☃ 20 days left ☃

162 22 1
                                    

"Eve dönmeliyiz, gittikçe kötüleşiyor."

Luke hariç herkes ahşap masada toplanmıştı. 2 gün önce yaşanan olayı konuşuyorlardı. Maggie ruhsuz bir biçimde ahşap masadaki işlemelere bakıyor, bir yandan da parmaklarını üstünde gezdiriyordu.

Ashton başını olumsuz bir biçimde salladı. "Şehir havası onu daha da kötü etkileyecektir. Temiz hava solumasına izin verin." söylediği söz boş odada bir o yana bir bu yana giderek, sessizliği bozmaya çalıştı.

"Onu buraya gömeceksin yani?" Sonunda masadaki işlemelere bakmayı bırakan Maggie, kırmızı gözlerini utangaç bir biçimde onlara çevirdi. Göz teması kurmak istemiyordu.

Odada sessiz bir biçimde dolaşan ölümcül sessizlik daha da belirginleşti. "Video kamerana ne yaptın? Kamerayı onun için almıştın." Sessizliği bozan Calum'du.

"Onu zaten böyle görmek bana ağır geliyor, ileride torunlarıma yavaş yavaş ölüme giden erkek arkadaşımın videolarını göstermeyeceğim."

"Devam etmelisin," dedi bilindik bir ses. "Odana git Luke, dinlen." Göz temasını kurmadan önce siyah yün kazağıyla gözlerini sildi.

Zayıf omuzlarını yukarı doğru kaldırıp indirdi, "Bu oda bomboş, Yılbaşı yaklaşıyor ve sen bana odama gidip dinlenmemi söylüyorsun." Keyifli gelen sesin arkasından uzun zamandan beri ilk kez gerçek bir kahkaha atan Luke herkesi şaşırtmıştı.

"Ben her ihtimale karşı süs getirmiştim."

"Heeeeey, dikkat edin." Maggie tıpkı birkaç hafta önce yaptığı gibi sağ elinde kamerayı tutuyor ve duvara Noel Baba resimleri yapıştıran Luke ile Michael'e kızıyordu. "Luke, yapıştırdığın resimi ortala."

Luke, keyifli bir biçimde tek kaşını kaldırarak kameraya baktı. "İsterseniz siz buraya gelin, Mühendis Hanım."

"Mühendis Hanım mı?" Calum evde buldukları orta boy yılbaşı ağacının yıldızı takarken Luke'la dalga geçmişti.

"Calum du-" Ashton onu uyarmaya çalışmış ancak düşen bir yılbaşı ağacı cevabıyla ortada kalmıştı. "Dostum, her şeyi mahvettin."

"Hayır etme-" gözlerini aşağı indirip her yere yayılmış olan ağaç süslerine baktı. "Pekala, her şeyi batırmışım."

Michael ile Luke kahkaha atmaya devam ederken Calum yerdeki kırmızı topları toplamaya başlamıştı bile. "Biraz çenenizi kapayıp, yardım e-"

Sözünü kesen yüksek sesli müzikti, Ashton müzik çalarından Last Christmas'ı açarken, Calum'u duymazdan geliyor ve inadına dans ediyordu. "Dostum seni duyamıyorum, müziğin sesi çok yüksek!" Calum'un duymasını sağlayabilmek için bilerek bağırmıştı.

"Ashton, Noel'e kaç gün kaldığını söyle." Maggie kameranın arkasından iletişim kurmaya çalıştı.

"Ne?"

"Noel'e kaç gün kaldığını söyle!"

"Ne?" Elini duymadığını belirtecek bir biçimde şekillendirdi.

"Noel'e 20'gün kaldı. Ayrıca not olarak bu aptal duyamıyor." Ve kamera ekranı siyah bir renge büründü.

x-mas // l.hHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin