"Hey!Demi.Aşkito'n özlemiş seni...Baksana adam ne üzgün sensiz diye!"Dedi yapmacıklıkla telefonu gösterirken.
Cidden bu adam deli miydi?Fotoğrafımı paylaşıp 'Özlettin 😪' yazmak nasıl bir kafaydı!?
"Alay etme!Miranda diyorum.Senden çok etkilenmiş.Git bir konuş falan yazık kızcağıza,o da özler seni görürsün."
Yüzünün morarmasıyla ufaktan bir zafer gülüşü yaptım.Mustahak sana Sterlingciğim(!)
"Sabah sabah yine keyfimi kaçırmayı da unutmadın ya,bravo sana!"Dedi ve tuttuğu krem rengi oval yastığı yine krem rengi tekli koltuğa fırlatıp odadan çıktı.
Harikasın Demi!İşte böyle kızım...
-------------------------------------------------------------------
"Sorma Amy.Mark'la aramız hala kötü.Geçen sefer yemeğe çıkalım dedik,kavga ede ede eve gittik!"
Sıcak demli çayımdan büyük bir yudum daha alarak Amy'e baktım.
"Boşver Em.Erkek milleti işte.Ama bence barışmanız yakın..."Dedi Amy Emily'i teselli ederek.
"Sanmıyorum.Geçen Sara beni aradı.Mark'la aşk yaşadıklarını,artık onların arasına girmekten vazgeçmem gerektiğini felan söyledi.Ama keşke barışabilsek."Dedi Emily iç çekerek.
Ne yüzsüz bir adamdı bu Mark böyle!
"Gerçekten hala onunla barışmak mı istiyorsun?"Dedim merak dolu gözlerle.
İnsanların berbaberliği için her şeyi yapabilirdim ve şimdi de yapacaktım...
"Hem de nasıl!"
Pekala Demi.O zaman top sende artık.
"Peki.Ama sen o işi bana bırak,tamam mı?Size afiyet olsun."Dedim ve kızlara göz kırparak masadan kalktım.
----------------------------------------------------------------
Tanınmamak için takmış olduğum siyah kare çerçeveli gözlüklerimi ve kafama biraz büyük gelen şapkayı bir kez daha düzelttim.
"Hanımefendi!"
Arkamdan gelen sesle yakalandığımı düşünerek korkuyla arkamı döndüm.
"And içerim ki ben suçlu değilim!Sadece bir arkadaşımı takip ediyorum..."Dedim kollarımı kaldırarak.
"Suçlu?Sadece dükkanımın önünü kapattığınızı söyleyecektim."
Derin bir nefes alıp sessizce başka bir duvara gittim.
Buradan geçen herhangi bir kişi olabilirdi.Ama ben,adamın tipi hakkında bilgi edinmeyip,sadece nerede gezdiği hakkında bilgi edinmeyi akıl edebilmiştim!
Aslında bir şey biliyordum.Bu Mark denen adam mavi gözlüydü ve sarışındı.Ama 'uzun-kısa,zayıf-şişman' böyle terimler hakkında hiçbir fikrim yoktu.Ve burası dolu sarışın maviş kaynıyordu!
Her geçenin gözlerine bakmayı ihmal etmiyordum.Ama maalesef bilmemkaç metre uzaktan milletin gözlerini görebilme yeteneğim yoktu.
Bir adama dikkatle baktım.Yanında ise esmer bir kız vardı.Emily'nin de anlattığına göre Mark'ın Emily'e tercih ettiği kız da esmerdi!Sanırım Mark'ı bulmuştum.
Arkalarından gitmeye başladım.Şimdilik yerini tam anlamıyla bulacak,ilerleyen zamanlarda ise Em ile Mark'ı tesadüf bahanesiyle bir araya getirmeye çalışacaktım.Ne fikir ama!
Mark ve esmer kızı pür dikkat izlerken bir anda durduğumuzu anladım.Mark esmer kıza sarıldı ve el sallayıp başka bir yere gitmeyi başladı.
Biraz daha ilerleyince Mark ve Sterling'in evlerinin ne kadar çok benzediğini düşünmeye başladım.
Badanasından,kapı kilidine kadar...Her şey tıpatıp aynıydı.
"Amy.Anahtarımı evde unutmuşum da.Kapıyı açabilir misiniz?"
Bu ses?Amy?
Çıldırma Demi.Mark bu,ne Sterling'i ya!
Hem dünya da bir çok Amy isimli kız var.Belki bu Amy,başka bir Amy!?
Kapının açılmasıyla ağacın altına saklandım.
"Hoşgeldin Sterling."
Sterling?Bizim Sterling ha?Hani şu Knight olan?
"Sterling!?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Peşinden...
FanfictionRüzgardan uçuşan saçlarımı kulağımın arkasına attım ve girişteki krem rengi sürmeli kapıyı sola doğra sürükledim.İçeri girdiğimde ilk gözüme çarpan şey turkuaz rengindeki desenli duvara asılan renkli tablolardı.Sonra ise bu rengarek tablolar,yerini...