Merhabalaar ^_^ Yine ben.Öncelikle yorumlarınız için çok sağolun :D Açıkçası ben hikayeyi beğeneceğiniz sanmıyordum :D Biraz arayı açtım ama kusura bakmayın.Umarım bölümü beğenirsiniz.Öpüldüzünüz.İyi okumalaaar!!! -Ddlovato
"Evet sayın seyirciler.Öncelikle hepiniz stüdyomuza hoşgeldiniz."
Alkış,alkış,alkış.
"Bugün yanımızda genç kızların sevgilisi Sterling Knight var."
Alkış,alkış,alkış.
"Evet Sterling.Öncelikle hoşgeldin." Dedi sunucu kadın.
"Hoşbulduk." Dedi Sterling'de kibirli bir şekilde.
Kızlar ise hiç durmadan çığırıyorlardı.
Bizde arkada oturmuş film izler gibi onları izliyorduk.
"Ee.Nasılsın.Hayat nasıl?"
"O da iyi." Dedi Sterling önündeki kahve fincanıyla oynarken.
Gözlerimi televizyondan zorda olsa ayırdım ve çayımı tazelemek için ayaklandım.
"Çay koymaya gidiyorum.İsteyen var mı?" Diye sordum.
Programın sahne arkasını altın gününe çevirmiştik.
"Bana da koyar mısın canım." Dedi kızıl saçlı kadın.
Kadının bardağını da alarak mutfağa ilerlemeye başladım.Mutfak zevksiz ve önemsiz tasarlanmıştı.Renkler insanı kasvetlendiriyor,dağınıklığı ise kasveti daha da arttırıyordu.
Tam çayları götürecekken telefonumun çalmasıyla irkildim ve zorla da olsa Cebim VS Elim savaşında galibiyet getirmeyi başardım.
"Alo."Dedim kimin aradağını göremediğim için.
"Alo.Demicik.Nasılsın?"
Selena'dan başkası bana 'Demicik' demediği için arayanın Selena olduğunu anladım.
Hem omzuma yaslanan telefonumla cebelleşiyor,hem de çayları dökmemek için büyük bir özen gösteriyordum.
Tam geldim derken elimdeki çayları yerle buluşturmamı saymazsak,her şey çok güzeldi.
"Demi?" Diye seslendi kızıl saçlı kadın.
Şaşkınlıkla yere bakıyordum.Beyaz parke minik minik cam kırıklarıyla doluydu.Çaylar ise dere gibi aşağıya doğru akıyordu.
Durun durun.Bu da bir hiç mi?Asıl bombayı patlatmadım daha.Dökülen çay kablolara geldiği için programın elektrikleri gitmiş,seyirciler ise boğa görmüş İspanyollar gibi kaçmışlardı.
Kızıl kadın ve diğerleri etradı temizlemeye çalışırken çaktırmadan Sterling'e baktım.Sahnede yoktu.
"Demi.Yan odadan bana süpürgeyi getirir misin canım?" Dedi sarışın kadın beni düşüncelerimden ayırarak.
"Peki." Dedim ve yan odanın yolunu tuttum.
Kapıyı açtığımda oda Sterling posterleri,afişleri,bebekleri vb. Şeylerle doluydu.
"İğrenç." Diye mırıldandıktan sonra süpürgeyi aramaya başladım.
Her tarafı deşip,en sonunda dolabın arkasında bulduğum süpürgeyi alarak beyaz kapıya doğru ilerledim.
"Bu tam bir fiyasko!" Diye bağıran Sterling'i duyunca elimdeki süpürgeyi yere bırakarak kulağımı beyaz kapıya dayaadım ve konuşmaları dinlemeye başladım.
"Sakin ol Sterling.Sende başka bir programa çıkarsın olur biter." Dedi bir kadın.
"Sakin ol,sakin ol,sakin ol!Tabi söylemesi kolay."
Dudağımı ısırmayı bıraktıktan sonra yere bıraktığım süpürgeyi elime alarak odadan çıkmaya hazırlandım.
"Sterling?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Peşinden...
FanfictionRüzgardan uçuşan saçlarımı kulağımın arkasına attım ve girişteki krem rengi sürmeli kapıyı sola doğra sürükledim.İçeri girdiğimde ilk gözüme çarpan şey turkuaz rengindeki desenli duvara asılan renkli tablolardı.Sonra ise bu rengarek tablolar,yerini...