Bölüm 8: Aile

1.3K 132 22
                                    

Selamlar, nasılsınız?

2021'in ilk bölümüyle karşınızdayım umarım beğenirsiniz 🤟🏽

Arabanın aniden durmasıyla bakışlarını çekti kızdan Azer. Hızla etrafına göz gezdirdiğinde hastaneye vardıklarını fark etti. Tüm yol boyunca bakışlarını bir an olsun kızdan çekmemiş, ısınmasını sağlamak için elinden geleni yapmıştı.

Birden açılan kapıyla girdiği ufak transtan çıktı ve kızı biraz daha sarmalayarak arabadan indi. Koşar adımlarla hastaneye ulaştığında vakit kaybetmeden doktorların eline teslim etti Karaca'yı. Kız apar topar odaya alınırken Azer ve kardeşi de odanın önündeki koltuğa attı kendini. Kafasını arkasındaki duvara yaslayarak birkaç saniye de olsa gözlerini kapatıp dinlenen Azer koridorda yükselen seslerle açtı gözünü. Kendisine doğru koşarak gelen adamları gördüğünde oturduğu yerden kalktı yavaşça.

''Karaca, Karaca nerede?'' diye telaşla konuştu Akın.

''İçeride, doktorlar ilgileniyorlar-''

''Bir şey olduysa-''

''Olmadı Akın! Karaca iyi merak etme.'' Diyerek elini karşısındaki adamın omzuna koydu. Akın bir an olsun düşünmeden karşısındaki adama sarıldığında bunu beklemeyen Azer şaşkınlıkla sarıldı Akın'a.

Konuşacak hali yoktu Akın'ın. Şu birkaç gün içinde yaşadıklarıyla tamamen çökmüş hissediyordu.

İkili birbirinden ayrıldığında konuşmaya fırsat bile bulamadan açılan kapıyla oraya yöneldiler.

''Karaca Koçovalı'nın yakınları?'' diyerek önünde bulunan kalabalığa seslendiğinde Akın bir adım öne çıktı.

''Abisiyim ben. Durumu nasıl?''

''Kardeşinizin durumu iyi.'' Diyerek başladı doktor açıklamasına. Uzun bir süre beslenmediği için vücut direncinin azaldığından ve başına aldığı darbeden kaynaklı yaşadığı kan kaybının kızı nasıl güçsüzleştirdiğini anlattı. Kardeşinin o evde yaşadıklarını az çok tahmin eden Akın doktordan duyduklarıyla biraz daha yıkılsa da içeride yatan kız için toparlamaya çalıştı kendini.

Doktor en sonunda kızın kullanması gereken ilaçların reçetesini Akın'a teslim etti ve serumu bittiğinde taburcu olabileceğini söyleyerek ayrıldı yanlarından.

İçerideki hemşirelerin de çıkmasıyla daha fazla beklemek istemeyen Akın hızla girdi içeri. Peşinden Salih de içeri girdiğinde Azer bir an için girip girmemek arasında kalsa da merakı ve endişesi daha ağır bastı. Yavaşça kapıdan içeri girdiğinde baygın haldeki kızı ve eline sarılmış olan Akın'ı buldu gözleri.

Akın odaya girer girmez kızın başucuna oturmuş, uyandırmaktan korkarak sadece elini tutabilmişti. Gözlerini bir an olsun kardeşinden ayırmazken kafasını başında bekleyen Kurtuluş ailesine ve Salih'e çevirdi.

''Teşekkür ederim, hepinize'' dedi Akın zar zor çıkan sesiyle.

Vartolu karşısındaki oğlana bir baba gibi yaklaştı ve elini omzuna koyarak sarıldı Akın'a.

''Ne teşekkürü oğlum? Duymayayım bir daha!'' diyerek kızdığında gülümsedi Akın.

Yeniden kardeşine döndüğünde gözü başındaki sargıya takıldı. Hafif çatık kaşlarla yanında duran Vartolu'ya baktığında adam anladı Akın'ın kendisine diyeceklerini.

''Hiç bakma öyle, sana bunu söylesem hayatta tutamazdım seni.'' diye kendini açıkladığında Akın onaylar biçimde salladı kafasını.

Ardından ufak bir hareket hissetti avuçlarında. Kafasını hızla kıza çevirdiğine titreyen göz kapaklarını gördü. Yerinden hafifçe doğrularak elini kardeşinin yüzüne yerleştirdiğinde Karaca az da olsa açtı gözünü.

Safderun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin