Bölüm 13: Korku

796 83 17
                                    

Selamlar...

Bir önceki bölüm uzun olacağı için 2 part şeklinde yazacağım demiştim ama yeni bölüme başlarken bu fikrimden vazgeçtim fjhdshk

Lafı çok uzatmayayım, iyi okumalar :)

.

.

.

.

''Ee beğendin mi?'' dedi Helen elindeki dürümü tabağına bırakıp dudaklarına bulaşan yağı temizlerken.

Akın aldığı büyük ısırık yüzünden konuşamasa da gülerek salladı kafasını. Adamın ilk baştaki o gerginliğinin gittiğini gören Helen gülümseyerek baktı Akın'a.

''Dediğin kadar varmış'' dedi Akın.

Helen adamın beğenmesine mutlu olarak önünde duran rakı bardağına uzandı. Tek seferde yarısını bitirdiğinde Akın elindeki dürümü bırakarak kıza çevirdi bakışlarını.

''Ne oldu?'' dedi Helen alkolün etkisiyle yaşadığı ufak rahatlıkla.

Gülümseyerek kendisine bakan kızı izledi Akın bir süre. Buraya gelirken tek amacı ailesini korumaktı. Oysa şimdi karşısında oturan kızla bir geleceği olup olmadığını düşünüyordu.

Akın hülyalı bir şekilde kızı izlerken Helen az önce yarıladığı bardağı bitirmişti bile. Eli yanlarında duran sürahiye uzandığında Akın hiç düşünmeden tuttu kızın sürahiyi tutan elini.

''Çok içtik.'' diyerek fısıldadı kıza doğru.

''Birazcık daha?''

Helen'in bu sevimli halini gören Akın kızın önüne dünyaları sermek istese de daha fazla içmenin ikisi için de iyi olmayacağını düşünerek kafasını sağa sola doğru salladı. Kız bu sefer de dudaklarını büzerek sorusunu tekrarladı.

''Çok azıcık?''

''Seni kırmak istemesem de...'' diyerek başladığı cümleyi kafasını yeniden olumsuz şekilde sallayarak bitirdi.

Sonunda adamı ikna edemeyeceğini fark eden Helen pes ederek bıraktı sürahiyi. Ancak Akın kızın elini çekmesine izin bile vermeden tuttu kızın elini. Bir süre yalnızca birbirlerini izlediler gülerek.

Akın alkolün de verdiği cesaretle bir şeyler söylemek istedi. Birkaç kez konuşmak için ağzını açsa da toparlayamadı cümlelerini. Adamın bu çabasını gören kız yanağını yumruk yaptığı eline yaslayarak konuşmasını beklemeye başladı Akın'ın.

Helen'in kendisini anladığını anlayan adam sesli bir şekilde gülümseyerek başını önüne eğdiğinde Helen de eşlik etti adamın gülümsemesine.

Akın bu sefer gerçekten konuşmak için kafasını kaldırdığında kızın arkasındaki hareketliliği fark etti. Kızı tuttuğu elinden kendisine doğru çekmek için hareketlendiğinde az önce ikilinin kahkahalarıyla dolan minik sokak ikisini hedef alan kurşunların sesiyle doldu...

.

.

.

.

.

.

Teknenin kıyıya yanaşmasıyla Karaca zaman kaybetmeden indi aşağıya. Denizi ne kadar sevse de bu kadar üzerinde durmak midesine pek iyi gelmemişti. Diğerlerinin de yavaş yavaş inmesini beklerken bir eliyle karnını tutuyordu Karaca.

Azer kardeşlerinin inmesine yardım ederken bir yandan da gözü karnını tutan kızdaydı. Gezilerinin son yarım saatini oldukça asık suratlı geçirmişti Karaca. Nedenini ne kadar çok merak etse de şuan soramayacağını biliyordu.

Safderun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin