geç mi kalkmıştım?... saatin herzaman kalktığım zaman aralığında olduğunu farkettiğimde endişem artmıştı. "Ben bu çocuğa fazla mı alıştım, ne??"
Umursamaz olmaya çalışarak mataramı duvara yaslayıp orman yoluna indim. Ama aklım hala Oliver'daydi
"Acaba başına bir şey mi geldi??"
^Hiç senden ümidi kesmiş olacağını düşündünmü??^
İç sesimde devreye girdiğine göre bu konu daha kapanmazdı kendi kendime göz devirdim
"Niye benden ümidi kessin ki?!"
^Vallaha çocuk sana çok bile dayandı        Y/N!!! Günaydın yazıyor görüldü atıyorsun iyi geceler yazıyor görüldü atıyorsun çocuk her sabah seni izliyor gülümsüyor... el hareketi çekiyorsun!!!^
Kendi yaptıklarımı,kendimden dinleyince biraz tuhaf olmuştu...tempomu yavaşlattım
"Gerçekten benden ümidi kesmişmidir ya :/"
^Ben olsam seni çoktan postalamıştım^
"Ayh sen sus be!!"
Tempomu eski halina soktum. Bu konuyuyu düşünmemeye çalışmalıydım.

Uzun...up uzun gibi gelen bir zamandan sonra Hogwarts kapısı görüş alanıma girmişti. Neden bu kadar uzun sürdü ki diye geçirdim içimden. Epey bi yorulmuştum tam adımlarımı o tarafa çeviriyordum ki ağaçların arasından gelen tanıdık ses dikkatimi o tarafa çevirdi
"NE DEMEK DRACO SON ZAMANLARDA HİÇ BİR ŞEY YAPMIYOR!!!"
bi anda gelen bağırma sesi ile olduğum yerde sıçradım ormana girmek yasakdı oraya bu saatte kim girerdi ki?? Merakıma yenik düşmüştüm gözlerimi Hogwarts bahçesi ve pencerelerinde gezdirip kimse olmadığına emin olduktan sonra hızlı adımlarımı sesin geldiği yöne çevirdim. Neyseki çok ilerlememe gerek kalmamıştı, tanımadığım bir çocuk ve onu yakasından tutup ağaca yaslanmış sinirli Oliver görüş alanıma girdiğinde bende en yakın ağacın arkasına saklandım.
"Y-yapmıyor işte" dedi tanımadığım çocuk korkakça "Son zamanlarda tek yaptığı derslere girmek ve yatakhaneye çekilmek. Farklı olarak arada bir yemekhaneye iniyor. Pansy ve Blaise dışında kimse ilede konuşmuyor!" Oliver sıkıntılı bir nefes verip çocuğun yakasını bıraktı.
"Siz yinede takipetmeye devam edin bi anda uslu çocuk rolüne girerek beni kandıramaz!" Göz devirip bir kaç adım uzaklaştım bu çocuğun derdi neydi?? Draco nun kötü biri olduğunu bana neden göstermek istiyordu?? Amacı kesinlikle beni üzmek!!! Ormanın çıkışına yaklaştığımda çatık kaşlar ile bana doğru gelen Neville' i yeni farketmiştim,anında yüzümde bir gülümseme oluşmuştu Neville de benim gülümsememi farketmiş olacakkı kızaran yanakları ile yarım yamalak gülümsedi
"B-burada ne yapıyorsun Y/N yakalanabilirsin!" Ormana girdiğimi yeni farketmişim gibi şaşkın bir yüz ifadesi takındım
"A-a ben yürüyüş yapıyordum ormana girdiğimi hiç farketmemişim!!" "Hadi çıkalım" Hızlı bir kaç adımda ormandan çıkıp Hogwarts kapısına doğru yürümeye başlamıştık, ortam çok gergindi Neville ile olabilecek en tuhaf ortam. En sonunda sessizliği bozan Neville nin utangaç öküsüğü oldu
"Ş-şey ben şey diyecektim!?"
Bakışlarımı ona çevirip nazik bir şekilde gülümsedim bu Neville yi rahatlatan tek şey olabilirdi
"Sana verdiğim bitki..."
Neville hediye olarak bana gerçekten harika bir bitki vermişti koyu yeşil yaprakları ve açıktan başlayıp sonlara doğru siyaha çalan yine koyu yeşil gövdesi vardı... sade ama zarif... öyle çok renkli çiçekleri olan bitkiler güzel görünsede dikkatimi fazla çekmiyordu ve Neville bunu bildiğini bana harika bir şekilde kanıtlamıştı
"Onu artık bahçeye dikmeliyiz Y/N..."
Sarmaşık türü bir çiçekti ve hızlı büyüyordu Neville büyümesi durduğunda kesinlikle hepimizi şaşırtacak birşeyler olacağını söylemişti fakat tabikide ne olduğunu söylememişti ve şaşırtıcı bir şekilde bu konuda ağzını bile açmıyordu. Anladığımı belirtecek şekilde kafamı salladım. Açıkçası biraz üzülmüştüm ona bir isim bile vermiştim ve onu penceremin kenarında göremeyecek olmak biraz... hüzünlüydü
"Eğer istersen..." dedi Neville ensesine kaşıyarak
"Bu öglen birlikte ekmeye gidebiliriz... benim diğer bitkilerimin yanına...?" Bu kadar utangaç olmasına bir türlü anlam veremiyordum beş yıldır yakın arkadaştık ve o hala birine iyilik yaparken bile utanıyordu. Kıkırdayarak koluna girip kafamı omzuna yasladım. Normalde yürüyüşten gelmiş halim ile bırak birinin koluna girmeyi, karşısına bile çıkamazdım ama Neville farklıydı o ikimizin yerinede utanıyordu zaten
"Yani senin "Luna"larının yanına" dedim gülmemek için zor tuttuğum titreyen sesim ile.Neville bütün bitkilerine Luna adını vermişti çünkü onu gerçekten seviyordu
"Y-Y/N!!"
"Tamam tamam sustummm"
Kıkırdayarak Hogwarts bahçesine girdiğimizde ben hala Neville nin omzuna yaslanıyordum. Biraz geç kaldığım için maalesefki bahçede dolaşan bir kaç kişi vardı ve sanki daha önce hiç yakın arkadaş görmemiş gibi bize bakıyorlardı. Neville nin rahatsız olduğunu farkettiğimde, yavaşça geri çekilip duvara yasladığım mataranın yanına doğru ilerledim ama hala izleniyormuş gibi hissediyordum gözlerimi tedirgin bir şekilde etrafta gezdirdiğimde herkesin hala beni izlediğini gördüm bazıları şaşkın bazıları ise hayran dolu bakışlar atıyordu...erkeklerden birinin dudağını ısırıp yanındaki arkadaşına gözlerini benden ayırmadan birşeyler fısıldadığını gördüğümde kaşlarım çatılmıştı. Neye bakıyor bunlar!!!!
Bakışlarımı Neville çevirdiğimde onunda utangaç bir şekilde beni süzdüğünü gördüm. Lanet olsun muggle kıyafetleri!!! Babam ile tatilde sık sık muggle dünyasında olan evimize giderdik ve orada spora çıkarken sporcu atleti ile tayt giymeye alışmıştım. Spora giderken çok rahat olduğunu farkettiğimden buradada zaten kimse görmüyor diye onları giymeye devam etmeyi seçmiştim. Bir erkek öğrencinin saklamaya gerek duymadan bakışları ile hunharca bacaklarımı süzdüğünü yakladığımda, bu benim için bardağı taşıran son damla olmuştu tam babamdan öğrendiğim küfürleri sıralamak üzere ağzımı açmıştım ki... biri kafama biri de koluma gelen iki cübbe ile irkildim kolumdan kaymak üzere olan cübbeyi elim ile sıkıca kavradığımda bir Gryffindor cübbesi olduğunu farketmiştim kafamdaki cübbenin gözüme yansıyan yeşili onunda bir Slytherinliye ait olduğunu gösteriyordu şaşkınca elimde duran iki cübbeni bakarken arkamdan aynı anda gelen fakat iki farklı kişiye ait olan
"NE BAKIYONUZ LAN!!!"
"NE BAKIYONUZ LAN!!!!"
sesleri ile bütün karmaşa çözülmüştü
Sıçtın Y/N sıçtın!!...

*PEK İÇİME SİNMEDİĞİ İÇİN KISA KESTİM KUSURA BAKMAYIN🤍🦋

AKLIMDA İLERLEYEN BÖLÜMLER İLE İLGİLİ KESİNLİKLE ÇOK EĞLENCELİ FİKİRLER VAR AMA O BÖLÜMLERE KONUYU NASIL BAĞLAYACAĞIMI BİLMİYORUM🤦‍♀️*

YAZIM YANLIŞLARI VARSA LÜTFEN KUSURA BAKMAYIN AYRICA O KISIMLARI BANA BELİRTİRSENİZ HEMEN DÜZELTİRİM 🤍🤍

*BU KISA OLDUĞU İÇİN HEMEN YENİ BÖLÜMÜ YAZMAYA GİDİYORUM AMA ONU NE ZAMAN ATARIM HİÇ BİR FİKRİM YOK 🥺*

Draco Malfoy ile Hayal et ~Orman~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin