Bölüm 3: Misafir

1.8K 166 53
                                    

Karaca eve gelir gelmez tatlısını yapıp fırına attığında çalan evin kapısıyla elindeki bezi bırakarak kapıya koştu. Kızının koşuşunu gören Ayşe arkasından gülerek ilerlediğinde oğlu ve kocasının geldiğini gördü. İkisini de öptüğünde kapıyı kapatarak salona ilerlediler.

''Ee bu kız daha hazırlanmamış? Kızım geç kalıcaz geç.''

''Ya abii! Tatlı yap dediniz onu yapmakla uğraşıyordum ne yapayım.''

''Belli belli saçın başın dağılmış hep'' diyerek kızla dalga geçtiğinde Karaca abisinin bu haline dil çıkardı.

''Akın! Uğraşma kızımla!'' diye yalandan oğluna kızan Selim Akın'a da göz kırptı.

Ayşe ve Karaca tatlıyı kontrol etmek için mutfağa geçtiğinde Selim oğluna biraz daha yaklaştı.

''Sen Karaca'yı alıp yukarı çık. Sakın bir şey belli etme.''

Sessiz bir şekilde başıyla onayladı Akın babasını. Bu sırada Ayşe ve Karaca yeniden salona döndüğünde Akın hızla ayağa kalkarak Karaca'nın kolundan tuttu.

''Hadi yukarıya! Hazırlanmana yardım edicem'' diyerek kızı yukarı sürüklemeye başladığında Karaca'nın itiraz edeceğini hareketlerinden anladı Akın ''Yoksa saatler sürer senin hazırlanman'' dedi ve babasının istediği gibi yukarı çıkardı kendisini.

.

.

.

.

Kızının ve oğlunun yukarı çıktığından emin olan Selim, Ayşe'yi yanına alarak bahçeye çıktı. Bahçenin içindeki küçük çardağa oturduklarında karısının elinden tuttu destek almak ister gibi.

''Selim? Bir sorun mu var? İşte bir sıkıntı mı çıktı?''

''Yok, kazasız belasız aldık işi ama...''

''Ama?''

''Babam Ayşe, babam'' diyerek sıkıntıyla elini saçlarından geçirdiğinde İyi şeyler olmadığını anladı Ayşe.

''Buldu mu yoksa bizi?''

Karısının korku dolu sesiyle kaldırdı kafasını Selim. Az önce bıraktığı eli yeniden tuttuğunda tek amacı karısının sakinleşmesini sağlamaktı.

''Bulmadılar ama her an bulabilirler. İstanbuldaki bir tanıdıkla konuştum, bizi arıyorlarmış. Daha doğrusu-''

''Karaca'yı... Ne yapacağız Selim? Karaca'yı almalarına izin veremeyiz-''

''Tabi ki izin vermeyeceğiz! Gerekirse Akın'la birlikte yurt dışına yollarız ama yine de vermem kızımı ben!''

''Peki ben ne yapacağım? Çukur'daki gibi kızımı eve hapsetmek istemiyorum.''

''Hapsetmeyeceğiz zaten sadece biraz daha dikkat edeceğiz. Gerekirse öleceğim ama yine de vermeyeceğim çocuklarımı.''

.

.

.

.

.

.

.

Karaca'yı zorla duşa sokan Akın pencereden anne ve babasını izledi. Vücut dillerinden sıkıntılı bir konu konuştuklarını anlamıştı. Sıkıntıyla nefes verirken duyduğu kapı sesiyle kardeşinin duştan çıktığını anlayan Akın üzerindeki kötü enerjiyi üstünden atarak döndü kardeşine.

Safderun Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin