|•°* Pose *°•|

1.8K 232 171
                                    

***

**

*

Saat 9.10 civarıydı. Bütün yeni gelen yeni modelleri dizmiş bakıyorlardı. Tam önümüzde ilk 3 model oturmuş bizi süzüyordu. İçlerinde Sakusa'nın olmaması beni üzmüştü. Ama burada bütün çalıştıklarımı gösterip onun beni izlemesini sağlayacaktım.

Bir süre daha ayakta bekledikten sonra boy ve kilo için ölçülmeye başlandı. Bu büyük bir kriterdi. Burda sadece 5 kişi devam edecekti ve şuan 20 kişiydik. Herkes yanyana geçmiş boy ve kilolarının ölçülmesini beklerken başımızda ilk bizi eğitecek kişi yüzlerimize gelip bakıyordu. Ne kadar sert gözleri olsada hepsi yorgunluktan olduğu belliydi. Kilo ve boy ölçümleri yapıldıktan sonra başımızdaki kişiye liste halinde yazılıp verildi. Buradan uygun kilo ve boya sahip olanlar seçilecekti. Elenenler ise başka yerler için başvuru yapacaktı. En iyi yerde olmak için nerdeyse mükemmel olmak gerekir ve ben mükemmel birine yetişmek için çok çalışacaktım.

Karşımızdaki kadın listede elenen isimleri açıklardan içinde kendi ismimin olmadığına emindim. Hem elastik ve orantılı vücuda hem de iyi bir yüze sahiptim. İlk iki tur benim için kolay geçecekti.

Saat 9.45 civarı geriye sadece 10 kişi kalmıştık. Bu bölüm benim de zorlanabileceğim bir kısımdı. Belirlenen konu ile ilgili pozlar verecektik ve kameramanın bize anlattığı pozu vermeye çalışacaktık. Herkes teker teker poz veriyordu. Konumuz kış modasıydı. Tam şuana uyduğu gibi. Kendi pozum klasik bir ama riskli bir pozdu. Vücudunun kıvrımlarını istenildiği gibi göstermem gerekiyordu yoksa belim kırılmış gibi gözükebilirdi. Daha sıramın gelmesine 4 kişi vardı o yüzden ısınabilirdim. Eskiden voleybol oynarken ki ısınmalara benzer bir kaç ısınma yaptıktan sonra kameramanı izlemeye başladım. Kolay olan pozları çok ayrı bir pozmuş gibi anlatıyor ve bundan zevk alıyordu. Tam bir psikopatta benziyordu.

Sıra bana geldiğinde bulunan sütuna oturdum ve sol bacağımı sağ bacağımın üstüne atarak geriye doğru yaslandım. Genellikle verilmeyen ama verilince de kasların ters duruşundan dolayı tutulmaya neden olan bir duruştu. Kadın beni süzdükten sonra kameramana baktı. Kameraman eski pozuma dönmemi istedi ve vereceğim pozu anlattı. Bu Sakusa'nın verdiği pozdu. Asalet gerektiren bir pozdu. Ve rahat olmam gerekiyordu. Lakin model olmaya karar verdiğimden beri hayranı olduğum kişinin bütün hareketlerini ezberlemiştim. Hatta bir canlı yayında nasıl yapılacağını gösterdiğinde saatlerce çalışmıştım. Bu benim için zor değildi. Sadece rahat olmam gerekiyordu. Kafamın içini boşaltmam gerekiyordu.

Derin bir iç çekip kameramanın istediği pozu verdim. Kameramanın yüzü düşmüştü. Çünkü istediği gibi bir poz vermiştim. Fotoğraf çekildikten sonra ayağa kalktım ve diğerlerinin bulunduğu yere geçtim. Herkes elenmemek için dua ediyordu. Benim Tanrı'ya ihtiyacım yoktu. Çünkü çalışarak gelmiştim ve bunu Tanrı engelleyemezdi. Ya da ben öyle düşünüyordum.

Saat 10.00 civarı. Başımızdaki kadın bize ilk 3'ü söylemek için sandalyesine oturmuş bize bakıyordu. Yavaşça yerinde kıpırdandı ve oturduğu sandalyeye daha çok yaslandı.

"Eğer ilk 3'e girerseniz ne olacağını biliyor musunuz?"

Herkes birbiri ile bakıştı. Sadece ilk 3'e girenin bu şirkete seçildiğini biliyorduk başka bir şey daha mı vardı???

Kadın dikkatleri üstüne toplamak için öksürdü ve sertçe bize baktı.

"Burda seçilen 3 kişi az önce çekimleri yapılan; Kita Shinsuke, Wakatoshi Ushijima ve Sakusa Kiyoomi'nin bir hafta asistanı olacak. Amaç hem sizin bu model süreçlerini yakından takip etmeniz ve asistanlığını yaptığınız modelin sizi takip etmesi. 1 hafta sonra modeller bize devam edebilir ya da edemez diye açıklama yapacak. Sorusu olan var mı?"

Kimse bir şey demiyordu çünkü olayın etkisine girmişlerdi. Ama aklıma takılan bir soru vardı. Yavaşça elimi kaldırıp kadınla göz teması kurdum.

"Sor bakalım ama ilk önce ismini söyle."

Kafamı sallayıp eğildim.

"Ben Atsumu Miya."

Yavaşça doğruldum ve geri kadınla göz teması kurdum.

"Acaba 3 kişi nasıl modellere dağıtım yapılacak? Kura şeklinde mi?"

Kadın gülümsedi ve elindeki listeye baktı.

"Hayır modeller kendileri seçecek. Seçilen kişilere göre toplanıp kimi istediklerini söyleyecekler."

Kafamı sallayıp kafamı yere çevirdim. Yani bu demek oluyor ki Sakusa'nın beni seçmesi için onun asistanı gibi olmalıydım. Onun asistanını gayet iyi tanıyordum. Sakusa'nın kuzeniydi. Aralarındaki ilişki büyüktü. Sakusa susar onun yerine asistanı yani kuzeni konuşurdu. Sakusa çok konuşmayı sevmediği gibi de temizlik hastasıydı. Kimseye dokunamazdı. Bu yüzden seçilen kişiler ya bu özelliklerden dolayı Sakusa'yı istemeyecek ya da Sakusa'nın tanınan biri olduğunu hesaba katarak isteyeceklerdi. Umarım istemezlerdi çünkü yüzlerinde ki istememe duygusu onları etkileyebilirdi. Ama ilk önce ilk 3 e girmem lazımdı. Derin bir nefes aldım şimdi açıklanacakdı. Yavaşça kağıt çevrildi, kağıtta ki kişilere bakıldı ve kadın ayağa kalkıp seçilenleri söylemek için öksürdü. Her kes pür dikkat kadına bakıyordu.

"Evet ilk seçilen kişi yani içinizde en iyi ortalamaya sahip kişi Atsumu Miya. Puanı 8.57"

Birinci olmak beni ne kadar mutlu etsede aldığım puan çok düşüktü. Sakusa'nın bildiğim kadarıyla puanı 9.78 di. Dünyadaki en yüksek puandı bu. 0.22 puanda temizlik hastalığından kırılmıştı. Ama o temizlik hastalığı hiçbir zaman ona engel olmadı. Herkes o geliyor diye etrafı temizledi ve o da orda baş konuk gibi karşılandı.

Ben kafamın içinde bunları düşünürken ilk üç seçilmişti. Puan sıralaması;
- 8.57
-8.09
-7.41
Diyerek gidiyordu. En yüksek ben olduğum için baş sıradaydım. Hepimiz ayakta olduğu için arkamıza sandalye getirip oturturmuşlardı ve bir kaç içecek getirmişlerdi. Soğuk kahvemi aldım. Etrafı pisti. Genelikle böyle olduğu zaman geri verirdim ama şuan bunu yapmaya üşeniyordum. Cebimden çıkardığım mendil ile kahvemin etrafını silip peçeteyi yavaşça pis tarafı içeri gelecek şekilde katladım ve cebime koydum. Osamu ilk defa bir şeyde haklıydı. Cebimde hep mendil ve dezenfektan taşımamı söylerdi. İlk defa bu işe yaramıştı.

Yavaşça kahvemi dudaklarıma götürüp yudum aldım. Gerçekten günün yorgunluğunu çok güzel almıştı. Yanımdaki iki kişi hızlıca kaynaşmıştı. Kaynaşma gibi bir amacım yoktu. Sağ bacağımı sol bacağımın üstüne atıp kahvemi içmeye devam ettim. Üstümde hissetiğim bakışlar ile kafamı çevirip baktım. Kenarda seçim yapacak modeller bizi süzüyordu. İçlerinde Sakusa'da vardı. Özel temiz sandalyesine oturmuş öylece bakıyordu. Üstümde asıl yoğun hissettiğim bakışlar ile kafamı Kita'ya çevirdim. Beni çözmeye çalışıyor gibi bakıyordu. Yavaşça kafamı eğdim. Çözülmek istemiyordum. Çünkü içimde çözülen şeyler hiç masum değildi. Kafamı geri kaldırdım. Bu sefer üstümde Sakusa'nın yoğun bakışları vardı. Gözlerimi onun gözlerine kentledim. Gözleri sadece bakmak için benim üstümdeydi. Daha sonra kafasını arkadaşlarına kafasını çevirmeden bir kaç şey söyledi. Gözleri bana, bakmayı kes diyordu. Yavaşça kafamı eğip kahveme odaklandım. Onun gözlerine bakmak bile güzeldi. Peki beni seçmezse üzülür müydüm? Tabiki evet ama yinede umudumu kaybetmezdim. Kim hayran olduğu kişi evli diye hayranlığı bıraktı? Kimse çünkü herkesin içinde bir ümit vardı. Ve bende de o ümit vardı.

*

**

***

• Eclipse • // SakuAtsu //Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin