Bölüm 2 | Yoktan Var

416 66 176
                                    

G-note: Merhaba, yeni bir bölüm. Umarım beğenirsiniz. Yorum yapmayı ve lütfen oy vermeyi unutmayın. Seviyorum sizi x







*

*

Namjoon ile birlikte matbaadaydık. Gazetelerin basımına bakıyordum. Bu gazetede de bir makalem yayımlanıyordu.

"Buradan sonra ne yapacaksın?"

"Romanımın üstünde çalışmaya devam edeceğim. Önce bir yerlerde yemek yiyeceğim."

"Bu roman hakkında hiçbir şey söylemiyorsun, konusunu bile bilmiyorum."

"Sadece beklentini yüksek tut. Psikolojik olucak."

"Yaa... Yeni bir şey."

"Yeni değil daha önce psikolojik denemeler yazmıştım."

"Kaç sayfa yazdın?"

"Emin değilim, henüz gelişme aşamasının başlarındayım."

"Yani baya ilerlemişsin."

"Henüz çok başındayım. Ne biçim bir arkadaşsın sen böyle?"

"Anlamıyorum o işlerden pek." Kolunu omzuma attı. "Şiir kitabı ne alemde?"

"O topa girme. Şu sıralar şiir yazamıyorum."

"Peki. Gece bir şeyler yapalım mı?"

"Akşam bir şeyler alıp benim evimde içebiliriz."

"Tamam, saat dokuz gibi gelirim."

"O zaman gideyim artık."

"Tamam dostum."

"Yemek yemeye benimle gelmek ister misin? Birkaç arkadaşım daha olucak."

"Yazar tipler mi?"

"Felsefeci de var, hatta bir tanesi radyo da çalışıyor."

"Sana afiyet olsun."

"Peki, akşam görüşürüz."

"Görüşürüz."

*

Arkadaşlarımla yemek yedim, uzunca da sohbet ettik. Hepsinin işleri yolundaydı, mutlu oldum. Benden birkaç konuda yardım da istediler, elimden geleni yaptım. Şimdi içecek bir şeyler almak için bir market yerine o bara gidiyordum. Bana o şaraptan satacaklarını umuyordum. Çünkü diğer türlü uzak bir yere yürümem gerekecekti.

Kapıyı açtığımda yine müzik ve alkol kokusu yüzüme çarptı. İlerleyip bar taburesine oturdum.

"Ha... Yoongi?" dedi barın sahibi, beni bu kadar sık gördüğüne şaşırmış olmalı.

"Ben ilgilenirim baba. Hoş geldiniz."

"Hoş buldum Jungkook. Nasılsın?"

"Biraz yorgunum efendim. Anlamadığım bir şekilde sabah çok yoğunduk." Etrafta gözlerimi gezdirdim.

"Şimdi pek yoğun durmuyor."

"Evet, siz nasılsınız?"

"İyiyim. Geçen hafta birlikte içtiğimiz şaraptan bana satabilir misin? Şişe olarak."

"Tabii. Zaten o gece şarap için de para bırakmışsınız mahçup oldum, hediyeydi."

"Hediyeleri sevmem pek, lütfen mahçup olma." Gülümsedi.

"Ben şişeyi getireyim." Kafamı sallayıp beklemeye başladım. Beni fazla bekletmeden geri döndü. "Buyrun."

"Teşekkür ederim."

Poems Written To You  》 YoonkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin