Midoriya, Bakugou'nun ellerini sıkmasıyla hafifçe inledi. Bakugou'yu üstünden itmeye çalışırken büyük bir efor sarf ettiği halde Bakugou bir milim bile kımıldamıyordu.. G... Gaza mı geldi lan?!? :
"haha... C.. Canımı yakmaya başladı Kacchan. Kollarımı b-"
"daha çok canın yanacak" Midoriya, suratının kızarmasını tutamazken,Bakugou yumruğunu kaldırdı ve Midoriya'nın karnına sert bir yumruk attı. Midoriya ne olduğunu anlamadan karnındaki ağrıyla büyük bir çığlık attı. Bakugou, rahatlamanın etkisiyle Midoriya'nın kollarını bıraktı ve kalktı:
"e yani kısasa kısas yapmak gerekir değil mi?? Bana çok kötü vurdun.." Midoriya karnını tutup yerde kıvranırken, Bakugou işin ciddiyetini hala kavrayamamıştı:
"heey heey Deku.. Fazla abartmadın mı hadi kalk" ayağını Midoriya'nın sırtına koymasıyla Midoriya yine aynı şekilde seslice bağırdı:
"gh! L.. Lütfen dokunma!! Gerçekten... Çok acıyor.." Bakugou ayağını çekti ve eğildi:
"oi.. Sen ciddi misin?"
"evet.. Elimi bile kaldıramıyorum. Lanet olsun o nasıl bir yumruktu!" Bakugou, Midoriya'yı kucağına aldı ve hızla sarayın hekimine gitti. Durumu anlattıktan sonra Midoriya'ya baktı:
"ben.. Gerçekten üzgünüm Deku. Böyle olacağını tahmin edemedim.."
"aah yok yok... Bende sana aynı şekilde vurdum sanırım... Sen kazandın pes ediyorum"
"hahh şimdi böyle laflar edince kendimi daha da kötü hissettim. Aptal Deku.."
"iyi oldu.. Vicdan azabı çek.." Midoriya kendini zorlayarak gülünce, Bakugou'da onun o haline güldü:
"tanrım.. Gerçekten bir tuhafsın.."
***
Midoriya'nın iyileşmesinin ardından, Bakugou tekrar savaş için hazırlıklara başlamıştı. Midoriya, daha önce Bakugou'nun savaşa gitmesine şahit olmuştu ama... Sanki şuan da.. Daha tedirgindi...
Bakugou'nun yatağında otururken, üstünü değiştiren Bakugou'ya baktı. Sırtında, kasmaktan dolayı oluşan kaslara baktı.. O kollarıyla Midoriya'nın kafasını tutup sıksa.. Kafasını parçalayabilirdi.. Burdan da bayağı seksi gör-... Dur ne diyorum ben:
"umm.. Kacchan"
"evet?" Bakugou, kafasını çevirerek Midoriya'ya baktı. Yandan görünen kaslarına baktı:
"ee.. Savaşa sadece askerlerin gitse olmaz mı?"
"elbette hayır.. Bundan nefret ediyorum.. Lidersiz bir savaş topluluğu mu? Çok saçma"
"... Doğru.." Midoriya başka bir şey söylemeden sustu. Bakugou giyinmesini bitirdi:
"şimdi gidiyorum.. Sen istersen bu gece burada uyu. 1 hafta sonra görüşürüz" Bakugou tam çıkacağı sırada Midoriya ayaklanarak Bakugou'nun yanına geldi ve kolunu tuttu. Bakugou ne oluyor diye Midoriya'ya döndüğü sırada Midoriya, Bakugou'nun dudağına yapıştı. Bakugou kısa bir şoktan sonra Midoriya'nın öpüşmesine karşılık verdi. Bir süre sonra Midoriya, Bakugou'nun dudaklarından ayrıldı ve karşısındaki sarışına baktı:
"d.. Dikkatli ol.."
İveeet bu bölüm de bitti. Keyifli okumalar~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost In The Kingdom ~BakuDeku~
FanfictionMidoriya İzuku, tanımadığı bir adamla yaşadığı talihsiz olaydan sonra uzun bir süre kayıplara karıştı. Birkaç sene sonra kasabaya gelen şovalyeyle tanıştı. Şovalye onu, kralın koruması yapacağını söyledi ve Midoriya'yı krallığa götürdü. Ama aslında...
