-8. Bölüm-

1.1K 150 64
                                    

Neee.. Bu adam neden bahsediyor?! Deku mu?! Bu resmen sövmektir! H.. Hem o... B.. Beni.. Beni öptü mü?! Ba.. Başka türlü susturamıyor muydu?! :

"hahh... Her neyse.." Bakugou, Midoriya'nın kolunu bıraktı:

"tamam git hadi..." Midoriya, Bakugou'ya baktı. Aslında onun öpmesinden şikayetçi falan değildi... Ama insan şaşırıyor tabi... :

".. Görüşürüz" Midoriya hızlı adımlarla oradan ayrıldığı sırada, sarayın bahçesine gelen at arabasına baktı:

"haa? Kim geld-" bir adamın onu itip bulunduğu yere kırmızı halı sermesiyle şaşırdı. Düştüğü yerden kalktı:

"ne oluyor be. Dikkat etsene" adam onu dinlemeden arabanın kapısını açtı ve içinden, takılarından görünmeyen kadını indirdi. Bir bakışta o kişinin kraliçe olduğunu söyleyebilirdi.. Evet... O kraliçe.. Kraliçe onun yanından geçerken hafif eğildi ve geçmesini bekledi. Ama kraliçe tam onun bulunduğu yerde durdu. Noluyo amk diye düşünürken kraliçe nefes verdi:

"ne kadar saygısız.. Biraz daha eğil.." Midoriya sinirle dişlerini sıktı ve eğildi:

"biraz daha... Hatta sen özür için direk diz çök.." Midoriya, karşısındakinin kraliçe olduğunu içinden sayıklarken dizlerinin üzerine çöktü:

"hmh.. Şimdi de özür di-"

"anne" Midoriya, Bakugou'nun sesini duymasıyla rahatladı. Karşısındaki kadına köpek gibi saldırmak istiyordu. Kraliçe hızlıca oğluna bakmak için arkasını dönünce, pelerini Midoriya'nın suratına çarptı. Midoriya sessiz kalarak ayağa kalktı:

"ahh oğlum. Uzun zaman oldu.. Ne kadar büyümüşsün tatlımm"

"... Bu kadar abartma.. 4 senedir görüşmüyoruz.."

"a-a.. Sanki az bir zamanmış gibi söylüyorsun..." Midoriya onları izlediği sırada, kraliçenin kendisine bakmasıyla tekrar başını eğdi:

"oi... Kim sana kalkmanı söyledi.. Diz çökmeye devam et" Midoriya tam tekrar çökeceği sırada Bakugou kolunu tuttu:

"onun bunu yapmasına izin veremem.. Bu utanç verici"

"ne? Asıl ben gelince onun düzgün eğilmemesi utanç verici"

"zorunda değil.. Buranın özgür bir ülke olduğunu sen söylemiştin..." kraliçe sinirle pelerinini savurdu ve oradan ayrıldı. Midoriya, Bakugou'nun omzunu tuttu:

"kusura bakma ama.. Eğer gelmeseydin.. Anneni parçalardım"

"istediğini yap.. Gerçek annem değil zaten"

"heee?!"

"üvey annem o. Bende kendisini pek sevmem"

"bende benzememesine şaşırıyordum..." beraber saraya geçtiler.

***

"hmm.. Demek böyle tanıştılar.." Midoriya, Bakugou'nun üvey annesiyle babasının nasıl tanıştığını dinledikten sonra kafa salladı ve sinirlenen Bakugou'ya baktı:

"tamam.. Sinirlenme"

"onun gibi bir karıyla nasıl evlendi anlamıyorum.. Ne yapmış olabilir ki.. Sürekli evlilik hakkında konuşup sinirimi bozuyor.. Torun istiyorum torun istiyorum diyor.."

"sonuçta.. İstemedikten sonra yapmak zorunda değilsin.."

"istesem de yapamam"

"ha? Neden?"

".. Ben erkeklerden hoşlanıyorum çünkü.."

Evet buda bitti. Baymıyor ya krallık eğlenceli. Neyse. Keyifli okumalar~

Lost In The Kingdom ~BakuDeku~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin