Eee evet yavrularım. Bir konuşma yapmam gerektiğini düşündüm ne kadar gereksiz bulsam da.. Doğru söylemek gerekirse ilk kitabımı yazdığımda okunacağını hiç düşünmedim hatta silmeyi bile düşündüm. Sonra yavaş yavaş yazmaya başladığınız yorumlar beni gaza getirdi ve 2. Kitabı yazdım. Sonra +18 kitabımı yazdım amk ne azgın insansınız 3. Kitabım 1. Den daha çok okunmuş. Ama bunu sevdim. Neyse. Bu 4. Kitaptan sonra da yine sizin destekleriniz sayesinde 5. Kitabımı çıkarıcam. Yine aynı desteklerinizi o kitapta da bekliyorum. Neyse lan fazla abarttım siz geçin burayı ndndjdjkd
*1 hafta sonra*
Midoriya ve Bakugou, odada otururlarken Bakugou kafasını salladı:
"sen şimdi kaçmak istersin.." Midoriya, sinirle Bakugou'ya baktı. Onu sevdiğinden mi bilinmez ama, Midoriya ne zaman Bakugou'yla yalnız kalsa kaçma isteği uyanıyordu ve bir şeyi bahane ederek oradan kaçıyordu. Bakugou 'da işi dalgaya vurup duruyordu. Bakugou yatağa uzandı:
" zorla tutmayacağım seni.. İstiyorsan gidebilirsin" Midoriya aslında kaçmak istemiyordu ama bir anda kendini odanın dışında buluyordu. Bu sefer de Bakugou onun yanında geriliyordu.
Midoriya, yatakta yatan Bakugou'ya sarıldı. Bakugou bunu beklemeyerek hafifçe gülümsedi:"çok tatlısın.." Midoriya, Bakugou'nun yanağını öptü. Bakugou yanağını okşadı:
"yorgun görünüyorsun. Uyuyalım istersen"
"yoo.. Aslında hiç yorgun değilim" Midoriya, Bakugou'nun pantolonunun üstünden şeyini okşadı. Bakugou sırıttı:
"ooo~ bunu sevdim" Midoriya hafif kızarmaya başlarken Bakugou'nun göğsünü tuttu:
"bugün herşeyi ben yapacağım. Sadece arkana yaslan.."
"hm öyle mi? Tamam" Bakugou zevkle arkasına yaslandı ve Midoriya'yı izlemeye başladı. Midoriya, Bakugou'nun altındakileri çıkardı ve okşamaya başladı. Bakugou'nun nefes alışverişleri daha sesli olmaya başlarken Midoriya, Bakugou'nun penisini ağzına aldı. Dili dışarıdayken Bakugou'nun penisini emmeye başlarken, Bakugou'da Midoriya'nın saçlarını tuttu. Midoriya hafif kaş çatarak Bakugou'nun elini çekti:
"hareket etme..." eliyle hızla Bakugou'nun penisini okşadı ve suratına gelmesini sağladı. Bakugou, Midoriya'nın suratını incelerken tekrar sertleşti. Midoriya, Bakugou'ya bakıp güldükten sonra kendi altındakileri çıkardı ve Bakugou'ya arkasını döndü. Parmaklarını deliğine sokup gel git yaparken, kafasını çevirerek Bakugou'ya baktı. Bakugou, Midoriya'ya dokunmamak için kendini kasarken, Midoriya hiç acımadan Bakugou'yu azdırmaya devam ediyordu:
"ahn.. K.. Kacchan. Burası harika hissettiriyor.." Bakugou yutkunarak göz kırpmadan izlemeye devam etti. Midoriya parmaklarını içinden çıkardı ve Bakugou'ya döndü:
"hadi bebeğim.. Şimdi asıl zevki tadalım" Midoriya, Bakugou'nun üstüne çıktı çıktı ve penisine konumlandı. Hiç beklemeden direk içine aldı:
"aaahn!!" Bakugou, penisini sıkan delikle gözlerini kıstı. Midoriya vakit kaybetmeden, Bakugou'nun penisinin üstünde hoplamaya başladı. Bakugou kendini tutamayarak Midoriya'nın kalçalarını tuttu ve hoplatmaya başladı. Midoriya, Bakugou'nun ellerini tuttu:
" h.. Hey agh b.. Bana dokunma dedim"
"üzgünüm bebeğim" Bakugou, Midoriya'yı altına aldı ve hareket etmeye devam etti. Midoriya, deliğinin sertçe becerilmesiyle inlemelerini tutamazken, Bakugou hiç durmadan Midoriya'nın içine pompalıyordu (y/n yine anırdım jxjdjdjjdjs) Midoriya, kendini daha fazla tutamayarak boşalınca, Bakugou' da kendini bastırarak boşaldı. İkiside birbirlerine baktıktan sonra kısa bir öpüşmenin ardından Bakugou, Midoriya'nın içinden çıktı:
"hahh.. Bu harikaydı tatlım.."
***
Midoriya, sarayın bahçesinde tek başına takılırken, kendisine doğru yaklaşan Bakugou'yu görünce koşarak yanına geldi ve sarıldı:
"haha bebeğim~ bugün iyi modundasın sanırım~"
"nasıl olmam biz... Evleneceğiz"
"peki madem evleneceğiz.. Ne diye burda takılıyorsun? Hazırlansana.."
"... Hazırlanacak mıyım?"
"e... Yani"
"böyle girsem olmaz mı?"
"he sen rahatsan bana fark etmez tatlım.. Neyle rahatsan onunla dur. Sonuçta bu bizim günümüz.." hazırlıklardan sonra ikisi de bir ormana gittiler. Tabiki düğün deyince akla bayağı büyük bir şey gelir.. Ama onlar tek başınalardı. Ormanda olan evin çardağına gittiler. İkisi de birbirlerine bakarlarken Bakugou, Midoriya'nın yanağını okşadı:
"... Evlen benimle hayatımın anlamı... Evlen ve karım ol.. Evlen ve kraliçem ol.."
"evlen benimle yaşama sebebim... Evlen ve kocam ol... Evlen ve evimin direği ol.."
"kralın olmayayım mı?"
"sen zaten benim kralımsın.." ikiside nazikçe dudaklarını kavuşturdular. Sanki o gün... Birbirlerine tekrardan sahip olmuşlardı...
Deku kamerayı kendine çevirir:
"ha bu arada.. Kraliçenin kıçını tekmeleyip saraydan attık" sandalyeye oturur:
"ay.. O evlendiğimiz gün harikaydı arkadaşlar.. Benden duymuş olmayın ama.. Bakugou sürekli ağlayıp durdu... Ay dedim yeter artık ağlama.. Yok dinlemiyor. Sen benim karım oldun artık diyor tekrar ağlıy-"
"kiminle konuşuyorsun?" kameranın arkasına bakar:
"ha? Hahahha. Okurlarla konuşuyorum"
"ha şu yazarın yavrularım diye gezdiği insanlar mı?"
"evet. Çok tatlı insanlar" Bakugou kamerayı suratına sokar:
"haaa.. Şimdi bizi görüyorlar mı?"
"biraz suratını uzaklaştır kocacım.." Bakugou suratını kameradan çekerek Midoriya'ya bakar:
"s... Sen ne dedin bana?"
"kocacım..?"
"..." kameraya bakar:
"her bir okuyucu sayısı için bir posta" yazar fırlar:
"O ZAMAN İŞİNİZ BİTMEZ BAKUGOU-" kamera kapatılır.
Evet yavrularım beni bu kitapta da yalnız bırakmadığınız için teşekkür ederim~ TAKİPTE KALIN SİZ BUNU OKURKEN BEN YENİ KİTABI ATMIŞ OLURUM!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Lost In The Kingdom ~BakuDeku~
FanficMidoriya İzuku, tanımadığı bir adamla yaşadığı talihsiz olaydan sonra uzun bir süre kayıplara karıştı. Birkaç sene sonra kasabaya gelen şovalyeyle tanıştı. Şovalye onu, kralın koruması yapacağını söyledi ve Midoriya'yı krallığa götürdü. Ama aslında...