Bölüm 9 | Cahillik Şartı

309 40 65
                                    

G-note: Merhaba geç olsada yeni bölümü atayım dedim. Umarım beğenirsiniz. Oy vermeyi ve bolca yorum yapmayı unutmayın lütfen. İyi okumalar xx

***

Kaç yaşındayım? Otuz beş. Bu yaşıma kadar yazdıklarımın haddi hesabı yoktur. Okuma yazmayı öğrendiğimden beri bir şeyler yazma çabasındaydım ben. Aileye yazılmış şiirler, bayramlar için yazılmış şiirler... Ardından kitap özetleri, günlükler, büyüdükçe denemeler, kompozisyonlar, farklı konularda şiirler ve ilerledikçe romanlar ve makaleler yazdım. Açık ve net bir şekilde söyleyebilirim ki hiçbirinde bu kadar kararsız olmadım. Karşımdaydı, her bir kelimesine kafa patlattığım, artık daha iyisi çıkmaz dedim noktadaydım. Şarkı hazır, bunu büyük bir yorgunlukla söylediğimden şüphe yok. Yeni bir hastalık edinmiş gibiydim. Beynimin içinde oluşan görüntüler beni bitiriyordu. Sözleri okudukça başıma ağrılar saplanıyordu. Bu olmamalıydı. İşte bu diyip gururla sunmalıydım bu şarkıyı ama baş ağrısından, kalp acısından fazlası değildi. Öylece kağıda bakıyordum. Jungkook'un bu şarkıyı söylemesi yada şarkı falan söylememesi arasında bir ileri bir geri gidiyordum. Belki de şarkılarını sadece bana özel bırakmalıyım.

"Bitti değil mi? Bu yüz ifadesi o ifade, bitti, hazır." Kağıdı hemen ters çevirdim. "Gerçekten bitti mi?"

"Bitti." dedim. Jungkook zıplayıp gülmeye başladı.

"Bakayım, lütfen bakmama izin ver."

"Jungkook gerçekten şarkı söylemek istiyor musun?"

"Ne? Neyden bahsediyorsun sen hyung tabii ki istiyorum."

"Ne olursa olsun istiyor musun?"

"Beğenmedin mi?"

"Çok kararsızım."

"Güzel olduğuna eminim hyung." Bana böyle beklentiyle bakıyor olması acımı iki katına çıkarıyordu. Yapamam. Bu şarkıyı Jungkook'un söylemesine izin veremem. Ya şüphelenirse? Ya yanlış anlarsa? Kendimi nasıl açıklarım... "Hyung... Gel oturalım şurda." Geçip yatağın üstüne oturdu. Kağıdı masada bırakıp yanına oturdum. "Hyung senden çok fazla şey öğrendim. Hâlâ daha öğrenmeye devam ediyorum. Sen benim kendimi sevmemi sağlıyorsun. Bana söylediğin motivasyon cümlelerinin her birini aklımda tutuyorum. Her aynaya baktığımda, kendimi kötü hissettiğimde onları hatırlamaya çalışıyorum. Sen bu dünyada benim tanışmayı en çok istediğim kişiydin. Bir mucize oldu ve bu gerçekleşti. Hatta bu kadar yakın olacağımız, senin öğrencin olacağım aklımın ucundan bile geçmezdi. Ama oldu hyung. Benim için en imkansız şeylerden biriydi bunlar ve gerçekleştiler. Beni imkansızlara inandırdın. Senden bir şeyler öğrenmek çok güzel. Ama senin de bilmediğin şeyler var hyung, benden öğrenmen gereken şeyler. Ben aynı zamanda senin okurunum. Ve inan bana senin çöp olarak gördüğün yazılar bile beni büyülüyor. Duygu dolu her yazın bana kendimi sorgulatıyor. Böyle hissedebilir miyim? Böyle şeyler gerçek mi? Bu mutluluk, bu aşk, bunlar hislerse ben hissetmiyor muyum? Seni okumak benim hissetmemi sağlıyor. Ve benden öğreneceğin şey şu ki hyung sen ne yazarsan yaz binlerce insan benimle aynı şeyi hissediyor. Şarkı için endişelenme, elinden gelenin en iyisini yaptın. Günlerce çalıştın, kendinden feragat ettin. Mükemmel olduğuna zerre kadar şüphem yok, söylemek için can atıyorum." Yüzündeki masum gülümsemeye bulanık gözlerimle bakıyordum. Ağlamıyordum ama gözlerim dolmuştu işte.

"Jungkook... Sen bu dünyadaki sevginin en güzeline layıksın. Bu dünyadaki hiçbir insan senin kadar güzel sevmeyecek. En temiz aşk seninki olucak ve insanlarda görüp şaşırdığın duyguların en güzelini yaşayacaksın."

"Yaşıyorum." dedi gülümseyerek. "Kimsenin yaşayamayacağı kadar iyisini yaşıyorum." Donup kaldım. Nasıl yani? "Şimdi... Şarkıyı göster bana lütfen hyung."

Poems Written To You  》 YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin